Sağlık yöneticisi nasıl olmalıdır (2)
Sağlığın idare hususunda kokuşmuş haline gerçekten artık TUZ gerek...
Sağlık da son 663 sayılı KHK den sonra yeni yapılan atamalar ve imzalanan sözleşmelerle hastaneler içinden çıkılamaz hale getirildi.
Bunun sonuçlarını olumlu olumsuz yakın zamanda göreceğiz.
Şimdi yapılan uygulamaları bir nebze olsun sizlere aktarabilmek adına;
“SAĞLIK YÖNETİCİSİ NASIL OLMALIDIR?” diye soruyoruz.
SAĞLIK YÖNETİCİSİ NASIL OLMALIDIR?
Sağlık Sektöründeki baş döndürücü gelişim, sektörün yönetim anlayışında da yaşanmaya başlandı.
2003 yılında başlatılan’ Sağlıkta Dönüşüm Programı ‘ile başlayan bu değişimde;
önce değişik kamu kuruluşları tarafından işletilen Hastaneler birleştirilerek (SSK Belediye Hastaneleri) Sağlık Bakanlığı Bünyesinde tek çatı altında toplandı.
Daha sonra hizmete ulaşabilir liginin kolaylaştırılması hekim seçme Hakkı, hastanelerdeki fiziki şartları ve tıbbi donanımın iyileştirilmesi, hasta hakları mevzuatının geliştirilmesi, hekime ve ilaca ulaşımda kolaylık, % 72 lere ulaşan memnuniyet oranı ve bu memnuniyetin sandığa yansıması. Siyasi Başarı!
Sektördeki bu hızlı değişim, 3 Kasım 2011 tarihinde çıkarılan ‘Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkındaki 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ ile sektörün organizasyon yapısı ve Yöneticilerine de yansıdı.
Deprem önce Sağlık Bakanlığı Merkez Teşkilatını sarstı.
Yılların bürokratları teker tek er giderek kimi müşavir kimi de araştırmacı kadrosuna atandı.
Genel müdürlüklerin isimleri değişti yönetici sayıları azaltıldı.
Bu esnada AK Parti döneminde atanmayan ancak bir şekilde (Mahkeme kararı vb) yerini muhafaza eden bürokratlarda temizlenmiş! Oldu.
Sonra sıra sektörün İl teşkilatlarına geldi.
Bakanlık İl teşkilatı üçe ayrıldı.
Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Kamu Hastane Birlikleri Genel Sekreterliği.
Sağlık Müdürlüğü mitoz bölünme ile Halk sağlığı Müdürlüklerini oluşturdu.
Bu esna dada yine yönetici sayları azaltıldı istenmeyen bürokratlar ekarte edildi.
Ayrılış esnasında Halk Sağlığına gönderilen personeller kendilerini dışlanmış addederek küskünlükler oluştu.
Sağlık Müdürleri ‘ben İlin müdürüyüm ‘her şeyi benden soracaksın şeklinde Halk sağlığı müdürlüklerine posta koysa da yapılan kanuni bir değişiklikle bu posta koyma işlemi de sonuçsuz kaldı. Halk sağlıklarına gönderilen personel atamalarında eğitim, kıdem, puan gibi kriterler konulmayınca torpilli olanlar İl sağlık Müdürlüğünde kaldı, olmayanlarda Halk Sağlığı Müdürlüklerine gönderildi.
Torpil burada da soğuk ve acımasız yüzünü gösterdi.
Buna ilaveten yetki kargaşası yaşandı yaşanmaya da devam ediyor.
Malzeme araç gereç paylaşımında ufak tefek kavgalar kırgınlıklar oluştu.
Sektörün horozu sensin benim derken üçüncü bir horoz daha çıktı ki ildeki en büyük insan ve maddi kaynağın yöneticileri ve en büyük horoz benim dedi.
Kamu Hastane Birlikleri Oluşturuldu ve Genel Sekreterlikler,CEO ları atandı.
Bu atama ile İlin Sağlık Müdürlerinin yetkileri iyiden iyiye azaldı.
İl Sağlık Müdürlerine kala kala 112 acil hizmetler, eczane ve hastane denetimleri kaldı.
Kamu Hastane Birliklerindeki Yöneticilerin tamamı sözleşmeli kapsama alındı.
Yönetici sayıları azaltıldı eskilerin çoğu gitti yeniler geldi.
Görev alamayanlar alanlara kırıldı, kızdı üzüldü.
Aynı odada çalışanlar aynı siyasi görüşü paylaşanlar hatta aynı cemaate mensup olanlar bir birine kırıldı, darıldı.
Siyasi Baskılardan uzak tutulduğu! İddia edilen bu atamalarda siyasiler, milletvekilleri bile bu atamalar ’sendika-cemaat ekseninde gelişti’ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştı.
Bu iddialar mı doğru yoksa atamalar liyakat kurallarına uygun mu yapıldı bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki o da Kamu Hastane Birliklerinde ki yöneticilerin 6 ay sonra verimlilik karnelerinde geçerli notu alması, yoksa geldikleri gibi gidecekleri de aşikâr.
Yayınlandığı tarihten bu yana Sağlık çalışanlarının motivasyonunu bozan bu KHK nin amacını Sağlık Bakanlığı; Hizmet kalitesini yükseltmek, kaynak verimliliğini artırmak, finansal sürdürülebilirliği oluşturmak, performansa dayalı yönetim anlayışı olarak ifade etmektedir.
Yaklaşık 350.000 sağlık çalışanı ve sektördeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinden (Tabip Odaları, Sendikalar) sır gibi saklanarak KHK çıkarma süresinin son gününde gece yarısı çıkartılarak uygulamaya konulan 663 sayılı KHK nin ne getirip ne götüreceğini zaman gösterecek.
Ancak bu Kararnamenin çalışanlar üzerindeki motivasyon bozukluğunu gidermek için her kademedeki sağlık yöneticisine çok ama çok iş düşmektedir.
‘Sağlık Sektörü nereye gidiyor?
Bu gün yöneticiler, yarın çalışanlar sözleşmeli olacak.
Çalışanların iş güvencesi ortadan kalkıyor!
Bu faaliyetler Hastaneleri özelleştirmeye yönelik çalışmalardır.’ şeklindeki görüş ve düşünceler, sendikalar ve sağlık çalışanları tarafından dillendiriliyor ve bu düşünceler azımsanmayacak kadar sağlık çalışanı tarafından destekleniyor.
Peki, bu değişim sürecinde; SAĞLIK YÖNETİCİLERİ NASIL VE HANGİ ÖZELLİKLERE SAHİP OLMALI?
Bir Yöneticinin temel Becerilerini;
-Teknik Beceriler
-Kişiler arası beceriler
-Kavramsal beceriler
-Tanı becerileri
-iletişim becerileri
-Karar verme becerileri
-Zaman yönetme becerileri
Şeklinde ifade etmek mümkündür.
Sağlık Yöneticisinin Rollerine gelince,
Kişiler arası roller, Bilişsel roller, Karar verici rollerdir.
Yönetimde başarılı olabilmek içinde; Stratejik ve görev becerilerinin çok iyi bilinmesi ve uygulanması gerekir. Bu becerilerde;
-Finansal perspektif,
-İnsan Kaynakları Yönetimi,
-Çalışanların eğitimi ve gelişimi,
-hizmet geliştirme ve inavasyon,
-operasyonel mükemmellik,
-İşbirliği ve paydaşlık,
-Performans yönetimi ve
-Risk yönetimi ön plana çıkar.
Sağlık Yönetiminde, ilk önce sağlığın bileşenlerinin sonrada sağlık hizmetlerinin genel özelliklerinin sağlık yöneticisi tarafından çok iyi bilinmesi ve analiz edilmesi gerekir.
Sağlık Sektöründe;
-Liderlik,
-akreditasyon
-Kalitenin sürekli iyileştirilmesi,
-Bilgi sistemini geliştirme,
-Risk yönetimi,
-Kanıta dayalı hizmet,
-Sürekli mesleki gelişim,
-AR-GE
-İletişim
-Hastalık yönetimi,
-Standart koyma,
-Maliyet –Etkililik,
Klinik mükemmellik,
-Hesap verebilirlik kavramlarını çok iyi bilmesi ve özümseyerek uygulamaya koyabilmesi gerekir.
ÇÜNKÜ Sağlık teknolojileri çok hızlı gelişiyor, sağlık hizmetlerinin yoğunluğu artıyor buna paralel olarak da maliyetler yükseliyor.
Nüfus yaşlanıyor, toplumların sosyal yapısı değişiyor, sağlık bilişim imkânları artıyor.
Artan maliyetlere karşı verimliliği yakalamak zorlaşıyor.
Kronik hastalıklar artıyor, mesleki yetersizlikler tartışılıyor.
En önemlisi de toplumun Sağlık Hizmetlerindeki beklentisi sürekli artıyor.
Bu durumda 21.yüzyılın Sağlık Yöneticisi Nasıl Olmalıdır?
-gerçek bir teknoloji ustası
-büyük bir iletişimci
-Tam bir takım oyuncusu
-Problem çözme ustası
-Değişim mühendisi ve
-Gerçek bir LİDER
Bütün bunların ışığında;
Sağlık ve Halk Sağlığı Müdürlükleri ile Kamu Hastaneleri Birliklerinde görev yapan Yöneticilerinden % kaçının bu kriterlere uygun olduğunun takdirini hem kendilerinin hem de Türk Milletinin takdirlerine sunuyoruz. (*)
*(Karagözüm - 15.11.2012)