Timsah kapitalizmi ve yoksullaştıran büyüme
Türk ekonomisi 2022 yılının son çeyreğinde binde 9 oranında büyüyebildi. Üstelik bu büyümenin ağırlığı hane halkının nihai tüketim harcamalarından kaynaklanıyor esasında.
Kontrolden çıkan çok yüksek enflasyon, dövizden-borsaya, gayrı menkulden- altına kadar hiçbir varlığın gerçek değerinin oluşmasına veya belirlenmesine olarak tanımıyor.
Yaşam pahalılığı altında ezilen geniş halk kitleleri, başta emekçiler olmak üzere büyük sıkıntılar yaşıyor ne yazık ki. Peki ekonomi büyüyorsa, bu büyümeden bütün toplum kesimleri dengeli bir biçimde yararlanabiliyor mu diye sorulduğunda, milli gelirin çalışanların, maaşlı-ücretli ve emeklilerin aleyhine bir bölüşümün gösterdiği açıkça görülüyor.
Aşağıdaki grafikten de anlaşılacağı üzere, özellikle 2019 yılından bu yana sermayenin milli gelirden aldığı pay sürekli olarak artarken, emeğin payının -yapılan ücret ve maaş artışlarına rağmen- sürekli azaldığı görülmektedir. İşte bu nedenle bu ekonomik görünüme ve gidişata “timsah kapitalizmi” (Crocodile Capitalism) deniliyor.
Bu terimi ilk olarak Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) kullandı. Yukarıdaki grafikte uluslararası en büyük 2000 uluslararası şirketin karları ile, global emek gelirinin paylarının arasının nasıl açıldığı ve adeta bir timsahın açılmış ağzının -alt ve üst- çenelerinin görünümüne büründüğü görülüyor.
İşte global kapitalizm sermayenin, emek karşısında giderek artan payı ve emeğin yani geniş halk kesimlerinin yoksullaştırıldığının, tartışmasız en açık göstergesi oldu bu.
Türkiye’de de durum farklı değil maalesef. Prof. Dr. Erinç Yeldan tarafından yayımlanan 2019 yılından bugüne milli gelirden iş gücü ödemelerin ve sermayenin aldığı payların değişimi grafiği de, işte bu yoksullaştıran, timsah kapitalizminin açık bir göstergesi niteliğinde. Zaten TÜİK’in açıkladığı iş gücü ödemelerinin gayri safi katma değerindeki payına ilişkin rakamlar da bu grafiklerin temelini oluşturuyor.
2016 yılında emeğin milli gelirden aldığı pay %36, 2017 yılında %34, 2019 yılında %34.8 iken, 2022 yılında bu rakamın %26.5’e düştüğü görülüyor. İşte böyle “timsah kapitalizminin” kaçınılmaz sonucunun da “yoksullaştıran büyüme” olması bu gerçekler karşısında kimseyi şaşırtmamalıdır.