TEKSTİLDE NELER OLUYOR?
Sıkı para politikası uygulanmaya başlayınca “Bundan sonra hayat sadece dar gelirliler için değil, şirketler için de zorlaşacak” diye düşünüyordum.
Geçen yılı şöyle böyle geçiren sektörlerde pek fazla sesini yükseltemeyen firmaların sahiplerinden şimdilerde ard arda feryat figan yakınmalar geliyor. Posta kutum dolup taşıyor adeta.
Kapanmalar, konkordatoya giden ve gideceklerini açıklayanlar “Batıyoruz, Hükümet destekleri ve teşvikleri artırmalı” şeklinde cümleler kuruyor.
İhracatçı firmalar, resmen devalüasyon istiyor, “Şu andaki fiyat, doların gerçek fiyatı değil. Rekabet şansımızı kullanamıyoruz..” şeklinde beyanlarda bulunuyorlar.
Kimbilir, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a hangi yakınmalar ve dertlenmeler ulaşıyordur.
En dertli sektör ise tekstil ve hazır giyim görünüyor.
Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Tekin, Türkiye’nin hazır giyim üretiminde dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline geldiğini, İspanya, Fransa, İtalya ve Almanya pazarlarında sektörün rekabetçiliğindeki zayıflamanın endişe verici boyutlara ulaştığını söylüyor…
AHKİB Başkanı Tekin, Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün son 7 aylık ihracatında yüzde 10 oranında düşüş yaşandığını, AHKİB’in ihracatında bu gerilemenin yüzde 1,1 düzeyinde oluştuğunu açıkladı.
Tekin, şöyle devam etti anlatmaya; “Avrupa moda devleri, tedariklerini artık Uzak Doğu ülkeleri başta olmak üzere Pakistan, Hindistan ve Kuzey Afrika ülkelerine kaydırıyorlar.
Kurun yatay seyrine karşı artan maliyetlerden dolayı bu ülkelere karşı rekabet etme imkanımız maalesef kalmadı.”
Gürkan’a hak veriyorum. Pandemiden bu yana insanlar gerekmedikçe giyim alışverişi yapmıyordu evde oturduklarından dolayı.
ZAMAN İYİ KULLANILMADI
Ne var ki sektör firmaları, o dönemi doğru kullanmadılar, Ar-Ge’den başlayıp işletmelerini yeni döneme pek hazırlamadılar. Dünya “Büyük Sıfırlanma”ya gidiyor, nidalarıı yükselirken lojistik ve perakendecilik farklılaşmaya dönüşürken e-ticaret kavramı hakim olmaya başladı.
Zaten Türkiye’de pamuktan başlayan yol haritası son zincire kadar eski ve geleneksel davranış biçimleriyle yürüyordu.
Firmalar, genellikle Uzakdoğu ülkelerinden çok ucuza kumaşlar alıp konfeksiyonun çarklarını çeviriyorlardı.
Yenilik, inovasyon ve yaratıcılıklarını kullananları tenzih ediyorum ama tekstilci ve hazır giyimciler, fazla uğraşmadan hazıra konup ucuz işçilikten yararlanarak düşük fiyat rekabetiyle başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dışarıya mal satıyorlardı.
Bu dönem çoktan bitti. Fiyat rekabeti değil, ürün rekabeti lazım.
Kendime bir tişört, bir etek veya kot şort almak için ne zaman çarşıya çıksam markasına göre iki- üç parça ürün için 2 bin 500- 5 bin lira arasında para ödemek zorunda kalıyorum.
Eve dönünce bakıyorum eski giysilerim daha kaliteli. Onlarla idare etmek akıllıca geliyor.
Başkan Gürkan Tekin’e yeniden dönersem ACİL kaydıyla büyük sıkıntılarını şöyle anlatıyor;
“Avrupa'nın büyük bir kısmında enflasyon ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle tüketicilerin harcama alışkanlıklarında bir değişim gözlemleniyor. Özellikle Almanya, Fransa, İtalya gibi büyük pazarlarda ekonomik büyüme yavaşladıkça, tüketiciler daha temkinli davranıyor.
Ortaya çıkan bu tabloda Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde İspanya pazarında yüzde 25, Fransa ve İtalya pazarlarında yüzde 16, Almanya pazarında yüzde 10 düzeyinde ihracatımız geriledi. Son 7 aylık süreçte 10,4 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektörümüz, bu zaman diliminde geçen yılın aynı dönemine göre İspanya, Fransa, İtalya ve Almanya pazarlarında yaklaşık 723 milyon dolar kayıp yaşadı. Bu kayıplar firmalarımızın ayakta kalmasını ciddi şekilde zorlaştırıyor. Sektörümüzün ayakta kalması ve sürdürülebilir üretimine devam edebilmesi için
Eximbank ve Kredi Garanti Fonu destekli uygun maliyetli ve uzun vadeli kredilerin acilen hayata geçirilmesini bekliyoruz.”
POZİTİF AYRIMCILIK VE ENERJİ ÇIKMAZI
Tekin, aslında sektörüne sözcülük yapıyor. Ne var ki, dezenflasyon programı sürerken istediklerini yerine getirmek de pek kolay değil gibi..
Zaten düşük maliyetle çalışan işçileri çıkarmaktan söz eden Tekin, “1 milyon kişiye” istihdam sağlayan, ihracatın öncü sektörlerinden hazır giyimde kapanmamak için direnen firmaların işçi çıkarmak zorunda kaldığına dikkat çekiyor.
En büyük şikayeti ise maliyet artışları, yani elektrik, akaryakıt ve doğal gaza yapılan zamlar..
Tekin, “Sektörümüzde gelinen noktayı ‘bıçak kemiğe dayandı’ diye nitelerken, kayıpların önlenmesi adına vergi indirimleri, finansman kolaylıkları, kadın girişimciliği teşvikler, bölgesel kalkınma destekleri ve sürdürülebilir üretime yönelik teşviklerde istihdam deposu hazır giyim ve konfeksiyon sektörüne pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğine inanıyor, hükümetimizden bu yönde ivedilikle adımlar atmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Bu arada, Türk tekstil sektörü 2023 yılında yüzde 10'luk kayıp vermişti. Sadece tekstil tarafı olarak 2022 yılını 12.9 milyar dolarla kapatan sektör, 2023 yılını ise yüzde 10 civarında bir kayıpla kapatmıştı.
EVLENENLER AZALDI, YATAK SATIŞLARI DA DÜŞTÜ
Bir başka şikayet, yatak sektöründen geldi..
Aşırı hayat pahalılığı, evlilikleri de etkiliyor ki, yatak üreticileri geçen yıllara göre satışların belirgin biçimde düştüğünü anlatıyor.
Geçtiğimiz yıla göre kıyasla bu yıl evlilik sezonunda yatak satışlarında yaklaşık yüzde 10 azalma görüldüğüne dikkat çeken Acme Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, sektörde görülen daralmaya rağmen yine de yıllık hedeflerinin yüzde 55’ine ulaştıklarını söyledi. Çiftlerin yatak seçiminde fonksiyonelliğin önemli bir rol oynadığını belirten Batallı, depolama alanı sunan, ayarlanabilir başlıklar ve akıllı mobilyaların yoğun ilgi gördüğünü ifade etti.
Türkiye’de her yıl 1 milyona yakın kişi evlenirken son yıllarda bu sayı giderek düşüyormuş. Yatağın artık evlilik alışverişi sırasında hediye olarak verilen bir ürün olmaktan çıktığını söyleyen Batallı, sektördeki dönüşümü şöyle anlattı;
“Günümüzde tüketiciler, yatak seçimi konusunda daha bilinçli hale gelerek, ihtiyaçlarına ve vücut yapılarına uygun yatakları tercih etmeye başladılar. Fonksiyonellik, yatak seçimlerinde ilk kriterlerden biri olarak öne çıkıyor. Depolama alanı sunan yataklar, ayarlanabilir başlıklar ve teknolojiyle entegre edilmiş akıllı mobilyalar, tüketicilerin en çok tercih ettiği ürünler arasında yer alıyor. “
Gördüğünüz gibi hayat ve sektörler her an değişim çizgisinde. Rekabete uyamayanlara yer olmuyor. Onun için dünyada değişmeyen tek şey değişimdir..