Taşeron elemanları ve siyasilerin tavırları, özlük hakları
TAŞERON ELEMANLARININ BİR SAHİBİ YOK MU?
Bakınız Hastanelerde taşeron elamanları ile ilgili sık sık yazıyorum. İdari ve teknik şartnamelere uygun çalıştırılmadıklarını, amaç dışı çalıştırıldıklarını dile getiriyorum. Temizlik personeli adı altında alınıp Masa başında istihdam edilenleri yazıyorum. Ameliyathanede, poliklinikte, sedye taşımada, hastanın vücudunu traş etmede, siteskopi yapmada, danışmada, kat rehberliğinde, santralde istihdam edilenleri yazıyorum. O yerli olmayan bir idari kafa ve zihniyet var. Ama birde bu insanların özlük hakları var. Yasadan, idari ve teknik şartnamelerden doğan özlük hakları… Onların takipçisi niye yok? Devletin kurumlarında bu insanların hak ve hukukunu arayan makam ve mevkiler neden yok? Kontrol teşkilatları, muayene komisyonları ne iş yapar? İlgili müdür yardımcıları, ilgili başhekim yardımcıları ve en başında hastane müdür ve başhekimleri bu insanların yasal haklarını neden korumazlar? Çünkü bunların yakınları, akrabaları, eş dostları o firmalarda barınırlar. Barınmaları yetmez, birde torpilli çalışırlar. O yüzden firmalara sözleri geçmez, yasaların gereğini yapamazlar. Gidin araştırın.
Şimdi Temizlik ve Güvenlik işini alanlar teker teker adam çıkartıyorlar. Vırt zırt bahanelerle çıkartıyorlar. Niye? Çünkü onlar çıkacak ki, yerine yeni aldıklarından bazıları yolunu bulacak (!) Engelleyin bu işi. Ayıp oluyor! Bu insanların zaten her yıl girdisi çıktısı yapılıyor. Bari işlerinden etmeyin. Herkesin çoluğu çocuğu var. Ekmeği ile oynamak yakışır mı? Kanunsuz, namussuz, ahlaksız bir iş yapar kaldırın atın. Ama böyle bir mevzu yokken, insanları işinden etmek günahtır. Bu adil yöneticiler bu olan bitenleri görmüyorlar mı?
17 Nisan 2012 günü bu sütunlardan ilgili ve yetkililerini seslendim. Mersin Devlet Hastanesinin muazzam (!) çalışan ilgilileri pek o yerli olmadılar. Firma sahipleri ile KANKA olan yetkililer umursamaz tavırla çalışırlarken bir yandan da MAKAM ATLAMA derdine düştüklerinden gereğini yapamadılar.
Ak Partinin İl Başkanı Mekin Merter Salt bu olan bitenleri görmüyor mu, görüyor ise neden sessiz, yok ben bilmiyorum diyorsa, onlarca kez yüzlerce kez hem burada yazdım hem ekranlarda seslendim. Bu sessizliği ne anlama geliyor?
17 Nisan 2012 günü yazılan yazım şu linkte: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=91904 TIKLAYIN OKUYUN. Yazıcıdan birde çıkış alıp inceleyin.
Aynı yazının içinde bu torpilli çalıştırılanlar, haksız ve usulsüz çalıştırılanlar ile ilgili bilgiler sunan bir başka yazımın linkini verdim. Onun tarihi ise 20 Kasım 2011 günü. İşte linki: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=88143 TIKLAYIN ÜZERİNİ ONU DA OKUYUN.
Bu işleri yazıp dile getirdiğimiz vakit il sağlık müdürlüğü 5 kişilik bir ekip kuruyor. Bu ekip il Müdür yardımcısı Muhammet Demirtaş, Şube müdürü H.Melek Yel, Dr. Deniz K. Güler, Dt. A. Hakan Sezer, Dr. Aktan Karahan… İldeki tüm hastaneleri geziyorlar yazdıklarımı yerinde tespit ediyorlar. Yazdığımın hiç biri yalan yanlış değil. Ama üstün körü bir araştırma yapılıyor. Bu üstün körü araştırma bile yapılırken TOROS DEVLET HASTANESİNE bu ilgililer gelip araştırmaya başlayınca İl Başkanı devreye giriyor, bu adamları denetimden çektiriyor. Niye? Ne için, neden? Bu Toros Devlet hastanesinde o kadar yanlışlıklar, usulsüzlükler, haksızlıklar dile getiriliyor da buranın idareci ve yöneticileri neden bu kadar korunuyor? Ve yapılan araştırma sonucu ilgililere müdürlük yazı yazıp uyarıyor. Gereğini yapın, yasalara uyun cinsinden. Sonra. Sonrası onlarda yazıyorlar, gereği yapılmıştır, merak etmeyin, her şey yolunda… Nah yolunda! Gidin kontrol edin, değişen, düzeltilen, olumlu olan tek bir şey yok. Her şey kağıt üstünde normalmiş gibi gösteriliyor. Taşeronlaşmış işlerde idari ve teknik şartnameler harfiyen uygulanmadığı gibi, yaptırımlar yerine getirilmiyor. Ama bunları tepede takip edecek olanları İL BAŞKANI TIRSITIYOR, KORKUTUYOR onlarda bir şey yapamıyor. İşin aslı bu… İl başkanı bu memlekete hizmet için mi var, yoksa hizmeti engellemek için mi var? İl başkanı Devletin ve milletin yanında mı, yoksa bir gurup zümrenin yanında mı? Ayıp oluyor? Bu kasada tüyü bitmedik yetimin hakkı var. Bunu korumak hepimizin görevi… Bana gönül koyacaklarına yazdıklarımın peşine düşüp dikkatli araştırma yapsınlar ve devletin hakkını korusunlar. Bu çalışan insanlarında özlük haklarını korusunlar. Ayrıcalıklı çalışmayı önlesinler. İş yerindeki çalışma barışını ve huzurunu sağlasınlar. Haklarında soruşturmalar yapılıp, adliyeye intikal ettirilenleri korumasınlar. Ağır ceza, asliye cezalarda davaları devam edenlere arka çıkmasınlar. Kim bunlar demesinler. Çok iyi biliyorlar. Defalarca yazdım. Ama bilmiyoruz diyorlar ise, yapılan tahkikat ve soruşturma dosyalarını, adliyeye intikal edenlerin isimlerini il sağlık müdüründen alsınlar. Ama biliyorum ki ellerinde var. Çünkü o idareciler kendileri ile kırk kere görüştüler. İl başkanı kimin adliyede yargılandığını, neden yargılandığını, devlete ne kadar zarar verdiğini çok iyi biliyor. Ama ne hikmet ise adamların makamlarda kalması içinde çaba içinde... Oysa bu adamların makamlardan kalkması lazım… Ak parti gibi AK bir idareye ben bunu yakıştıramıyorum.
Ben değerli Başbakan ile Değerli sağlık bakanının bu olayların perde gerisini bilmediğini düşünüyorum. Kendilerine buradaki siyasi makamlarda oturanlar yanlış aksettiriliyor. İşin aslı anlatılmıyor. Bizi de dinlesinler. Elimizdeki evrak ve belgeleri de kontrol edip gereğini yapsınlar.