haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

Sahtekar ve tamahkarlar sizi!!!

101 yaşındaki aklı melekeleri yerinde olan fakat yatağa bağımlı olarak yaşamak zorunda kalan Zahide annemi, 1,5 ay bir hastanede, 3,5 ay bir başka hastanede tedavi ettirirken, bir olaya şahit oldum.

Palyatif denen o yerde, kimsesiz olup vicdanlara kalmış çok sayıda insan gördüm.

Şükür ki, annemin dizinin dibinde idik…

Önceki gün taburcu edip eve getirdik.

Bu süreçte Allah dostlarımızın eksikliğini vermesin, bizi yalnız bırakmadılar.

Fakat aktif siyaset yapan, siyasetin içine yuvalanmış ne kadar EMBESİL – SAHTEKAR – TAMAHKAR tip var ise, kişilik sahibi olamamış, oraya sığınarak kimlik yapmak isteyen TOP tip var ise, benim, Annemin 4,5 aylık tedavisi sürecinde takip etmekten uzak kaldığım işlerde yine devleti soymaya, kabak gibi oymaya, bürokrat ve siyasetçi el ele verip soymaya devam ettiler.

Bu arada benim bulunduğum yerin kenarından bile geçmediler.

Bunların bir kısmı Partinin içinde etkin olmaya çalışan, ANKARA’ya mitili atıp tayin atama çetesi kuranlar.

Bir kısmı yereldeki teşkilatların içine yuvalandırdıkları tipler ile MEDİKAL- TAAHHÜT- YEMEK- TAŞERON işlerini takip ve ifa edenler.

Bu nedenle, memlekette, kendi içlerinde, aparan koparan kesimden nerede bir ölü, nerede bir hasta var ise onu ziyaret edip sosyal medyalarında paylaşıyorlar.

Şimdiki bu siyasetçi tipi, sosyal medya maymunu tipi…

Ölü evinin ağlayıcısı, düğün evinin oynayıcısı olmuş şerefsizler!!!

Aynı gün ölüye, akşamda düğüne gidip kıvırtıyorlar namussuzlar!!!

Omurga yok, bir dik duruş ve kişilik yok, tek kabiliyet ve özellikleri bir üst makamdakinin POPOSUNU YALAMAK…

Neyse…

Anneme lazım olan hayati bir ilacı temin edebilmek için Ankara’ya Sağlık Bakanlığına gittim.

Bakanlık düzeyinde görüşmeler yaparken, Cumhurbaşkanımız başdanışmanı ile sürekli görüşüyorum.

O arada memleketimdeki işleri de elimdeki laptoptan ara ara takip edip, yazılarımı yazmaya çalışıyorum.

Kaldığım otelde gece yarısına doğru Mersin’in iki iş adamı, Ankara’da şu an büro açıp mekân tutmuş parti içinde yuvalanan tip ile geldiler.

Beni görmediler.

Hararetli bir şekilde tartışıyorlar ve bu iş mutlaka olacak, olmalı diyorlar.

O da elinden geleni yapacağını, ancak bu iş için, onların üzerine düşeni de yapması gerektiğinin altını çiziyor.

Anlayacağınız KOMİSYON meselesi.

Memleketimin nasıl oylum oylum selvi boylum cinsinden soyulduğunun resmi…

Kurban olduğum Allah, karşımıza çıkartıyor işte.

Hemen ilgili yerlere aktardım.

Sonucunu göreceğiz.

Diğer taraftan Ankara’da çok şey değişmiş.

Eskisi gibi değil.

Milletvekillerinin Bakan nezdinde bir rolü olmuyor.

Bakanların çoğu bunların telefonlarına çıkmıyor.

Ak Parti ve MHP arasında da soğuk bir esinti var.

Sinan Ateş olayı ile başlayan süreç, yerel seçim sonuçlarının yenilgileri, şimdilerde artan başka söylemler ile buz gibi hava estiriyor.

TBMM çatısına bakmayın.

Kulisler hiç iyi değil.

Sokaklarda iki partinin tabanı da birbirinden kopuk ve birbirine zıt söylem içindeler.

ABD seçimleri bitti.

Rusya’da hareket başladı.

Çin depreşiyor.

Ortadoğu’daki pasta herkesin iştahını açmış durumda.

İçte ve dışta çok tedbirli, temkinli ve dikkatli olmaz isek, ülkemizin çekeceği var.

Allah Devlete ve millete zeval vermesin.

Baki Selam ve Dua ile.