Sağlık Bakanlığı Buraları görmüyor mu?
Değerli Sağlık Çalışanları,
Belki de aklınızda şüphe ve endişeler var. Nitekim bu güne kadar yazı yazanlar, haber yapanlar bir müddet sonra bir bakmışsınız ki, susmuşlardır. Bize bakıyorsunuz, yazılar ardı ardına geliyor. Susma yok. Diyorsunuz ki, ne oluyor? Evet, ne oluyor? Yazdıklarımızı dikkate alan bir merci yok mu? SAĞLIK BAKANLIĞI bu yazdıklarımızı görmüyor mu? Elbette ki görüyor. Ancak bizim DEVLETİN işleri böyle ağır yürüdüğü için, adalet gecikiyor. Geciken adaletinde kimseye faydası olmuyor. Yetkili ve ilgililere bir kez daha sesleniyoruz: İLERİDE TELAFİSİ GÜÇ MADDİ VE MANEVİ ZARARLARA SEBEBİYET VERECEK hadiseler gelişiyor. Bey tül maldan gidiyor. Hazineden gidiyor. Hani Fırat’ın kenarındaki kuzu adaleti? Hani Tüyü bitmedik yetimin hakkı?
HALEN KURUMLARIN ALIM SATIMLARI KENDİ VEB SİTELERİNDE YOK
Mersin’de bulunan MDH, Toros Devlet, Kadın doğum, Tıp Fakültesi hastanelerinin alım satımları tüm detayları ile kendi kurumlarının resmi veb sitelerinde yok. O kadar uyarıcı yazı yazdık. O yerli olmadılar. İhalelerin İDARİ VE TEKNİK şartnameleri ile ilanları gününden önce duyurulmalı. Ama yapmıyorlar. Oysa SERBESTLİK- REKABET- AÇIKLIK ilkelerinin tam oturması adına bunun ivedilikle yapılması lazım. Kamunun yararına olacak bu işleri bir türlü yapmıyorlar. Sonucunda kapalı kapılar ardında yapılan idari teknik şartnamelerin içerikleri yüzünden ihaleler iptal oluyor, bozuluyor. Resmen kamu zararına sebebiyet veriyorlar. Ama kimse bu iş için hesap sormuyor. Biz yazınca da bir taraflarına batıyor. Batmasın arkadaş, doğru olanı yapın.
ÖZELLEŞEN HİZMETLERDE RANDIMAN YOK
Hastanelerde hızla özelleşen hizmetlerde ( YEMEK- TEMİZLİK- GÖRÜNTÜLEME- GÜVENLİK- ARAÇ KİRALAMA- BİLGİ İŞLEM VE FATURALANDIRMA- ÇAMAŞIR YIKAMA VE BENZERİ) bir türlü randıman alınmıyor. Taşeronların çoğu iflasta, batmış, piyasada itibarı sıfırlanmış durumda. Hastaneler ile iş yapan firmaların çoğunun hastaneden alacakları fatura yâda hak edişlerinde icra, haciz veya temlik var. Yanı sıra işçi parasını alamaz hale geliyor. Öte yandan HASTANELERDE hizmet aksıyor. MR, TOMO gibi çekimlerin sonuçları verilemiyor. Sonuçları okuyacak doktoru bulamıyorlar. Çünkü taşeronlar doktorun parasını veremiyorlar. Sıkıntı çok büyük… Ayrıca Çamaşır yıkama dert haline dönüşmüş. Kirliyi götürürken de, temizlenip gelirken de büyük sorunlar yaşanıyor. Öte yandan herkes durumdan şikâyetçi. Ameliyathane personeli ise daha fazla dertli… Bu arada kontrol edilmeden çamaşırcıya verilen kirlilerin içinden CERRAHİ ALETLER bile çıkabiliyor. Geçen birisine iğne batmış. Biliyorsunuz HASTANE ENFEKSİYONU diye bir şey var. O unutulan alet ve tıbbi malzemeden çamaşırı taşıyan, elleyen, yıkamada hizmet verenin eline batsa yâda kesse ne olacak? Bir başka açıdan ise DEVLET ZARARI VAR. Kontrol etmeden tıbbi alet ve malzeme cerrahi alet çamaşırın içinde atılmış kaybolmuş oluyor. Bu nasıl sorumsuzluktur böyle?
Yine YEMEK kontrolü yapılmıyor. Yemeğin içine TEKNİK ŞARTNAMEDE yazılanlar mı konuluyor, yoksa baştan savma işler geçiştiriliyor mu? Özellikle tüm hastanelerde MUTFAKTA temizlik ve hijyene dikkat çekmek istiyorum. Acilen elden geçirilmeli.
HASTANELERDE TEMİZLİK BERBAT…
Çoğu yerde 150 ile 300 arsı personel çalışmasın rağmen temizlik yok denecek kadar berbat. Bunun türlü çeşitli sebebi var.
Temizlik işçisi diye alınan TORPİLLİ ler masa başında çalışırken az sayıda kalan ile de hastaneler temizlenemiyor, hijyen hale gelemiyor.
Bunun yanı sıra tuvalet ve lavabolar berbat. Bir sağlık kurumuna yakışmayacak kadar kötü. Yine aynı tuvalet ve lavabolarda sular sürekli akıyor. Bunları kontrol eden takip eden yok. Tonlarca su devletin kesesinden akıp gidiyor.
Yine tuvaletlerde ve lavabolarda sabun bulmak mümkün değil. Tuvalet kâğıdı veya elinizi kurulayacağınız havlu peçete yok. Veya el kurutma makinesi yok. Çöpler tıka basa dolu ve berbat halde. Koridorlarda çöp tenekesi kutusu yok.
Danışmalar hiç çalışmıyor. Danışmalar DANIŞMAMA bölümü olmuşlar. Buralarda görev yapanların davranış bilimi dersi alması, halkla ilişkiler uzmanı olması lazım. Ama nerede?
Hastanelerin bahçesindeki ağaçların ve yeşil alanların içi çer çöp dolu…
En önemlisi ise SİGARA İZMARİTİ cenneti…
Sağlık Bakanı gelsin bu bahçedeki sigar izmaritlerine bir baksın.
Böyle bir görüntü SAĞLIĞA VE BU YASAĞIN TAKİPÇİSİ BAKANLIĞIN KURULUŞLARINA YAKIŞIYOR MU?
Ve halen hastanelerin odalarında sigara içiliyor. PÜFÜR PÜFÜR….
Aniden gelin odaların kapısını açın gözünüzle görün. Siz Hastane gibi şifa kapısı olan kutsal yerde bu işi önleyemeyeceksiniz, yâda daha dikkatli çalışmayacaksınız, millete sigara içmeyin diyeceksiniz. Çelişki oluyor. Bu işi ciddiye alın. Valilik timleri sigara içimini kontrol etsin. Ani baskınlar yapsın.
İSRAF VE YAKIŞIKSIZ İŞLER VAR…
Hastanelerin elektrik su faturaları ile telefon faturalarını elden geçirin. Aşırı israf var. Günah. Yetimin hakkı var. Hor kullandırtmayın.
Hastanenin arabaları doktorların özel işlerine kullandırılıyor, evinde unuttuğu cep telefonunu hastanenin aracı ve şoförü ile getirtiyor. Yâda işini takip ettiriyor. Bunları önleyin.
Hastane içinde ve polikliniklerde ilaç mümessilleri, tıbbi malzeme satıcıları cirit atıyor. Doktorlara eşantiyon getiriyorlar, ilaç tanıtımı yapıyorlar, ne kadar reçete yazarsan o kadar kongre vadinde bulunuyorlar. Bu ilaç temsilcileri ve medikalcıların hastane poliklinik ve muayene odalarına girmeleri bir şekle bağlanmalı. Eşantiyon ve kongre işleri denetime alınmalı. Kongrelere giden doktor, sağlık personeli ve idareciler takibe alınmalı, bu kişilerin kongre masraflarının nereden karşılandığı ortaya çıkartılmalıdır. Firmaların kesesinden yada promosyon olarak kongreye gidilmemelidir. Bu önlenmelidir.
HASTANELERDE ALET EDAVAT EKSİĞİ VAR
Mersin’deki tüm hastanelerde TEKERLEKLİ SANDALYE – SEDYE eksiği göze çarpıyor. Tekerlekli sandalyeler ve Sedyeler ya çok eski, ya ilkel. Artık bunların çağdaş hale gelmesi, hastanelerin kimliğine yakışır olması lazım. Sayısı artmalı Bir defa her serviste en az 4 tekerlekli sandalye bulunmalı. Yine 4 sedye olmalı. Acil kapısında ve danışmalarda ayrıca sedye ve tekerlekli sandalye olmalı. 1 -2 tane değil. En az 5- 10 tekerlekli sandalye, 3- 5 sedye danışmaların ve acilin içinde müsait bir odada bekletilmeli.
Yine laboratuarlarda kullanılan KİT eksiklikleri var. Tahlil yapılamıyor. Bakıyorsunuz non steril eldiven yok. Pansuman arabaları ihtiyacı karşılamıyor. Yâda kullanışlı değil. Üstelik TOROS devlette pansuman arabası iye alınanları hasta odalarını kapısından giremiyor. Kullanışlı değil. Ve dünya bir paraya alınmışlar.
MAHKEMEDE AĞIR CEZADA YARGILANANLAR GÖREVLERİNİN BAŞINDA TUTULUYORLAR
Mersin Kadın doğum hastanesinde şu an müdür olan GÜLTEKİN ARSOY Ağır cezada yargılanıyor. Gültekin Arsoy’ un önceki yeri Mersin Devlet Hastanesi. İşin ilginç tarafı bu müdürün 800 yataklı iken 500’e düşen MDH’den alınarak Kadın Doğuma verilmesi. Alınarak diyorum. Çünkü büyük bir soruşturma geçiriyor. Soruşturma neticesi kurumun yetkilileri AĞIR ceza mahkemesine sevkle şu an yargılanıyorlar.
2005- 2006 yılları arasında işlenen suçlar aylarca yıllarca soruşturuluyor ve ancak 2009- 2010 yıllarında soruşturma neticeleniyor ve adliyeye intikal ediyor.
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 16.2.2010 tarih 2009/40848 (29) sayılı yazı ile ilgilileri savcılığa davet ediyor. İfadeler tekrarlanıyor ve dava açılıyor.
Suçlama; “Kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak”
Suç tarihi ve yeri;
1- Mersin Devlet Hastanesi Baştabipliği – 12.6.2006,
2- Mersin Devlet Hastanesi Baştabipliği 13.12.2005 tarihleri arasında.
Ağır ceza mahkemesine sevk maddeleri ise; TCK. 235/1, 2, 3, 53 maddeler ( tüm şüpheliler hakkında iki kez uygulanmak kaydı ile)
Bu işe karışan siviller için ise 4734 SY. K.İ.K.’nun 59/1 maddesi hakkında ayrıca cezalandırılmaları isteniyor.
Dava 2010/7576 esas no ile 2010/518 iddianame numarası ile açılmış.
Yargılama başlamış.
Bu davanın açılmasında Sağlık Bakanlığı Başmüfettişlerinin hazırlamış olduğu 9.10.2009 gün ve 78/8 sayılı suç duyurusu raporları ve ekleri ile Bilirkişi heyeti raporları ve tüm dosya kapsamı göz önüne alınmış.
Bu arada adı geçen GÜLTEKİN ARSOY hakkında yeni bir soruşturma daha yapılıyor. Başhekim SUAT ÖZER ÖNER idaresinde 13 kişiyi kapsayan soruşturmada birçok konuda disiplin cezası veriliyor. Burada da hazine zararına sebebiyet vermek var. Üstelik Dosyada adı geçen başhekim SUAT ÖZER ÖNER’İN görevden alınmasının yanı sıra şimdi kadın doğumda olan müdür GÜLTEKİN ARSOY’ un alınması istenmiş. Bakan onaylamış. Ama halen makamda… Siyasiler uygulatmıyorlar. Çifte standart yani…
BİR BAŞKA TARAFTAN İSE yeni soruşturmada müfettiş Eren Kazım Karaca 700 milyara varan hazine zararı tespit edip bunu zimmet çıkartıyor. Firmayı ihaleden yasaklıyor. İlgilileri yargıya sevk ediyor. Bu ilgililer BAKANLIKLA yaptıkları özel görüşmede zimmeti öğrenip gelip bu parayı firmadan kestiriyorlar. SUAT ÖZER ÖNER – YILMAZ TEZCAN – GÜLTEKİN ARSOY Bakanlıkta beraber gezip konuyu araştırıyorlar ve alel acele gelip şimdiki Başhekim döneminde de firmadan kestiriyorlar. Oysa dosya Mersin’de yok ve HASTANE İDARESİNE YANSIYAN bu parayı ödeyin yazısı ve emri yok. Yazı ve emir para yattıktan nice sonra hastaneye ulaşıyor. Çünkü dosya işleme yeni girmiş. Onlar ahbap çavuş misali öğrenip parayı yatırmışlar.
TORPİLE BAK, KORUMA VE KOLLAMAYA BAK. YANDAŞLIĞA BAK…