SARIKUM KIYI KUMULU
Sarıkum kıyı kumulu; Sinop’ta Merkez ilçe ve Merkez bucağı sınırları içinde Sarıkum Gölü ile Sarıkum Köyü sahilindedir. Burada Dereönü, Keçi, Karakurt, Büyükdüz ve Sarıkum Derelerinin getirdiği toprak malzemesi ile oluşmuştur. Daha sonra rüzgâr erozyonu ile kumlar çok içerilere kadar yayılmıştır. Sarı renkli kumlardan oluşan bu kumuldan dolayı buradaki göl ve köy Sarıkum adını almıştır.
Google’un 2016 yılı uydu görüntüsüne göre; kumul 2139 m uzunluk ve 2836 m genişlikte yani kara içine girmiştir. Sarıkum Gölünün denize uzaklığı 630 m, Sarıkum Köyünün denize uzaklığı 970 m. dir. Kumulda plaj kuşağının genişliği en fazla 35 m ve esas hareketli kumullar kuşağının genişliği ise 230 m. dir. Sarıkum Gölü ile deniz arasında 2 küçük göl bulunmaktadır. Göl seviyesinin arttığı zamanlarda 2 küçük göl arasındaki bağlantı yoluyla gol ve deniz irtibatta olup fazla su denize deşarj olmaktadır. Sarıkum Gölü aslında bir lagün gölüdür. 35 m civarındaki plaj kuşağı alçak kıyı kesiminde yer almakta olup sonra arazi yükselmekte ve hareketli kumullar kuşağı yüksek kıyı üzerinde yer almaktadır. Sarıkum Köyü de bu hareketli kumlar kuşağının bittiği yerden itibaren başlamakta.
Sarıkum’da kıyı kumulunun dışında deniz, göl (102 ha), akarsu, bataklık (82 ha), longoz ormanı, orman (385 ha) yaşam ortamları bulunmakta. Bu alan kuş göç yolları üstünde olması, göl kenarındaki sazlıkların kuşlara yuva imkânı vermesi bakımından da önemlidir. Buradaki bataklık ise böcek türleri açısından önemli. Bu biyolojik çeşitlilik nedeniyle 1987 yılında bu alan Tabiatı Koruma Alanı yapılmış. 1991 yılında 1 ve 2. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmiş ve ayrıca burası Önemli Kuş Alanı ve Potansiyel Ramsar Alanı kapsamına alınmıştır.
18 Ağustos 1973 ve 21 Temmuz 1978 tarihlerinde Sarıkum’daki kıyı kumuluna kısa gezilerimiz oldu. Kumulda 41 bitki türü not ettik ve 2 örneklik alan çalışması yaptık. Bu tarihlerde Türkiye’de üniversiteler bitki sosyolojisi ve vejetasyon konularında hemen hiç kitap ve dergi gelmediğinden kumul bitki örtülerini değerlendiremeyip ancak bitki türleri ile bunlardan hangilerinin topluluk oluşturduğunu not edebiliyorduk. Denizden sonra başlayan plaj kuşağında not ettiğimiz bitkilere göre Salsola-Cakiletum (Döngele-Kum teresi) bitki topluluğu mevcuttu. Hareketli kumlar kuşağında Ammophiletum arenarii (Sahil otu) bitki topluluğu vardı diyebiliyoruz. Ayrıca Pancratium maritimum (Kum zambağı) ve Euphorbia paralias (Kum sütleğeni) bitki toplulukları halinde idi. Eryngium maritimum (Kum boğadikeni) ve Otanthus maritimus (Çocuk otu) sık görülen bitkilerdi. Ammophila arenaria’nın burada yaygın bir birlik olduğunu söyleyebiliriz. Bu alanda 7-8 m civarında olan birçok kum tepesi oluşmuş ve kum tepeleri arasındaki çukurlardan kumlar rüzgârlarla içerilere taşınmaktaydı. Bu kum tepelerinde kumul bitkisi olmayan birçok bitki barınabilmekteydi.
Bu kumulda 1967-1972 ve 1975-1981 yılları arasında 151 ha kumul ağaçlandırması yapılmış ve bu kumulun en önemli kuşağı olan hareketli kumlar kuşağında yapılmış. Ağaçlandırma için tesis edilen fidanlık, kumul alanı içine yapılmış. Bu ağaçlandırmada Pinus maritima (Sahil çamı) yaygın olarak kullanılmış. Ayrıca Kavak, Söğüt, Okaliptüs, Dişbudak, Dikenli akasya fidanları ile kumulda doğal olarak bulunan 7 bitki türünün tohumları kullanılmış. Doğal olarak ağaçlandırma yapılan alanın biyolojik zenginliği yok edilmiştir.
Kumulun plaj kuşağı plaj olarak kullanılmakta ve çiğnenmekte. 2012 yılında Sinop Tarım İl Müdürlüğünün Kum zambağının korunması projesi olduğunu öğrendik. Bu tip projeleri özellikle 2 nedenden dolayı yanlış olarak görmekteyiz. Birincisi kumulu korumayıp kumulun içindeki bir türün korunması projesi çok saçma. İkincisi kumul yaşam ortamının florası, vejetasyonu, jeomorfolojisi vb. gibi bilgilerden mahrum kişilerin kumulda proje yürütmesinin yanlış olacağıdır. Aynen ormancıların Türkiye’nin önemli kumullarında ağaçlandırma projeleri yürütüp kumulları mahvetmesi gibi. Ayrıca burada hareketli kumlar kuşağından yol geçmekte ve ziyaret ettiğimiz yıllarda Sarıkum’da otlatma da vardı.
Birçok koruma statüsüne sahip bu kumulda çevreyi korumadan sorumlu 3 bakanlığın çalışmalarında bu bilgileri bulamamaktayız. Binlerce kişinin çalıştığı bu bakanlıkların personel sayısını daha da arttırırsak acaba bilgi üretecek duruma gelebilirler mi?