Sağlık Bakanımız olaylara acilen el atsın!
Mersin garip bir kenttir.
Kimin eli kimin cebinde anlaşılmaz.
Bu nedenle her zaman söylerler.
Ankara’da bulunan yetkililer der ki: “ülkenin 81 ili bir yana bu il bir yana. Bu denli karışık ve akıl almaz, içinden çıkılamaz bir yer”
Böyle derler.
Sebebi ise, burada bulunanların hepsinin bir değil bin bir yüzlü hareket etmesinden kaynaklanır. Hiç dik duruş sergilemez, adam gibi tavır almazlar. Neyse..
Mersin İl Sağlık Müdürü Kadir Çağlar ÇATAK daha önce Adana il sağlık müdürlüğü yaptı.
O dönemlerde Adana’da büyük operasyonlar oldu ve bir takım kişiler yargıya düştü, içeri girdiler. Uzun süren mağduriyet yaşadılar.
O zaman orada il müdürü olan ve ani bir karar ile MERSİN e getirilen Kadir Çağlar Çatak’ın müsteşar NİHAT TOSUN torpilli olduğu ve Bakana büyük hizmetleri var şeklinde yansıtıldığı için Mersin’e getirildiği söz konusu.
O dönemde Dengir Mir Mehmet Fırat’ın da Adana’da olan bitenlere Sağlık alanında kızgınlıkları ve çalışmaları da biliniyor.
Müsteşar Nihat Tosun bir yol bulur.
Mersin il müdürü Aytekin Kemik’i Adana’ya, Adana il müdürü ve olayların göbeğinde olan, siyasi kargaşaya da neden olmuş olan Kadir Çağlar Çatak’ı da Mersin’e getiriyorlar.
Bir yerde Kadir Çağlar Çatak’ı korumuş, kollamış ve gözetmiş oluyor. Ne için koruyup kolluyorlar ise bilemiyoruz. Ama sonraları adı Bakanın 10 altın çocuğundan birine çıkartılıyor. Bunu da böyle yayıyorlar ki, kimse ona ilişmesin, eleştirmesin, laf söylemesin.
Adana’da merkezi laboratuar ihalesi yapılıyor.
Çok titiz ve dikkatli araştırılıp soruşturulsun.
Kim almış, nasıl yapılmış, ne olmuş bitmiş incelemeye alınsın.
Aynı şekilde Aile hekimleri ile ilgili bir bilgisayar programı meselesi var.
Merkezi sistem.
Bununla ilgili KARDELEN diye bir isim dolaşıyor.
O firmanın ortakları, sahipleri, kurucuları titizlikle incelensin.
Bu firma Mersin’e de gelmiş mi?
Mersin’de işlere talip olmuş mu?
Bunların geldisi gittisi araştırılsın.
Mersin’deki merkezi laboratuar ihalesi, idari ve teknik şartnameleri, işe katılım yapan firmalar ve firmaların itirazları, bu laboratuarın çalışma şekli, fiiliyattaki hizmeti, burada hizmet veren elemanların ne suretle ne şekilde çalıştırıldıkları, özlük hakları didik didik edilip bir incelensin.
Devlet adına, millet adına bunu devletin ilgili ve yetkili birimlerinde oturanlar yapsın.
Özellikle sağlık bakanı bu işe çok titiz bir araştırma yaptırsın.
Bakın neler çıkartacaktır.
Denilen o ki, Adana’dan Mersin’e getirilip uzun yıllar burada da korunup kollanan il müdürü Kadir Çağlar Çatak bundan sonrada korunup kollanacak ve daha üst makamlara getirilecek.
Çünkü Hac’ca gitti.
Hac’ca giderken SEMERKAND ile gitti, orada bulunanlar sağlık bakanına rica ettiler, baskı kurdular bu yüzden daha etkin bir makama gelecek derler.
İşe bakın siz.
Sağlık Bakanımız dürüst, düzgün, tertemiz adam. İnançlı imanlı adam…
Biz onun bunun demesi ile birisini bir makama getireceği yolundaki laflara inanmayız.
Ama artık etrafında ne olup bitiyor ona da çok dikkatli bir baksın.
Neyse…
Kadir Çağlar Çatak 2010 yılı içinde geçirdiği bir soruşturma neticesi KINAMA cezası ile cezalandırılır.
30.3.2010 gün 2921 sayılı makam onayı ile olayı soruşturan müfettiş KINAMA önerir.
Olay çok sayıda devlet görevlisini içeriyor.
Bizim dikkatimizi ise iki isim çekiyor.
Birincisi şimdi bize halk sağlığı müdürü olan Aytekin Kemik, diğer eski Adana il müdürü şimdiki Mersin il müdürü Çağlar Çatak…
Ambulanslı kaza sonrası ölümlü bir olay.
Ve yapılan tahkikat ile önerilen cezalar var.
Tabi buna savunmalar yapılıyor.
Akıbetini ise Bakanlık biliyor.
Konu bu değil.
Konu Çağlar Çatak’ın müsteşar NİHAT TOSUN tarafından sürekli korunup kollanması.
İl müdürlüğünü Mersin’de yaparken Çağlar Çatak bir bakıyoruz ki, Adana Kozan devlet hastanesine Baştabip yapılıyor.
Ama ne hikmet ise gitmiyor.
Mersin’de.
İl müdürlüğüne devam.
Fakat Buradan alınmış olsa o dönem oraya gidecek.
Ve Baştabip olacak.
Kendisi bir Pratisyen hekim.
Mikrobiyoloji alanında yüksek lisans yaptığı ve bu lisansın hocasının ise eski valilerden, sonraki siyasilerden birinin yakını olduğu ondan aldığı biliniyor.
Neyse.
Bu arada Mersin’de görev yaparken, pratisyen hekim il müdürü Kadir Çağlar Çatak BAŞTABİP oluveriyor.
Kâğıt üstünde.
19.1.2011 tarihli bakanlık oluru elimde.
Bu onayda eski yeri Adana Seyhan devlet hastanesi tabip, yeni yeri Adana Kozan devlet hastanesi Baştabip olarak görülüyor.
Ve pratisyen hekim Baştabip yapılmış.
Ancak Mersin’de sağlık il müdürü.
O gün bu gündür de müdür.
Ne var bunda diyeceksiniz?
Tabiî ki bir şey yok.
Ama bir kayırmacı, ayrıcalıklı durum söz konusu…
Yani KADİR ÇAĞLAR ÇATAK Sağlık Bakanlığı için ayrıcalığı ve ayrı bir önemi olan kişi gibi gösteriliyor öylede davranılıyor.
O nedenle biz buradan MERSİNDEKİ SAĞLIK ALANINDA GELİŞEN hangi hususu dile getirdiysek, o yerli olunmadı, yaptığımız ihbar nitelikli yazılar, ortaya koyduğumuz subuta ermiş olaylara gereken ilgi ve hassasiyet gösterilmedi.
En son olarak bir ortopedi olayı gelişti.
Toros devlet hastanesi ile ilgili.
O kadar büyük bir boyutu var ki, herkesten saklanıyor.
Raporun sonucu bir türlü açıklanmıyor.
Ve işin garibi bu rapor münferit alıma göre yapılmış olsa idi farklı neticeler çıkacaktı, çerçeve alıma göre farklı neticeler.
Bunu günler öncesi yazdım.
İl müdürlüğünün Çerçeve alımında sıkıntı büyük...
Yanlışlık diz boyu.
Ama bu işi dört dörtlük soruşturan olmadı, olmuyor.
Niye?
İl müdürü Kadir Çağlar Çatak’a bir şey olmasın, başına bir sıkıntı gelmesin diye.
Oysa burada konu Çağlar Çatak değil, tüyü bitmedik yetimin hakkı, şehidin hakkı.
O hakkın korunması adına birilerinin bu ortopedi çerçeve alımı 2010- 2011 yılları içindeki alımları çok titiz incelemesi, buna göre hastanelerin alımlarını da incelemesi lazım.
Ama bunu bir türlü kimse yapmıyor.
Niye?
İkincisi bir yemek olayı…
MDH yemeği.
Katılmadıkları toplantıda katılmış gibi imza atılması Diyet uzmanlarının şikâyeti ve sonrası gelişen olaylar bütünü. Bu soruşturmada yapıldı. Müfettiş gitti. Sır gibi saklanıyor. Bu olayda adı geçenlere idarecilik yaptırılmaması gerekir.
Bir başka yemek işi TOROS devlette cereyan etti.
Firma yasaklandı, teminat irat kaydedilsin denildi, hazine zararı istendi, ne oldu? Kocaman bir hiç… Bu işlerin takipçisi olacak olan il müdürü Kadir Çağlar Çatak ne yaptı?
Bir başka konu ise: Mersin’de MDH de cereyan eden ortopedi ihalesi ve sonrası işlerdi.
Burada ACABAN medikalın farklı malzeme verdiği söz konusu idi...
Sözleşme farklı, verilen farklı.
Çerçevede verilen marka ile münferitte verilen malzeme farklı ayrıca kullanılan malzeme daha farklı.
Bu soruşturuldu.
Soruşturma neticesi MDH müdürü Şemsettin Karadoğan ve ilgili Doktor Fethi Ölgün hakkında savcılığa soruşturma izni verildi.
Onlar itiraz ettiler.
İtiraz bölge idare mahkemesi tarafından kabul görmedi.
Bu arada haklarında ihaleye fesat karıştırmak ve edimin ifasına fesat karıştırmak ve görevi kötüye kullanmaktan savcılığa soruşturmaya izni verilmiş oldu.
Bunlar buz dağının görünen kısmı.
Görünmeyen ve araştırılmayan diğer işlerde neler çıkacaktır, neler.
Ama İl müdürü onca yazımıza rağmen bu işlere gereken hassasiyeti göstermeyip bu konuda idari ve disiplin işlemlerini halen yapmamıştır.
İstense idi çok şeyler çıkardı.
Burada kamu zararı var.
Dosya detaylarına girilse neler çıkar neler…
Olaylar ört bas edilip, devletin kaybına neden olunmuştur.
Devletin kurum içi ve il düzeyindeki tayin ve atamaların elden geçmesi, tedviren görevlendirmeler ile geçici görevlendirmelerin elden geçirilmesi, PDC ye uygunluğunun araştırılması, sağlık il müdürlüğündeki idari mali işlerin ve alım satımların tamamının köklü bir şekilde incelenmesi gerekir.
Şimdi bunların yapılması lazımken yeni oluşan teşkilatlanmada birde aktif görev verilip üst makama taşınacağının söylenmesi akıllara durgunluk veriyor.
Sağlık Bakanı Mersin’de olan bitenleri, bizim yazdıklarımızı görmüyor mu?
Lütfen acil bir el atsın ve Mersin il sağlık müdürlüğü dâhil, Toros devlet Hastanesi, MDH, Tarsus, Erdemli, Silifke, Anamur gibi önemli hastanelerdeki alım satımları, tek reçete alımları çok sıkı incelesin.
Özellikle çerçeve alımları…
Çünkü çerçeve alımların özünde sakatlık var.
Ama bizim MERSİN AKP il başkanımız MEKİN MERTER SALT devletin kör kuruşunun hesabını sormak adına bu işlerin arkasına düşeceğine, devletin kör kuruşunu heba edenlerin yanında yer alıp, onlara halen arka çıkıyor ve makamda kalmalarını temin ediyor.
Oysa bunlara artık o makamlardan kalkın, devlet rahat etsin demesi lazım.
Başhekimlik makamına gelmiş ve o makamda devlete tek kuruş yarar sağlamamış ve üstelik yaptığı işler ile devleti zarara uğratmış, ayrıca icraatları ile iş yerindeki çalışma barışını bozmuş olanları ısrar ve inatla korumasını anlamış değiliz.