TÜRKİYE, KIYI KUMULLARININ KÖKÜNÜ KURUTMAKTA KARARLI
4 Temmuz 2008 basın haberinde “Adana’nın turizmden pay alması için yapılan en önemli çalışma sonunda Turizm Bakanlığına gönderildi. Eğer Turizm Bakanlığı projeyi onaylarsa Adana turizm için önemli bir aşama kaydedecek. Bu proje turizm için altyapı niteliğinde ve altyapı sağlam olursa başarının gelmemesi için hiçbir neden yok. Umarım proje kabul edilir ve bakir Adana Kıyıları gerektiği gibi değerlendirilir” diyerek Adana’nın Yaramış yerleşim yeri yakınından başlayıp Karataş yakınlarından geçerek Yumurtalık yakınına kadar gidecek sahil yolu projesinden bahsetmekte. Bu haberde bu kıyılardan “bakir Adana kıyıları” olarak bahsedilmekte.
Gerçekten özellikle Ceyhan deltası kıyıları kumulları buraya olan muntazam bir yolun olmayışı ve yakınlarında köylerin bulunmayışı nedenleriyle çok fazla tahrip olmamış kumullardır. Türkiye’nin en büyük kumulları buradadır. Ayrıca yaşam ortamları çeşitliliği (akarsu, göl, lagün, kıyı tuzcul, acı su, bataklık, kıyı makisi, kıyı kumul) ve bu yaşam ortamların sahip olduğu faklı ortamlar nedeniyle Ceyhan deltası bana göre Türkiye’nin 1960’larda sahip olduğu 110 büyük kumul içinde en önemli bir dünya doğa mirasıdır. Çukurova kıyılarının doğasını korumak Türkiye’nin üzerindeki uluslararası bir yükümlülüktür.
Adana’daki Seyhan deltası kıyı kumulları çok büyük oranda ağaçlandırılarak bitki türü ve bitki topluluğu çeşitliliği yok edilse de ağaçlandırılmamış kumullar ve farklı yaşam ortamlarındaki biyolojik çeşitlilik ve zenginli nedeniyle yine önemli bir doğa mirasıdır.
Bu deltaların önemini bilmeyen Türkiye’nin yanında buraların önemini bilen Avrupalılar ile birçok araştırmam oldu.
- 1988 yılında Avrupa Konseyinin projesi ile bir Fransız ve bir İspanyol profesör ile tüm Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs kıyılarını araştırırken Seyhan deltası kıyılarını da araştırıp buraların Türkiye’nin Akdeniz kıyılarındaki korunması gerekli 6 yerinden biri olduğunu
- 1991 yılında eski adı ”Avrupa Kumullarını Koruma Birliği (EUDC)” ve yeni adı “Avrupa Kıyılarının Koruma Birliği (EUCC)” olan kuruluşun en yetkin biri Hollandalı ve diğeri İngiliz olan 2 kişi ile tüm Akdeniz kıyılarını araştırırken her ili deltayı da araştırdık.
- 1993 yılında Fransız araştırma kuruluşu CNRS’nin projesi ile bir Fransız ve Türkiye’den MTA’daki bir araştırıcı ile tüm Akdeniz kıyılarındaki deniz kaplumbağası yaşam ortamlarının korunması çerçevesinde her iki deltayı da araştırdık.
- 1994 yılında yaptırdığım doktora tezinde doktora öğrencim ile Seyhan deltası bitki toplulukları ile toprak ilişkilerini araştırdık.
- 1994 yılında TÜBİTAK projesi ile Harita Genel Komutanlığından Albay Yılmaz Bal ile Ceyhan deltası kıyılarını araştırdık.
Bu araştırmaları birçok yayın ile sonuca ulaştırdık. Çukurova deltasında ilk üç araştırma yabancı kaynaklar ile yapılmış oldu. Bu araştırmalarda çıkan sonuçlardan birkaçı şöyle;
Ceyhan deltasındaki tahribatı tespit için 1948 ve 1992 yılları arası hava fotoğraflarını bilgisayar ortamında Dr. Yılmaz Bal ile karşılaştırdık. 1948 yılında 8.618 ha olan kıyı kumulları 1992 yılında 4.933 ha düşmüştür. Kıyı kumullarının tarım alanlarına dönüştürülmesi, kumullar üzerinde en büyük tahribat faktörü olmuştur. Denizden içeri doğru 1948 yılında kumulun en geniş yeri 6.809 m iken 1992 yılında bu genişlik 2.308 m. ye düşmüştür. Açılan drenaj kanalları ile 1948 yılından 1992 yılına kadar tuzlu toprakların % 65’i yok olmuştur.
Ayrıca Haberanaliz’deki köşemde adımın üstüne tıklayınca çıkan arşivde;
- 55. Akyatan kıyı kumulu
- 69. Tuzla kıyı kumulu
- 82. Yumurtalık lagünü koruma statüsü konusunda cevabım
- 83. Ceyhan deltası kıyı kumulları
yazılarım doğrudan bu kıyı kumulları ile ilgili.
2009 yılında Ceyhan deltasının “Tabiatı koruma Alanı” statüsünden çıkarılıp “Milli Park” statüsüne sokularak her türlü tahribata açık kapı bırakan bir statüye sokulması da bu alan için bizlere tehlikenin yaklaştığını göstermişti. Bu konu bu nedenle yargıya taşınmıştı.
Son olarak 30 Mart 2014 mahalli seçim öncesi AKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayının taahhütlerinden biri “Karataş ile Yumurtalık ilçeleri arası sahil yolu” projesi idi. Kıyıya 3 km uzaktan yapılacak yol kıyı kumullarının hemen gerisinde görünse de yol demek yol ile otellerin, kooperatiflerin, yazlık evlerin, plajların vb. buraya üşüşmesi anlamına gelmektedir. Yapılacak 135 km yol ile Çukurova deltası kıyılarının doğası yok edilmiş olacaktı. Adana’da AKP kaybetti ancak Türkiye’de umarım aklıselim hakim olur ve Türkiye Çukurova deltası kıyılarının dışındaki 8198 km kıyı ile yetinir. Türkiye’yi yönetenler 8333 km kıyının tamamını kullanacağım diyerek en büyük ve en önemli bu yaşam ortamlarını yok etmez ve doğallığını koruyarak gelecek nesillere bırakır.
Bu kıyılar göçmen kuş yolu, sürüngen, memeli hayvan, deniz kaplumbağaları vb. birçok önemli hayvan gruplarına da ev sahipliği yapması bakımından da önemlidir. Bu kıyılar doğal miras alanı, biyoloji eğitim alanları ve doğa turizm alanlarıdır.