SEÇİM GÜVENLİĞİ BOYALI PARMAKTAN GEÇİYOR
Seçimlere günler sayarak giderken, büyük felaketlerin yaralarının sarılması sürüyor. Depremler, 11 şehirde 13.5 milyon insanımızın acılarını derinden etkiliyor ve öyle kolay kolay da unutulmayacak.
Gerçekten de unutmak kolay değil. Enkazlarda canlı canlı, “Sesimizi duyan yok mu?” diye bağıran ve ne yazık ki hayatlarını kaybeden insanların haykırışları bir an bile kulaklarımızdan gitmiyor.
50 bine yaklaşan can kaybı, ardından sular seller altında boğularak can verenleri yok saymak insanlığımıza yakışacak mı?
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir yaklaşımı bu topraklarda asla geçerli olamaz. Artık kayıplarımız bizim ruhumuzda yaşamaya devam edecek.
Ne var ki, 14 Mayıs’ta seçim var. Belki de bugüne kadar hiçbir seçimde bu kadar yaralı bir ruhla oy vermeye gitmemiş olacagız.
Keşke sandığa giderken GÜVENLİK kaygısı taşımasaydık.
Üzülerek söylüyorum ki, secim ve sandık güvenliği çok daha önemli hale geldi.
2014’ten bu yana yerel ve genel seçimlerle birlikte toplamda 8 seçimde görev yapan “Oy ve Ötesi Derneği”nin toplantısındaydım.
Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Oytun, 2023 Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçim seçimlerinde hangi faaliyetlerin yürütüleceğini anlattı bizlere.
Seçimlerde gençlerin katılımına çok önem verildiğini ve 100 bin gönüllüyle çalışmayı hedeflediklerini belirten Oytun, demokrasiyi birinci elden deneyimlemek için gençler açısından bunun büyük fırsat olduğunu söyledi.
100 BİN GÖNÜLLÜ OY İÇİN ÇALIŞACAK
Oytun’un verdiği bilgilere göre bu seçimler için yenilenen yazılım altyapısı da hazır. Mobil uygulamalarda bu sene ilk kez OCR teknolojsiyle kendilerine ulaştırılacak tutanak görüntülerini çok daha hızlı doğrulama şansına sahip olacaklarını ifade eden Oytun, “Herkes bu mobil uygulama sayesinde bize veri ulaştırabilir, oluşturabileceğimiz referans veri tabanına destek sağlayabilir. Bu seçimde 100 bin Oy ve Ötesi gönüllüsünün desteğiyle Türkiye’deki tüm seçim sandıklarından veri toplamayı hedefliyoruz” dedi.
Ayrıca depremzede illerde yeni çalışmalar yapılacak ve o bölgelerdeki insanlar sürekli bilgilendirilecek.
Derneğin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan ise sivil katılımın önemine vurgu yaptı ve şöyle konuştu:
“Siyaset sahnesindeki her türlü kutuplaşmadan uzak, barışcıl, şeffaf ve adil bir süreç için sivil katılım şart. Her görüşten vatandaşın, #DemokrasidenTarafız söylemimizde kendisine dair bulabileceği bir şeyler olduğuna eminiz.Bunün güvencesi ve samimiyetiyle hazırlanıyoruz. Saha ekiplerimiz hazır, kayıtlarımız bugün itibarıyla açılıyor. Seçim sürecinde sosyal medya hesaplarımızdan yasal güncellemelere, eğitimlerimize ve sistemimize dair duyuruları da paylaşacağız.”
PARTİLER GÖNÜLLÜLERİ ALIYOR
Toplantıda bol bol sohbet ettik. Oy ve Ötesi Derneği’nin gönüllülerini sayıları giderek her seçimde azalan bir çizgi izlemeye başlamış.
Bunun nedeni de siyasi partilerin dernek gönüllülerini ikna edip, sandık başına kendi saflarında götürmesi. Böyle şey olur mu?
Partiler kendileri gençleri yetiştirmiyor, gidip Oy ve Ötesi’nden alıyor.
Bu dernek, 2014’den bu yana çok iyi sınavlar vedi. Gönüllüleri, hiçbir zaman şu parti, bu parti diye bir şey düşünmedi.
Tek amaçları, demokrasi sınavı olan her seçimde seçmenlerin zarar görmeden istedikleri partiye salimen oy vermesiydi.
Oy ve Ötesi, büyük şehirler başta olmak üzere 50 şehirde kendilerine katılacak gönüllülere özel eğitimler de vermeyi planlıyor.
BOYALI PARMAKLA OY, HERKESİ RAHATLATIR
Derneğe destek için gelen Konda Araştırma şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Ağırdır ile sorulu cevaplı konuşmalar yaptık.
Ağırdır, çok deneyimli, demokratik bir seçimi olmazsa olmazı gören değerli bir araştırmacı. Sanırım bu konuda okuyucularımızla da hem fikiriz.
Ağırdır, başta depremzede 11 şehir olmak üzere tüm Türkiye’de boyalı parmakla oy kullanmanın herkesi rahatlatacağını ve seçim güvenliği açısından da bunun çok yerinde olacağını söyledi.
SEÇİMLERİN MEŞRUİYETİ ÇOK ÖNEMLİ
Ağırdır, 2007 seçimlerinden bugüne kadarki tüm seçimlerde seçimlerin meşruiyetinin konuşulmaya başlandığını belirtti. Ağırdır, seçimlerdeki en büyük sorunun seçim güvenliği ve katılım oranı olduğunu söyledi ve ekledi:
"Depremlerin uzaydan atılan çubuklar, pandeminin ise; Türk ırkını kurutmak için ortaya çıkarıldığını düşünen azınsanmayacak derecede büyük bir kesim var. Yani gerçeklikle olan bağımız gün geçtikçe kopuyor. Seçimlerle ilgil yaratılan algı ve haberler de bu açıdan çok önemli.”
KORKUSUZ BİR SEÇİM YAPMALIYIZ
Ağırdır, seçimlerle ilgili esas konuşmamız gereken konun ise seçim güvenliği olduğuna dikkat çekiyor. Bakın devamını nasıl getiriyor: “Bu açıdan sivil örgütlenmeler çok önemli ancak Türkiye'de toplumsal bellekte örgütlenme negatif anlam içeriyor. Bu nedenle örgütlü tepki göstermekten kaygı duyuluyor. İnsanların tepkisini belirtmek için kullandığı tek hak ise seçim. Bu hak tartışmaya açılırsa hakikat ile ilişkimiz bozuluyor.
"Bu ortamda tartışmamız gereken en son şey seçimlerin meşruiyetini tartışmak olur. Bu noktada en büyük sorumluluk basına düşüyor. Seçim güvenliğiyle ilgili yanlış bilgiler aktarılmamaya özen gösterilmeli. Korku iklimleri güç sahiplerine yarar, korkuyu büyütmemek gerekiyor. Dünyanın bir ay tartışacağı bütün dünyaya umut olacak bir seçim gerçekleştirebiliriz.”
30 YAŞ ALTI 20 MİLYON SEÇMEN ANA DİNAMİK
Seçmenin merak ettiği tüm düşünceleri bu yazıya almaya çalıştım.
Ağırdır, seçimlere katılım oranının da konuşulması gereken bir diğer önemli konu olduğunu söyledi. Özellikle 30 yaş altı gençlerin seçime katılmasının seçim sonuçlarını değiştirmek açısından önem taşıdığını vurguladı:
"Kutuplaşmış bir ülkede yaşıyoruz. Zihnimiz ekonomik kriz, deprem gibi reel sorunlarla meşgul ama iktidar kutuplaşma üzerinden siyaset yürütüyor.
"Seçmenin bu reel sorunlardan kaynaklı kendi partisine olan bağı zayıflamış durumda fakat karşı tarafa olan nefreti üzerinden tercih yapıyor. Ancak burada en önemli dinamik gençler, gençler hayata çok başka yerden bakıyorlar ve belirleyici ana dinamiklerden biri olacaklar. Bu nedenle bu seçimler 40 yaşınının üstüne kalmamalı, 30 yaş altı 20 milyon seçmeni sandığa götürmemiz gerekiyor."
DEPREM BÖLGELERİ İÇİN NİYE YASA YAPMIYORUZ
Özellikle deprem bölgesine değinen Ağırdır, "Deprem bölgesinde kadar insan yerinden hareket etti bilmiyoruz. Normal bir ülkede olsaydık muhalefet ve iktidar bir düzenleme yasası çıkarırdı süreç şeffaf bir şekilde yürütülürdü. Ancak yaşanan bu kutuplaşma nedeniyle seçimleri depremden sonra birkaç ay bile ertleyemiyoruz. Ve deprem bölgesindeki süreç elimizde bir yasa olmadan, yargıya açık olmayan bir kuruma YSK'ya teslim edildi."
Ağırdır, konuşmasını bitirirken "Ben umutlarımı kızlarıma miras bırakmak istemiyorum umutlarımı yaşamak istiyorum. Bu seçimlerde bunu yapabiliriz" dedi..