Sağlıkta ki uzmanlıklar ve büro memurlukları açıklandı
UZMANLAR VE BÜRO MEMURLUKLARI MESELESİ AÇIĞA KAVUŞTU
Özlenen, acayip bir şekilde hasretle beklenen (!) uzman büro memurluğu yönergesi ve kadro sayıları nihayet çıktı. Sağlık Bakanlığı bu işle ilgili yönergesini 14.2.2013 günü 1279 sayılı bakan onayı ile yürürlüğe koydu.
Yönerge 5 sayfa 20 maddeden ibaret. Hemen yönergenin çıkması ile 21.2.2013 günü 14.36.30 da 1518 sayı ile Hukuk müşavirliğinden çıkan yönerge hakkında ve uygulaması hakkında genel bir yazıyı başkan Hasan Çağıl imzalı tüm genel sekreterlikleri tebliğ etti.
Şimdi araştırmacı kadrosuna getirilerek bir yerde harcanmış durumuna düşürülen fakat içinde sendikacı olanların durumlarının iyileştirilmesine gidileceği umutla bekleniyor.
Arkasında siyasi güç olanlar, sendikal güç olanlar şimdi açıklanan kadrolara uzman ve büro görevlisi olarak gelmeye çalışacaklar.
Bu arada Sağlık müdürlükleri iki başlı olmuştu. Sağlık müdürlüğü, Halk sağlığı müdürlüğü… Dolayısıyla burada da atıl duruma düşen müdür yardımcıları, şube müdürleri bulunmakta. Bunlarında çoğunun gözüde şimdi oluşan bu uzmanlıklarda ve büro memurluklarında.
ELEKTİRİK, TELEFON VE SU GİDERLERİ
Hastanelerin ve sağlık teşkilatlarının en önemli giderleri arasında yer alan elektrik, telefon ve su giderleri ile ilgili defalarca seslendim ve yazdım. Abartılı faturalar geliyor, israf bir türlü önlenemiyordu. Açık musluklar, bahçelerde vahşi sulama sistemi, hoyrat su kullanımının yanı sıra, aynı şekilde elektrik kullanım vardı. Kapılar açık klimalar çalışıyor. Gündüz vakti lambalar yanıyor. Odalarda elektrikli çay ocakları, ısıtıcılar konmuş kullanılıyor. Telefonlar acil konuşma değil birbiri ile sohbet yapıp, mektup yazma yerleri olmuş. Bilgisayarlarda devletin işi değil, özel işler yapılıyor, iskambil oyunu oynanıyor, fal bakılıyordu. Hep dile getirdik. Bakanlık bununla da ilgili önlemlere gitti.
Öncelikle elektrik sarfiyatı ile ilgili tüm teşkilata ağır ifademler ile dolu bir emir gönderdiler. 22.2.2013 gün 12.09 da 604/717 sayılı Orhan Koç imzalı yazı ile uyarıldılar. Önemli olan bu uyarıyı yapanlar denetimi de sıklaştırsınlar.
İLAÇ TIBBİ SARF VE LABARATUVAR GİDERLERİ ARTIŞ KAYDETTİ BAKANLIK UYARDI
İlaç ve tıbbi sarf ve laboratuar giderlerinde lüzumsuz bir artış olduğu, israfa gidildiği, tek reçete alımlar ile devletin soyulduğu resmen ortaya çıktı. Bakanlık bu hususlarda da sık sık uyarılar yaptı, genelgeler gönderdi. Pek ciddiye alıp, dikkatli çalışan yoktu. Bu kez 6.6.2012 günü 19245 sayılı genelge ile ilgilileri uyaran bakanlık 7 sahifelik açıklama yaptı. Madde madde ilgililere izahat edip, ilaç alımlarında, tıbbi sarf malzemesi alımlarında, laboratuar giderlerinde dikkatli olmalarını, harcamaların yerindeliğine dikkat etmelerini istedi.
Harcama yetkililerine istinaden, kaynakları etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak edinilmesi ve kullanımı, kontrolü ile kayıtların saydam ve erişebilir şekilde tutulmasını sağlayın dedi.
Fakat yine de denetim eksikliğinden kaynaklanan sebepler ile bu harcamalardaki israf ve olumsuzluklar önlenemiyor. Genel sekreterler ve hastane yöneticileri düzeyinde işin önemi ve acili yeti pek kavranamamış gözüküyor. Halen bu hususta yönetim zafiyeti mevcut…
ÜNİFORMA DÜZENİ KİMLİK KARTI KULLANIMI
Halen hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında üniforma düzenine uyulmuyor. Kimlik kartları ve yaka kartları takılmıyor. Takılsa bile ters çevriliyor. Takmış desinler diye takılıyor. Bunları kontrol eden, düzenini sağlayan bir ekip ve takım yok. Yine Doktor gömleğini, hemşire gömleğini, idareci gömleğini giyen taşeron çalışanları mevcut... Temizlik hizmetinden, bilgi işlem hizmetinden taşeron yanında işe alınmış olan müteahhit elemanları masa başında sekreter, büro memuru, arşivci, danışma memuru, daire başkanı - genel sekreter özel kaleminde sekreter, santral memuru gibi istihdam ediliyor ve çalıştırılıyor. Devletin resmi işini, yazışmalarını, önemli evraklarını bile görüyorlar. Temizlik elemanına steskopi yaptıranlar var. Bunlar için bir denetim ve tedbir bir türlü etkin bir şekilde gerçekleştirilemiyor. Mesaiye uyulmuyor. Hastanelerde kadronun yüzde ellisi yüzde 30 kapasite ile çalıştırılırken, diğer yüzde 50 si ise hiç çalıştırılamıyor. Bir yolunu bulup arazi oluyorlar. Sıkıntı buruda. Arkasına partici alan, arkasına üst makamdan birini alanı çalıştırmak çok zor oluyor. Hastanelerde hantal bir yapı, kadro şişkinliği var. Eğer bu hastaneler özel sektörün elinde olmuş olsa, buradaki kadronun dörtte biri ile bu işi daha etkin ve verimli halde, daha sağlıklı başarı ile yürütürler. Buradaki sıkıntı, kişilerin devleti arpalık gibi görmesi ve devlete sırtlarını dayamaları..
KURUMLARIN SHİZMET ALIMI İHALELERİ HAKKINDA AÇIKLIK GELMEMESİ
Hastanelerin yaptıkları hizmet alımı ihalelerinde SERBESTLİK- REKABET- AÇIKLIK ilkeleri çiğneniyor. Kapalı kapılar ardında ve kendi arzuladıkları şekilde alımlara yöneliyorlar. Kurumların kendi resmi veb siteleri olmasına rağmen bir türlü tüm alım satımlar ile ilgili ihale ilanları, ihale dokümanları bu sitelere konmuyor. Açık değiller, şeffaf değiller. Gizli saklı kapılar ardında yapılan ihaleler devlete külfet getiriyor. Başbakanlığın şeffaflaştığı ortamda, hastanelerin idareleri, bu açıklık ve şeffaf çalışmayı bir türlü gerçekleştirmemesi dikkat çekici…
Özellikle 21/b alımlarında büyük sıkıntılar var. Keyfi, hileli alımlar söz konusu. Davet usulü alımlarda da hile ve desiseler dönüyor. Çoğu zaman bunlar şikâyet konusu olsa da, uyduruk inceleme soruşturmalar ile olaylar kapatılıyor.
Dileriz bu hususlarda da bakanlık daha etkin bir çalışma başlatır.