Sağlık Bakanlığı bu konuda acaba neden sessiz?
İşin açıkçası, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri kurumuna bağlı Finans hizmetleri Başkan Yardımcılığı birimi NE OLMUŞSA OLMUŞ, sesimizi duymuştur (!) Bundan önce, burada MERSİN MERKEZİ LABARATUVAR İLE ilgili yazdığımız yazıları ciddiye alarak değerlendirmiş olup, değerlendirme neticesinde bire bir bizim gibi düşünerek bunu9.8.2012 günlü “satın alma işlemleri–2” konulu, 949–650 sayılı yazıları ve talimatları ile bizi teyit ederek, 2008/42, 2010/56 ve 2010/49 sayılı genelgeleri bizim gibi yorumlamıştır…. Ama yereldeki idarecilerimiz halen işi savsaklamayı sürdürüyor ve o yerli bile olmuyorlar.
Finans hizmetleri Başkan Yardımcılığının bu yorumlamalar neticesinde ilgili 9.8.2012 günlü“satın alma işlemleri-2” konulu, 949-650 sayılı yazılarında; 2 sayfada yer alan ve 4. maddede belirtilen emirleri şöyle; “….Laboratuar hizmet sunumuna ilişkin ihtiyaçların karşılanması amacıyla yapılan kit karşılığı cihaz kullanma uygulaması alımları ile laboratuar hizmet alımları, her bir kurumun kendisi tarafından yapılacaktır. Ancak, Bakanlığımızca (strateji geliştirme başkanlığı) yayımlanan 6 Ağustos 2010 tarihli ve 2010/56 sıra nolu genelge uyarınca laboratuar hizmet sunumu ihtiyaçları il sağlık müdürlüklerince il düzeyinde yapılan toplu alımlarla karşılanan ve söz konusu genelge eki listede yer alan kurumların bu ihtiyaçlarına ait ihaleler, söz konusu genelgede düzenlenen esaslar çerçevesinde il sağlık müdürlüklerince yapılacaktır…”
DENMEKTEDİR…..
Ben bu açıklamaya bir önceki yazım olan aşağıdaki linkte yayınladım.http://haberanaliz.net/article_detail.php?article_id=439
Yani 2010/56 sayılı genelgenin ekinde yayınlanan ilçelerin ihtiyaçları İÇİN İl Sağlık müdürlüklerine toplu alım olarak izin vermiştir. Bu ilçeler ise Mersin için şunlardır;Mersin Erdemli Devlet Hastanesi, Mersin Bozyazı Devlet Hastanesi, Mersin Anamur Devlet Hastanesi, Mersin Aydıncık Devlet Hastanesi, Mersin Silifke Devlet Hastanesi, Mersin Gülnar Devlet Hastanesi, Mersin Mut Devlet Hastanesi…
Ancak MERSİN il sağlık müdürü olan Pratisyen hekim Dr. Kadir Çağlar ÇATAK ise bu genelge ve emirleri MERSİN İLİNDE tamamen yanlış uygulamıştır. MDH bahçesinde prefabrik olarak yapılan ve oradaki yeşil alan ile park yerini hiç düşünmeden bir çırpıda yok ederek bir merkezi laboratuar meydana getirmiştir. Üstelik bizim bu hususta her tür yazımız ve uyarımızı da dikkate almadan ve ayrıca KİK in vermiş olduğu kararlarda ki muhalefet şerhlerini de göz ardı ederek. Bu ısrarcı uygulamalarını sürdürmüştür. Bu laboratuarın buraya konuşlanması ile MDH de ciddi bir park sıkıntısı meydana gelmiştir. Ayrıca yeşil alan yok olmuş, bahçe içindeki düzenlemeler kalkmıştır. Artık hastalar bahçede yürümekte bile zorlanmaktadırlar. Özellikle engelliler için büyük zorluklar ortaya çıkmıştır. Bu işlemler yapılırken hiçbir alt yapı ve sonrasında getireceği yaşamsal sıkıntılar hesap yapılmadan gerçekleştirilmesi düşündürücüdür. Dolayısıyla söz konusu laboratuara merkezdeki hastanelerden taşımalı olaraktan hasta kanlarını taşıdıkları söz konusu. Bu yapılan tahlillerin ne kadar sağlıklı olduğu ise tartışmalıdır. Ama kimse umursamıyor. Zaten böyle bir işin sağlıklı olduğunu bakanlık düşünseydi, her hastanenin kendi bünyesinde laboratuar hizmet alımını talimatlandırmazlardı. Demek ki taşımalı olaraktan hizmet alımı sakıncalıdır. Bu konunun da ayrı yeten bakanlıkça araştırılıp, incelenmesi gerekir. Netice itibari ile, merkezi laboratuar hizmet alımı ihalesi ile burada hem kamu zararı oluşmuş (yaklaşık 12 trilyona tekabül eden) hem de hasta haklarını ihlal edilmiştir. O nedenle Mersin il sağlık müdürünün bundan sonra Mersin ilinde hiçbir şekilde görevlendirilmemesi gerekirken, daha üst makamlara getirileceği bildirilmektedir. Acaba niye? Bu merkezi laboratuar işi bu genelgelerin amir hükümlerine rağmen yapıldığı ve karşılığında da üst makamların garanti edildiği için mi?
Bize gelen bilgilere göre, Mersin il sağlık müdürünü daha önce Adana’dan alıp Mersin’e kaydırarak korumak isteyen Bakanlık yetkilileri, şimdi de Mersin’den alıp Adana Genel sekreteri yâda Koordinatör yapacaklarmış. Bakanlıkta Müsteşar Nihat Tosun, Genel müdür Serdar Mercan ve personel genel müdürü el ele vermişler, bu müdürü daha üst makamlara getirme gayreti içinde olduklarıdır. Bu tür yanlış iş ve uygulamaları gerçekleştiren bu arada devletin zararına sebebiyet veren kişilerin ve yanlış iş ve işlemler ile sıkıntı yaratanların ödüllendirilmemesi gerekirken, ödüllendirilir gibi makamlara getirilmesi sağlık bakanımızın adalet ve hakkaniyet ölçülerine yakışmıyor. Diğer taraftan işin bir başka tarafı en son genelge gereği bu laboratuar artık süresi bittiğinde ihale edilemeyecek ve işlerliğini yitirecektir. Çünkü talimat açıktır. O zaman bu MDH bahçesine konuşlanan laboratuar yeri ne olacaktır? Buradaki bu yatırım ve donanım zararını kim karşılayacaktır? Kimden karşılanacaktır? Burada tüyü bitmedik yetimin hakkı var. Devletin hazinesi söz konusu... Hepimizin vergileri ile oluşan bir kasa. Buranın kaynaklarını harcayanların daha dikkatli, titiz harcaması gerekmez mi? Bu devletin imkânı nasıl böyle çarçur edilir ve keyfi harcanır? Bunun hesabını birileri artık sorsun.
Hafta içinde, Bayram dönüşü, Mersin Devlet Hastanesinde çok uzun bir kuyruk vardı.Vatandaşın kuyruk çilesi bitmiyor. Vezne önünde. Tek bir eleman makbuz kesiyor. Vatandaş yığılmış. Kimi sağlık kurulundan rapor almak için kimisi başka şey için. Çocuğunu okula kayıt yaptıracak olan v.s. Kuyruk o kadar uzun ki, insanlar çileden çıkıyor. Şimdi bu kuyruk bu gün sabah saatlerinde de var. Gittim fotoğrafını çektim. Ve bir yetkili akıl edip vezne sayısını ikiye, üçe çıkarmıyor. Kimsenin o vatandaşın çektiği ızdırap umurunda değil. Ama iş makam kapmaya geldi mi, siyasiler devreye konup bir üst makam isteniyor. Şimdi eski vekil Ömer İnan yine devreye girmiş. MDH Başhekimini Genel Sekreter yapmaya çalışıyor. Mersin Öğretmen evinde akşamları sık sık bir araya geliyorlar. Mevcut il Başkanının karşısındaki ekipte oraya geliyor. El ele ballı güllü oturup taktik belirliyorlar.
Sn. Sağlık Bakanımıza buradan bir kez daha sesleniyoruz. Mersinde şu an İl müdürü, il müdür yardımcısı, ilçe müdürü, Başhekim ve onların yardımcıları, Hastane müdürleri ve onların yardımcılarından yeni oluşacak Mersin kadronuzda (genel sekreter, yardımcıları, daire başkanlıkları, hastane yöneticilikleri v.s) yer verirseniz Mersin’e acayip bir kötülük etmiş olursunuz. Çünkü bu denenmiş kişilerin Mersin’e hiçbir getirisi, artısı olmadı. Aksine geldikleri günden bu yana işleri daha da içinden çıkılamaz hale getirdiler. Aksine sürekli soruşturma geçirdiler. Aksine cezalar aldılar. İşin doğrusu, birde, açılan soruşturmaları, onları o makamlara getirip tutmak durumunda kalan yerel siyasilerce kapattırılmak zorunda kaldılar. Gelin bu size yalan yanlış aktarılan isimlerden vazgeçin. İşin ehli ve uzmanı, liyakat ve ehliyet sahibi, iş bilir yetenekli, çağın donanım ve gereklerine bağlı, insan hak ve hukukuna saygılı, çağdaş uygar ve insan yaşamını önde tutan anlayışla bezenmiş kabiliyetli kimseleri getirin. Sayın Bakan, biz sizin ne denli çalışkan ve dürüst bir insan olduğunuzu biliyoruz. Ama sizin o güzel hizmet anlayışınız ve çalışmalarınız Mersin’de tabana yansımıyor. Bunun sebebi beceriksiz ve ehliyetsiz kadroların buralarda hüküm sürmesi. Beceriksiz kadrolardan lütfen kurtulun. Buradan alıp da bir üst makama ödüllendirmeyin. Millet, memlekete yazık etmeyin.
Geliyorum Mersin ADSM mevzusuna. Ben buradaki arkadaşların iyi niyetine ve gayretine inandığım için elimdeki kalemi onların lehlerine kullandım. Amacım kendi çıkarım ise namerdim. Ve Allah beni kahretsin. Devamlı devletimi ve milletimi düşündüm. Üstelik iyi niyetler ile birçoğu ile Cuma namazlarında da birlikte oldum. Ama ADSM de bir gurup benim her gelişimde ve gidişimde ilintili ve bağlantılı oldukları diğer hastanelerdeki amur pozisyonlarındaki kişilere bildirip, karalama yaptılar. Bende ADSM yetkilileri benim yüzümden zarar görmesin diye gidip gelmez oldum. Alma görüyorum ki, benim gidip gelmelerim olmayınca, o art niyetli kişiler ADSM Başhekimi ve müdürünü kullanmaya, kandırmaya kalkıyorlar. Niye mi? İşte aktarıyorum… ADSM ikinci çevre yolu üzerinde,Carrefour kavşağı yakınında bulunan bir binadan hizmet binası amacıyla yer kiralamaya çalışıyor. İsmini, cismini, fotoğrafını yayınlamıyorum, çünkü kimsenin düşmanı değilim, kimsenin zararı için çalışmıyorum. Ben devletimin imkân ve olanaklarının çarçur edilmesinin önüne geçmek istiyorum. Bakın buranın kaçak katları olduğundan Yenişehir Belediyesi ile tartışmalı hale gelmişler. Ruhsat alamamışlar. Oturma müsaadesi yok. Bunlar olmayınca elektrik, su bağlanamaz. İşin garibi aylardan beri bomboş ve bir tek oturan kişi yok. Niye yapıldı yapılalı orada tek bir kimse oturmuyor? Bunu hiç düşünmediniz mi? Bunu hiç araştırmadınız mı? İyi hatırlayın, orasını daha önce de Sağlık müdürlüğü yetkililerince tutmak isteyenler olmuştu. Müteahhitle o zaman yapılan pazarlıklar biliniyor. İl sağlık müdürü de bunu biliyor. Ve o zaman vazgeçilmişti. Ama ne hikmet ise, burası tutulmaya çalışılıyor, ön protokol yapılıyor, firma gidip binaya afiş asıyor, devletin sırtından tanıtım ve işi meşrulaştırmaya yönelik çabalar içine giriyor ve olmayan ruhsatı Belediyeden almaya, olmayan oturma iskânını almaya çalışıyor. İl müdürü buranın bu durumunu çok iyi biliyor. Çünkü bu durum hakkında daha önceden bilgi sahibi… Peki, öyle ise, ne değişti de, şimdi burası tutulmak isteniyor? Gerekli ruhsat alındı, oturma müsaadesi alındı da ondan mı tutmak istiyorlar? Bunun için ADSM tarafından resmi yazışmalar yapılıyor, ön protokoller yapılıyor, oraya ilgili bina sahibi de afiş asıyor, hazırlıklar hızla sürüyor… Bunu araştıracak, soruşturacak BAKANLIK yetkilisi yok mu? Ayıp olmuyor mu? Bu devletin parası bu kadar kolay mı harcanır? Üstelik aylık kirası için 20- 30 milyar lira gibi bir rakam düşünülüyormuş. Ayıptır ya. Bu rakamı neye göre belirlediniz? Kime sordunuz? Sizde sizden öncekiler gibi emlakçılar odasına mı sordunuz? Belediyeye resmi yazı ile sordunuz mu? Yoksa ben bilirim diyerek, ben inşaattan anlarım diyerek kafanıza göre mi takılıyorsunuz? Detayları ile araştırıyorum, daha detaylı bilgileri sonra aktaracağım. Adamlar Bakanlığın bu konuda gönderdiği resmi yazı ve talimatı bile yanlış anlıyor, yanlış yorumluyorlar. Ne hikmet ise bu bakanlık emir ve genelgeleri sadece Mersin de yanlış anlaşılıyor ve yanlış yorumlanıyor (!) Şimdilik bu kadar...
Bu arada, Mersin sağlık müdürlüğü diye yapılacak olan TEKEL binasını yıktılar. Yıkılınca gördük ki, tertemiz bir boşluk ortaya çıktı. Moloz dökmüşler. Araç park yapıyorlar.Değerli Mersin Valisine buradan sesleniyorum. Değerli valimiz, burası yıkılmış iken gelin yemyeşil bir alan haline getirin. Kıyı kenarında devlet eli ile bina oluşmasına izin vermeyin. Gelin bahçe tanzimi yapın pırıl pırıl bir ağaçlık alan haline getirin. Hemen arkasında zaten valilik konağını onarıp, tamir ettiriyorsunuz. Gelin bu muhteşem ve tarihi binanın da önünü kapamayın. Oraya taşındığınız vakit, valilik olarak kullandığınız şu anki binayı da yerle bir edip, orayı da yemyeşil alan haline getirirseniz Mersin halkı size minnettar kalacaktır. Bilginize.