SUYUN SAHİBİ KİM?
İlgililerin dışında kamuoyu ya hiç ya da yeterince bilmez. Gecikerek de olsa biz hatırlatalım. 6172 sayılı yeni “Sulama Birlikleri Yasası”, 22 Mart 2011 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe sokuldu. Yasayla küçük çiftçilerin doğruda suya ulaşımı engellendi ve tarımdaki su maliyetlerini daha da pahalılaştırılmasının yolu açıldı.
Tarımsal Suyun Macerası
Türkiye'de 112 milyar metreküp kullanılabilir suyunun yüzde 75'i tarım amaçlı harcanmaktadır. Dünya Bankası ile 1998'de imzalanan anlaşma doğrultusunda sulama yatırımı ve yönetiminde "Katılımcı Özelleştirme" olarak yeni bir döneme girilmiştir. DSİ özelleştirme uygulamasında bugün yüzde 83'lük bir düzeye ulaşmış ve 500'ün üzerinde ülkemizde sulama birliği kurulmuştur. Böylece Türkiye'nin en büyük gizli özelleştirmesinden biri gerçekleştirilmiştir. 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatılarak sulama tesisleri de mahalli idarelere devir edilmiştir. Bu şekilde tarımsal suyun kullanımı yetkisi, Tarım Bakanlığı’ndan İçişleri Bakanlığı’na geçmiştir. Bu bağlamda,2009 yılında İstanbul’da düzenlenen "5.Dünya Su Formu”nda hazırlanan "İstanbul Su Mutabakatı"nı da unutmamak gerekiyor. Su mutabakatıyla su tasarrufu ve yönetimi, uluslararası bir meta haline getiriliyor ve dünya ticaretinin aracı yapılıyordu.
Yeni Sulama Birlikleri Yasası’nın getirdikleri
DSİ'de sulama alanından kısa sürede kademeli olarak çekilecek,
Yasaya göre sulama birliklerine üye olabilmek için tapu sahipliği ya da en az 5 yıl araziyi kiralamış olmak şartı getiriliyor,
Birlikler ekilecek ürünü belirleyecek,
Birliklere de şirketlerdeki gibi yönetim ve oy kullanmada sahip olunan tapu miktarı ve kullanılan su oranına göre temsil etme hakkının veriliyor.
Ve suyun mülkiyeti ve bedelinin, dolaysıyla ülke tarımsal üretimlerinin belirlenmesinde güçlülere ve büyük sermayedarlara egemenlik hakkı devir ediliyor.
Ne dediler?
Türkiye'de kurulan 500'e yakın Sulama Birliği Derneği’nin (SUBİRDER) Genel Başkanı Sami Özseçen Üretici Gazetesi’ne yaptığı açıklamada "Türkiye'nin tarımsal üretimlerdeki bağımsızlığı ve kırsalda yaşayan çiftçi ve köylülerin yerlerinde kalıp üretimde devamlılığını sağlaması için yeni seçilen parlamentoda 6172 sayılı yasanın Türkiye üretim yapısı ve varlığına göre revize edilmesi gerekir. Bu işlem yapılırken tarımın sivil örgütleri ve Üniversitelerin su ve ziraatla ilgili bilim adamlarının görüş ve düşünceleri alınmalıdır. Bu kapsamda öncelikle sulama birlikleri Çevre ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü ve Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nün de içinde yer aldığı Kapalı Basınçlı Sistem Kredilendirme Modeli oluşturulmalıdır” dedi.
Yazıyı sonlandırırken Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği yöneticilerine de sorular soralım; Bir.6172 sayılı yasa yeniden düzenlenirken görüşünüz alındı mı? İki.Yeniden düzenlenen yasayla sulama ile ilgili her konu birliklere veriliyor,sizin işleviniz ne olacak?