SAĞLIKTAKİ TİNGİRİFİSTANCILAR! -3-
Mersin Sağlıkta UZMANLAR- BAŞKAN VE YARDIMCILARI- BAŞHEKİM VE YARDIMCILARI- HASTANE İDARECİLERİ- İLÇE MÜDÜRLERİ VE YARDIMCILARI ile ilgili SİNSİ ve kurnaz bir çalışma yapılıyor.
Sağlık müdürüne bu kadrolaşma konusunda ne yazsak boş... Demek ki buradaki kadrolaşma pek umurunda değil. Ama MERSİN bizim umurumuzda....
Şimdi geçmişte UZMAN iken şu an müdürlük KURUMSAL YÖNETİM WEB sitesinde adı olup karşısına UZMAN yazılmayan birini, mevcut daire başkanlarından birinin, başkan yâda başkan yardımcısı yapmak üzere çok sıkı çalıştığı bildiriliyor.
Hacı ağabeylerinin de desteğini aldığı bildirilen UZMANIN hangi konularda uzman olduğu, görevde iken hangi başarılara imza attığı ve hangi gerekçe ile başkan yâda başkan yardımcısı yapılacağı sağlık çalışanlarında merak konusu olmuş durumda.
Öte yandan Personel işlerinin düzgün yürümediğini hatırlatan sağlık çalışanları, peri ferde dağılımın bir türlü sağlanamadığını hatırlatırken, Sağlık çalışanlarına, kendi meslek tanımları dışında görevler yaptırılması, sağlık teşkilatında hizmetlerin aksamasına ve verimsizliğe neden olduğunu söylemekteler.
OYSA Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğünün 07/11/2018 tarihli ve 86642992-010.07.01-E.2207 sayılı, “Sağlık Personelinin Alanı Dışında Görevlendirilmesi” konulu yazısında da belirtildiği üzere; ebe, hemşire, acil tıp teknisyeni ve toplum sağlığı memurlarının, belirlenmiş görev ve yetki alanları göz önüne alınarak, görev ve unvanlarına uygun bir şekilde çalıştırılmaları gerekir.
Bu bağlamda, 6283 sayılı Hemşirelik Kanununun 4/1’inci maddesi kapsamında; “Tabip tarafından acil haller dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak, her ortamda bireyin ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını belirlemek ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını planlamak, uygulamak, denetlemek ve değerlendirmek ile görevli ve yetkili sağlık personelini” ifade eden hemşireler ile ilgili olarak yayımlanan Hemşirelik Yönetmeliği ile sağlık hizmeti sunulan kurum ve kuruluşlarda görev yapan hemşirelerin, çalışma alanlarına, pozisyonlarına ve eğitim durumlarına göre “görev, yetki ve sorumlulukları” belirlenmiştir..
Sağlık insan gücü içinde en büyük grubu oluşturan bahse konu sağlık çalışanlarının, “bakım hizmetleri dışındaki alanlarda çalıştırılması”, sağlık hizmetlerinin aksamasına ve iş gücü kaybına neden olmaktadır.
Ebe, hemşire, acil tıp teknisyeni ve toplum sağlığı memurlarının; sağlık hizmetleri dışında çalıştırılmaları ve söz konusu personele görev ve yetkileri dışında farklı görevler verilmesi, mevcut mevzuata göre uygun değildir.
Sağlık meslek mensupları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının görevlerini, almış oldukları eğitim ve kazanmış oldukları bilgi ve beceriler doğrultusunda, verimlilik ve kalite gereklerine uygun, diğer çalışanlar ile birlikte ekip anlayışı içerisinde, multidisipliner bir yaklaşımla ve sağlık hizmeti sunumunun devamlılığı esasına bağlı olarak yapmaları gerekmektedir. (Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik Md. 5).
Anılan Yönetmelik kapsamında herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmaması için; tıbbî alanlarda/konularda, tıbbî olmayan personelin, tıbbî olmayan yerlerde/alanlarda ise tıbbî personelin çalıştırılmaması, her personelin almış olduğu eğitim ve kazanmış olduğu bilgi ve becerileri doğrultusunda uzmanı olduğu alanlarda çalıştırılması daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
Aynı şekilde konu hakkında Danıştay 5. Dairesi Başkanlığının; “Memurun bulunduğu sınıfın dışında başka bir sınıfta görev yapamayacağına” dair kararı bulunmaktadır. (Danıştay, 5. D. 22.12.2006, EN: 2003/5464, KN: 2006/6717).
Bu karar doğrultusunda sağlık hizmetleri sınıfında, “hekim, hemşire, ebe, ATT, paramedik, psikolog, fizyoterapist, odyolog, röntgen teknisyeni vs” gibi unvanlar adı altında istihdam edilen bir personelin, öncelikli olarak kendi görev tanımlarına uygun, sınıfına uyumlu görevlerde çalıştırılması, “kaynak israfına yol açmamak için” genel idare hizmetleri veya teknik hizmetler sınıfına dahil olan personel tarafından yürütülmesi gereken iş ve işlemlerinin “sağlık hizmetleri sınıfına dâhil” personele yaptırılmaması gerekmektedir...
Peki, uygulama MERSİNDE NASILDIR? Bu yanlış uygulamalara kim cevaz vermektedir? Neden bu konularda usulsüz ve yasa tanımaz tavır devam ettirilmektedir? Bu cesaret nereden, kimden alınmakta ve neden uyarılar dikkate alınmamaktadır?
Birde en çok İZİN konusu gündeme taşınıyor. Bize çok sayıda personel izni ile ilgili soru geliyor. İşte size bu konu ile ilgili geniş bir izahat...
Personelin Statüsüne Göre Kullanabileceği İzinler : Personele disiplin amiri tarafından verilecek izinler; “yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, aylıksız izin” olarak ayrılmaktadır (YTKİY Md.110/y, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları İmza Yetkileri Yönergesi, Sağlık Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği).
Yıllık izin: Hizmet süresi, 1 yıldan 10 yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmet süresi 10 yıldan fazla olanlar için otuz gün yıllık izin verilmektedir. İzinlerin kullanılışına ilişkin hükümler Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenmiştir (657 s. DMK Md.102,103).
Mazeret izni: Kadın memura verilecek doğum izni ve süt izinleri ile erkek memura verilecek babalık izninin yanı sıra personele ölüm ve evlilik halinde verilecek izinlere ilişkin süreler ve usuller Devlet Memurları Kanunu’nun 104’üncü maddesinde yer almaktadır.
Hastalık ve refakat izni: Memura, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalık ve diğer hastalık hâllerinde, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde Devlet Memurları Kanununun 105’inci maddesinde ifadesini bulan, uygun görülen haller ve sürelerde hastalık ve refakat izni verilir.
Aylıksız izin: Sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine memura, doğum yapan memura ya da eşi doğum yapan memura, üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar ile muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar aylıksız izinin muhatabı olup, bunlarla ilgili düzenlemeye 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 108’inci maddesinde yer verilmiştir..
4/B sözleşmeli personelle ilgili olarak; mevzuat gereğince daha önceleri yıllık ücretli izinlerin sözleşme yılı içerisinde kullandırılması, böylelikle ertesi yıla aktarılmaması şeklinde uygulama yapılırken, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Dair Esasların 9’uncu maddesine 6/2/2021 tarihli ve 31387 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklikle “Sözleşme döneminde kullanılmayan izinler, sözleşmenin devamı halinde müteakip sözleşme döneminde kullanılabilir. Cari sözleşme dönemi ile bir önceki sözleşme dönemi hariç, önceki sözleşme dönemlerine ait kullanılamayan izin hakları düşer.” şeklinde düzenleme yapıldığından, bu hususa dikkat edilmesi gerekmektedir (Sağlık Bakanlığı 4/B Hizmet Sözleşmesi, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar Md.9, Sağlık Bakanlığı 4/B Personelinin Yeniden Hizmete Alınması ve Kurum İçi Yer Değişikliğine Dair Yönerge Md.5).
4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a tabi sözleşmeli personelin izinleri hususunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uygulanır. Ancak, otuz günü aşan hastalık izinlerinde sözleşmeli personele yarım sözleşme ücreti ödenir. Ayrıca, sözleşmeli personelin yıllık izinleri birleştirilemez ve bu personele yıllık izinden düşülmek üzere mazeret izni verilemez (4924 sayılı Kanun Md. 5).
696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yer alan sürekli işçiler ile ilgili izin işlemleri İş Kanunu’na göre belirlenmektedir. İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresine göre belirli dönemlere ayrılmıştır. Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden, on beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden az olamaz. On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle, elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olmamalıdır (Sağlık Bakanlığı Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi Md.6, 4857 sayılı İş Kanunu Md.53, 54, 56). devam edecek...
* * * * * *
Geldik hiciv ve taşlama bölümümüze.....
“..KİM ÜZERİNE ALINIRSA KEFEN ONUNDUR....”
Elinde dilekçe vardı makama
Kahvesini içiyor BAŞKAN Bey
Ne kadar öksürse bakmaz adama
Telefon açıyor BAŞKAN Bey
Öylece bekledi 10 dakika doldu
Bir ara küçücük bir fırsat buldu
Açtı gazeteyi görünmez oldu
Birinden kaçıyor BAŞKAN Bey
Bir ara ayakta duranı gördü
Bu adamın bu makamda ne işi vardı
O sıra makama bir MADAM girdi
Gülücük saçıyor BAŞKAN Bey
Sigara uzattı hal hatır sordu
İşlerini gördü kaç yılın kurdu
Diğer vatandaşımız ayakta durdu da durdu
Mesaiyi geçiyor BAŞKAN Bey
Saat tamam oldu MARKA giyecek
Çıkıyor sevgilisiyle doyacak yine beleş yiyecek
Vatana çok hizmet ettik diyecek
Yine sevinçten uçuyor BAŞKAN Bey
ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.
Baki Selam ve Dua ile.
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.
Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.
CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com