haberanaliz
H.Ufuk SÖYLEMEZ

H.Ufuk SÖYLEMEZ

Mail: hufuk@gmail.com

Tütün-Alkol vergisi ve “Laffer” eğrisi!

Finansal cambazlıklarla, ekonomi teorisinin bilinen-kanıtlanmış doğrularına aykırı olarak izlenen ekonomi politikaları sonucunda bugün, dolaylı vergilerin payı azaltılmak bir yana sürekli arttırılıyor maalesef. Yani kar, kazanç ve servetten doğrudan vergi alınması yerine, benzinden, alkolden, sigaradan dolaylı yolla vergi alınıyor. 20-25 yıl önce dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı %30-35’ler civarındayken, bugün %70’lere çıkmış durumda.

Hal böyle olunca, kayıt dışı ekonomi de bir anlamda ödüllendirilmiş ve teşvik edilmiş oluyor.

Çünkü devlet sadece kayda gireni, örneğin otomobil alanı, benzin alanı vergilendirebiliyor. Kayıt dışı ekonominin kayda alınması için ise, ciddi ve sonuç getirici etkili adımlar atılmıyor. Tersine kayıt dışına ve vergi kaçağına sık sık mali aflar çıkarılıyor. Halbuki vergi sistemimizde –muafiyet-mali aflar-istisnalar ve vergi indirimlerinin- yerine, vergi oranlarının ödenebilir seviyelere düşürülerek, geniş tabanlı olmasına çalışılmalıdır.

***

Bugün ekonomide “tıkanma” aşamasına gelinmesi ve hem enflasyon hem de durgunluk yaşanması karşısında, yine yeniden en kolay ve en yanlış olan yol seçildi. Tütün ve alkollü içeceklerde vergiler anormal bir şekilde arttırıldı.

Peki vergi oranları arttırılırsa, vergi gelirleri artar mı? Her zaman değil. Beklenenin tersi de olabilir.

Özellikle vergi oranlarındaki artış tüketici fiyatlarını yükselteceği için enflasyonist bir etki yaratır.

İkincisi, fiyatı artan mallara talebin azalması ihtimali yükselir. Satış azalınca vergi tahsilatı da azalmış olur.

***

ABD’li iktisatçı A. Laffer’in “Laffer Eğrisi” olarak bilinen meşhur “çan eğrisi” tam da böyle durumları açıklamak için öne sürülmüştür.

Laffer’e göre vergi oranlarının o ülkedeki vergi ödeme kapasitesinin belli bir sınırını aşmasından sonra daha da arttırılmasının toplam vergi gelirlerini arttırmak yerine azaltacağı öngörülmektedir.

Aşağıda bir örneği verilen Laffer eğrisindeki çanın optimum noktadan sonraki vergi kaybı açıkça görülmektedir.

Özetle vergi oranlarını sürekli arttırmak, vergi gelirlerinin de otomatik artışını getirmez.

Hatta tersine azaltabilir. Kayıt dışını teşvik eder. Sahte içki imalat ve ticaretini teşvik eder. Sigara kaçakçılarına fırsat verir.

Nitekim, son haftalarda bir çok şehrimizde sahte içki yüzünden çok sayıda vatandaşımızın yaşamını yitirdiğini üzülerek öğrendik.

Amaç sigara ve alkol tüketiminin zararlarını azaltmak ise, bunun öncelikle toplumun eğitimi, bilgilendirilmesi ve kampanyalarla farkındalık yaratılması suretiyle hayata geçirilmesi gerekir.

Ülkemizde maktu vergi oranları çok yüksek. Örneğin sigarada hem nisbi, hem asgari maktu, hem de maktu olmak üzere 3 çeşit vergi uygulanıyor. Bu da Türkiye’yi dünyada en yüksek nisbi vergi uygulayan ülkelerden biri haline getiriyor.

Bu aşırı vergiler, maliyetleri arttırarak, enflasyona ve/ veya satışların azalmasına da neden oluyor.

Bunları bilmek, hesaplamak, öngörmek ve doğru zamanlamayla gerçekçi adımlar atmak gerekir.

Hamasatle veya “ben yaptım oldu” anlayışıyla bazen hedeflediğinizin tam tersi sonuçlarla karşılaşırsınız.

İktidara göre, hiçbir eleştirinin veya önerinin onlar için “bir kıymeti harbiyesi” yok, ama biz yine de uyaralım dedik!