SAĞLIKTAKİ UMARSIZ YÖNETİCİLER
Nasıl iş anlamıyorum. Sn.Cumhurbaşkanı memlekete ve millete hizmet için yırtınıyor, ama yerelde bu işleri görmezden gelen bir ekip ve kadro var. Sanki Mersin de, Siyaset ve Bürokrasi el ele vermişler, vatandaşa kaliteli ve düzgün hizmet gelmesin diye YÜKSEK LİSANS yapmışlar (!) Yazıyoruz, Bakan ve Bakan yardımcıları ile görüşüyoruz. Onlarda bu işte hassas olduklarını belirtiyorlar, ama netice çıkmıyor.
Sağlıkta BEDAVADAN- BELEŞTEN makam sahibi mevki sahibi olanlar var. Hiçbir ölçü, kriter ve esastan geçirilmeden kişiler makamlara atanıyorlar. İl müdürlüklerine bakınız. Eskiden il müdürü olmak için bir deneyim ve tecrübe aranırdı, şimdi, kimin emmisi dayısı varsa o getiriliyor. İlçe müdürlükleri de öyle. Keza Başkan ve Başkan yardımcılıkları, Uzman ve Hastane Başhekim ve yardımcıları, Hastane idarecileri de hiçbir ehliyet liyakat aranmadan AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİLERİ ile “sözleşme imzalanarak” ayrıcalıklı maaşlara kavuşturulup imtiyazlar tanınıyor.
Temsil ettiği kurumun amaçlarını ve hedeflerini, misyon-vizyonunu, stratejilerini, tarihçesini, kurumsal ilkelerini, değer önermelerini bilmeyenler, Yönetici olarak bulunduğu kurumun bünyesinde görev yapan tüm personelin (mavi/beyaz yaka ayrımı olmaksızın) insani duruş, iş etiği ve kişisel değer yaklaşımlarını iyi tanımayanlar, İnsanları dinlemesini bilmeyen, iş gören veya hizmet alan ayrımı yapmadan vakit ayırıp kendisine başvuran her insanı titizlikle dinlemeyen, Görevini yaparken amirlik edasıyla değil, “Bunlar benim de görevlerim ve dolayısıyla ben de görevimi yerine getiriyorum” diye düşünmeyen ve astlarına bu mesajı vermeyen, İdareci olmanın gerekliliklerinden birinin de rahatlık alanı dışına çıkmak olduğunu bilmeyen ve kurum bünyesinde herhangi bir sorun olmadan tüm lokasyonları ve çalışmaları zaman zaman ziyaret etmesi gerektiğinin bilincinde olmayan, Kontrol ve denetimlerde yapıcı tutum sergilemeyen, hata gördüğünde düzeltip rehberlik etmeyen, bir hasarı onarmaya çalışırken yeni hasarlara yol açmamayı prensip edinmeyen, Tebessümlü olmayan, ekibine ve temsil ettiği göreve ilişkin yakın çevresine güven vermeyen, Önyargı ve eleştirel tutumdan uzak durmayan ve esnek olmayan, Sürekli öğrenme ve kendisini geliştirme yönünde farkındalık sahibi olmayan, ayrıca sürekli okuyan ve öğrenen yönüyle iyi bir rol model olacağını unutan, Sosyal zekası gelişmemiş, hitabet becerisini özenle güçlendirmeyen, Bir çok tip, hatta “tipitip” makama getirilmişler. Bunlar ile nasıl yol alacaksınız? Ben kendimce araştırdım. Mersin de ki tüm teşkilatlarda yer alanlar hangi siyasilerin yakını akrabası çıkardım.
Hangileri devlete getirisi ve bir katma değeri olmadığı halde neden makamda tutuluyor öğrendim. Ben utandım. Ama utanmazlığın, ahlaksızlığın, arsızlığın adını ÖZGÜVEN koyan bazı SİYASİ makam sahipleri utanmıyorlar. Allah çok büyük!!! Sabırla bekleyeceğiz. Dün yazdığımda bana kara çalanlar, bugün yargıda hesap veriyorlar. HIRSIZLIK- DOLANDIRICILIK- İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA- DEVLETİ ZARARA UĞRATMA... Bunlarda, yani yazdıklarımı duymazdan ve görmezden gelenlerde verecekler. SABIR...
Bugün şu “UZMAN” meselesini ele alacağım. Doktor arkadaşlarım bilir. TIP okurlar, sonra bir konuda ihtisas yani uzman olmak için ayrıca sınava girer ve okurlar. Sonrasında pratisyen olarak çıktıkları okuldan UZMANLAŞARAK, Kulak Burun Boğazcı, Kadın Doğum, Cildiyeci, Kalp damar, Ortopedi, Beyin Cerrahı, Genel Cerrah, psikiyatri v.s gibi dallarda UZMAN olur eğitim alırlar ve onlara diploma yâda sertifika verilir. Sonra bu unvanları kullanırlar. Yani pratisyen hekim doktordur, doktor olarak anılır ama ben KADIN DOĞUM UZMANIYIM diyemez. Demesi için eğitimden geçip başarılı olması gerekir. Tüm branşlar için aynı şey geçerli.
Şimdi Sağlıkta son yıllarda masa başında ihdas edilen ve görevlendirilen, sözleşme imzalanarak ayrıcalıklı maaşlara kavuşturulan “UZMAN” yapılanlar, hangi ölçü ve esasa tabi olarak yapılıyorlar? Bunlar neyin, hangi konunun, yâda işin uzmanılar? Ne uzmanılar? Bulundukları makam ve mevkide hangi eğitimi almışlar ve o eğitime uygun mu çalışıyorlar? Uzman olarak kuruma katkıları, getirileri, sağladıkları katma değer ne? Dilekçe yazmayı, üst kurumuna resmi yazı yazmayı, gelen yazıyı okuyup anlamayı bilmeyenden, emrinde çalışanı ile iletişim kuramayandan, kurum içi hiyerarşiyi bilmeyende, kurumu ile ilgili mevzuatı, yönetmelikleri genelgeleri okuyup bilmeyenden UZMAN’MI olur?! Ne uzmanı, neyin, nasıl uzmanı? Ebeyi, Hemşireyi, laborantı, röntgenciyi, sağlık memurunu, ATT’yi ve benzeri kadrodaki kişileri, sonradan AÇIK HAVA TİYATROSUNDAN aldıkları ek diplomalar ile bu makamlara koyarsanız, bunlardan siz, kurum adına ne bekliyorsunuz??? Yazık değil mi bu güzelim kuruma?!
Doktor 6 sene dirsek çürütüyor, üstüne TUS’a girip birde öyle dirsek çürütüyor, sonra DR sıfatının önüne UZ. (UZMAN) sıfatını koyabiliyor. Bunlar, yani sizin EBE- HEMŞİRE- LABORANT- ATT- RÖNTGEN TEKNİSYENİ v.s ler de, siz sözleşme imzalayıp UZMAN yapınca, bu unvanlarının önüne UZMAN ibaresi mi koyuyorlar? UZMAN EBE- UZMAN HEMŞİRE- UZMAN LABARATUVAR TEKNİSYENİ- UZMAN RÖNTGEN TEKNİSYENİ’Mİ oluyorlar?
Bu uzmanlık bu kadar boş beleş mi dağıtılıyor? Siyaset de emmisi, dayısı, aşkı, meşki olanları mı UZMAN yapıyorsanız, bu KUL HAKKIDIR!!! Yaptığınız hangi uzman, hangi konuda, kuruma ne getirdi, ne kazandırdı? Bireysel ve kurumsal performansını hiç ölçtünüz mü? Çalışmasından dolayı toplumsal ve kurumsal verimlilik ve memnuniyet var mı? Kurumunuzdaki çalışanlara soruyorum, UZMANLAR ile ilgili kimse çalışmalarından memnun değil.
“Sağlık Personelinin Uzmanlık Alanı Dışında Çalıştırılması” ile ilgili defaten burada yazdım. İdareci, yönetici, uzman yaptıklarınız PİŞKİN PİŞKİN okuyup, bana laf atmaktan geri kalmıyorlar, yasayı kanunu ve yürürlükteki mevzuatı yok sayıp ARSIZCA KONUŞUYOR, yüzsüzlük ve arsızlığı ÖZGÜVEN sanarak haksız ve usulsüz şekilde vazife yapmaya devam ediyorlar. Bir taraftan kaynak israfı bir taraftan haksız kazanç... Sağlık çalışanlarına, kendi meslek tanımları dışında görevler yaptırılması, sağlık teşkilatında hizmetlerin aksamasına ve verimsizliğe neden olduğu aşikardır ve denetimlerde ortaya çıkmıştır.
Bu nedenle Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğünün 07/11/2018 tarihli ve 86642992-010.07.01-E.2207 sayılı, “Sağlık Personelinin Alanı Dışında Görevlendirilmesi” konulu yazısı yayınlanmıştır. Bu yazıda belirtildiği üzere; ebe, hemşire, acil tıp teknisyeni ve toplum sağlığı memurlarının, belirlenmiş görev ve yetki alanları göz önüne alınarak, görev ve unvanlarına uygun bir şekilde çalıştırılmaları emredilmiştir.
Bu bağlamda 6283 sayılı Hemşirelik Kanununun 4/1’inci maddesi kapsamında; “Tabip tarafından acil haller dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak, her ortamda bireyin ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını belirlemek ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını planlamak, uygulamak, denetlemek ve değerlendirmek ile görevli ve yetkili sağlık personelini” ifade eden hemşireler ile ilgili olarak yayımlanan Hemşirelik Yönetmeliği ile sağlık hizmeti sunulan kurum ve kuruluşlarda görev yapan hemşirelerin, çalışma alanlarına, pozisyonlarına ve eğitim durumlarına göre “görev, yetki ve sorumlulukları” belirlenmiştir.
Sağlık insan gücü içinde en büyük grubu oluşturan bahse konu sağlık çalışanlarının, “bakım hizmetleri dışındaki alanlarda çalıştırılması”, sağlık hizmetlerinin aksamasına ve iş gücü kaybına neden olmaktadır. Ebe, hemşire, acil tıp teknisyeni ve toplum sağlığı memurlarının; sağlık hizmetleri dışında çalıştırılmaları ve söz konusu personele görev ve yetkileri dışında farklı görevler verilmesi, mevcut mevzuata göre uygun değildir.
Sağlık meslek mensupları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının görevlerini, almış oldukları eğitim ve kazanmış oldukları bilgi ve beceriler doğrultusunda, verimlilik ve kalite gereklerine uygun, diğer çalışanlar ile birlikte ekip anlayışı içerisinde, multidisipliner bir yaklaşımla ve sağlık hizmeti sunumunun devamlılığı esasına bağlı olarak yapmaları gerekmektedir (Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik Md. 5).
Anılan Yönetmelik kapsamında herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmaması için; tıbbî alanlarda/konularda, tıbbî olmayan personelin, tıbbî olmayan yerlerde/alanlarda ise tıbbî personelin çalıştırılmaması, her personelin almış olduğu eğitim ve kazanmış olduğu bilgi ve becerileri doğrultusunda uzmanı olduğu alanlarda çalıştırılması gerekir.
Aynı şekilde konu hakkında Danıştay 5. Dairesi Başkanlığının; “Memurun bulunduğu sınıfın dışında başka bir sınıfta görev yapamayacağına” dair kararı bulunmaktadır (Danıştay, 5. D. 22.12.2006, EN: 2003/5464, KN: 2006/6717).
Bu karar doğrultusunda sağlık hizmetleri sınıfında, “hekim, hemşire, ebe, ATT, paramedik, psikolog, fizyoterapist, odyolog, röntgen teknisyeni vs” gibi unvanlar adı altında istihdam edilen bir personelin, öncelikli olarak kendi görev tanımlarına uygun, sınıfına uyumlu görevlerde çalıştırılması, “kaynak israfına yol açmamak için” genel idare hizmetleri veya teknik hizmetler sınıfına dahil olan personel tarafından yürütülmesi gereken iş ve işlemlerinin “sağlık hizmetleri sınıfına dâhil” personele yaptırılmaması emredilmiştir.
Bu amir hükümler ortada iken MERSİNDE kimse bu işlere uymamaktadır. Sağlık müdürü PERSONEL ATAMALARINI, GÖREVLENDİRMELERİNİ tek tek incelesin. Bakın karşısına neler çıkacak? Tekrar ediyorum hastanelerde görev yapacak EBE- HEMŞİRE bırakmadınız. Bu hastanelerde yatan hastaların canı yok mu?! Modern binalar ve içi modern donanımlar. Çalışan ebe, hemşire olmaz ise, hastaya kim nasıl hizmet sunacak? Temizlik personeli mi, yemek personeli mi, bilgi işlem personeli mi? Devan edeceğiz.
ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.
Baki Selam ve Dua ile.
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.
Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.
CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com