haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Vay be, bu nasıl bir iş?

Değerli kamuoyu, biz yazdıkça sinirlenenler, kahredenler oluyor. Ama lütfen amacımızın UYARMAK, DOĞRU YOLU GÖSTERMEK olduğunu bilin. Allah (cc) bize kötülükleri, fenalıkları nasip etmesin. Bize doğru, dürüst, ilkeli, devletinin ve milletinin yanında Allah (cc) yolunda güzel işleri nasip etsin.

Evet efendim… MİNARE KILIFA SIĞMIYOR ARTIK…

İl Sağlık Müdürlüğünü yazıyoruz, bize kızıyorlar, bağırıp çağırıyorlar…

Hâlbuki biz Açık ihale diyoruz.

Ne var ki bizim dediğimizde?

Ancak budan bir süre önce öyle bir olay öğrendik ki pes dedik yani.

Takdir ettik yani..

Bu kadarına ne denir?

Artık açık ihale falan demeyeceğim, anladım ki bu işler kişinin niyetiyle ilgiliymiş, kişi niyetini bozmaya, gözünü karartmaya görsün yapıyor yapacağını…

İşte bir örnek:

Toros Devlet Hastanesinde O4.03,2010 Tarihinde 2010/15258 İhale kayıt no ile 28 Kalem kırtasiye mal alım ihalesi yapılıyor. Malzemelere bakıyorum toner, makas, daksil ve zımba gibi malzemelerinin yanında birde EKG kâğıdı var (!)

Usul AÇIK ihale usulü…

Ne güzel (!)

Açık ihalede sizce amaç nedir, ne olmalıdır?

Çok kişi ilanı takip etsin ve ihaleye katılım fazlasıyla olsun, tam rekabet ortamı sağlansın ve kamu ucuza malzeme temin etsin.

İşte AÇIK İHALENİN AMACI BUDUR…

Yâda bizim anladığımız budur.

İlanları takip eden firmalar, doğal olarak kendi iştigal alanlarıyla ilgili ihaleleri incelerler.

Siz medikal firma olsanız bir hastanede kırtasiye ihalesi ilanını inceler misiniz?

Ticaret sicil gazetesinde sizin firmanızın yâda şirketinizin tüzüğünde, faaliyet alanında kırtasiye ürünleri satmak yoksa incelemezsiniz.

Bu konuda bir iş deneyiminiz yoksa da incelemezsiniz.

Ama ne hikmetse (!) ilgilerini çekiyor ve 2 medikal firma bu kırtasiye alımını inceliyor. 

AK TIP Tıbbi Ürünler San. ve Tic. Ltd. Şti. ile,

Aksay Tıbbi Ürünler /Hasan Aksay…

Tesadüf ki, bunlar medikal firma sahibi iki kardeşe ait firmalar (!)

ŞİMDİ GELİYORUZ, sizlere ve kamuya soruyoruz..

EKG kâğıdı bir kırtasiye malzemesi midir?

HAYIR değildir!...

İnternete girin bakın, sizde iyi araştırın.

Tüm firmalarda, üreticilerde bu malzeme medikal malzemeler bölümünde geçer…

Bu arada üşenmeyin, Sağlık Bakanlığı Genelgelerine de girin bakın, ne diyor?

Sıhhi sarf malzemesi diyor. 

Hatta özellikli olduğunu özellikle belirtiyor.

Ayrıca birde kullanılacak cihaza göre farklılık gösterecek malzemedir diyor.

Bu hususu özel olarak ısrarla vurguluyor.

Ya Sosyal Güvenlik Kurumu ne diyor?

EKG kâğıdını bedeli ödenmeyecek basit sıhhi sarf malzemeler listesinde sayıyor.

Peki, öyle ise Sıhhi sarf olan EKG kâğıdının, kırtasiye alımında ne işi var?

Kırtasiye alımının içine ustalıkla yerleştirilmiş bu kâğıttan sadece 2 kardeşe ait 2 medikal firmanın haberi oldu ve girdiler, öyle mi?

Başkası bu işe giremedi (!)

Sonuçta 2000 adet EKG kâğıdı alımı AK TIP Tıbbi Ürünler San. ve Tic. Ltd. Şti. 'a ihale edildi.

Şimdi siz bu uygulama ve çalışma ile açık ihale yaptığınızı mı sanıyorsunuz?

Kamu ihale kanununu arkadan dolandınız yani (!)

Yani ihale kanununu kasıtla bilinçli olarak deldiniz!

Kurnazca hallettiğinizi sandınız (!)

Yazık ki ne yazık !..

Bakın iyi araştırın, inceleyin, daha önceleri de belirttiğimiz ve şimdi de yazdığımız gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu bu kâğıtların parasını ödemiyor. Çünkü paket ödeme içinde.

Yani siz alırken rekabeti, saydamlığı sağlamadınız. Faturalandıramayacağınız bir ürünü bir de pahalı aldınız (!)

Hastaneler bir işletme değil mi? 

Bu mantıkla, bu çalışma şekil ve esası ile yasa tanımaz keyfilikle kurum gelişir mi?

Biz de çalışanlar döner sermaye alamıyor diye yazıp duruyoruz.

Alamaz tabi, kurumu düşünen kim?

Farz edelim siz bu malzemeyi kırtasiye malzemesi saydınız… 

Yanıldınız, şaştınız bu da bir kağıt dolayısıyla kırtasiye malzemesidir dediniz. 

O zaman sorarız size: 

AKTIP Tıbbi Ürünler San. ve Tic. Ltd. Şti. İle Aksay Tıbbi Ürünler /Hasan Aksay firmaları kırtasiye firmaları mıdır? 

Bu firmaların ticaret sicil gazetesinde kırtasiye malzemeleri satımı işi var mıdır?

Siz Ak Tıp ve Aksay Tıbbi Ürünler /Hasan Aksay firmalarının sahipleri.. 

Bu kırtasiye ihalesinin içinde medikal malzeme olduğundan bir medikal firma olarak nasıl haberiniz oldu? 

Kim size haber verdi, kim size söyledi? 

Yoksa kırtasiye işine de mi girdiniz de kırtasiye alımlarını takip eder olmuşsunuz? 

Sizin ticaret sicil gazetesinde yayınlanan iştigal alanlarınız nelerdir? 

İştigal alanınızda olmayan bir işe bir ihaleye teklif vermek suçtur. Siz bunu bilmiyor musunuz?  

Nasıl oluyor da burada İhale de işin adı 28 Kalem kırtasiye alım ihalesi oluyor? 

Ve İştigal alanı olmadığı bildirilen firmalar buna teklif veriyor ve bu teklifleri geçerli sayılıp, ihale üzerinde bırakılıp birde sözleşme imzalanıyor?

Satın almadan Sorumlu olan sn. Dr. Atakan Kızılok, hiç mi bakmadınız bu dosyaya?

Neden bu medikal malzemenin kırtasiye alımında ne işi var demediniz?

Hadi bu hususu atladınız diyelim. 

Neden medikal firmaların kırtasiye alımında ne işi var demediniz? 

Teklif veren firmaların iştigal konusu ile ilgili Ticaret sicil gazetesine bakmak aklınıza gelmedi mi? 

Neden başka medikal firmalar katılmamış diye hiç düşünmediniz mi?

Bu iş bittikten sonra bize birçok medikal firma : “böyle şeytanlık görmedik. Bu şeytanın aklına gelmez, tesadüfen duyduk, yapacak bir şey yoktu, şimdi Toros Devlet Hastanesi kumaş alsa, çarşaf alsa, içine tıbbi medikal cihaz falan dolanmış mı?” diye bakıyoruz vallahi dediler.

Bunu yani bu kurnazlığı düşünen kafaya ne diyeyim? 

Bilemedim. 

Acaba siz ne düşünür, ne dersiniz ey yetkililer? 

O dönem satın alma sorumlusu Mustafa Sarı nasıl düşünmüş, kiminle beraber düşünmüş, kimden güç ve cesaret almış bilmiyorum ama yapmış bunu bir şekilde (!)  

Burada görev yapan o dönemdeki görevliler gözlerini mi karartmış içlerini mi karartmış bilmiyorum? 

Kendilerini tebrik ediyorum (!) 

Mustafa Sarı Bey kardeşim, açık ihalede bile böyle kurnazlıklara cesaret edebilmene hayran mı kalmalı? 

Pes mi demeli? 

Ne demeli bilmiyorum…..

Kıssadan bir hisse aktaralım, ne dersiniz?

Bir çete başına çetesindeki haydutlar sormuş:

"Haydutlara da erdem gerekli midir?"

"Elbette!" diye yanıt vermiş çete başı..

"Erdemleri olmasa ne yapar haydut? Demiş ve sonra eklemiş…

“Sezgisi ona neyin nerede gizli olduğunu gösterir: Bu onun bilgeliğidir! İçeri sızmayı ve girmeyi bilmesi gerekir: Bu onun cesaretidir! Sonra aynı ustalıkla çıkmasını bilmesi gerekir: Bu onun sorumluluk duygusudur! Olur mu - olmaz mı, karar vermesi gerekir: Bu onun ustalığıdır! Ganimeti paylaştırmayı bilmesi gerekir: Bu onun adaletidir! Bu beş erdemi taşımayan kişi, yaşamı boyunca büyük bir haydut olamaz."

Bilmem anlatabildim mi?

Bu arada Mersin’deki Hastane ve sağlık kuruluşlarındaki erdemli, bilgili (!) kadroları kurmak acaba kimin eseri? 

Hey Meşhur sendika başkanım bu eser yoksa sizin mi?

Hastane Müdürlüğü bile şaibeli olan, hem sendika başkanı hem idareci kadrosundaki Bay Şemsettin Karadoğan siz yapılacak tayin ve atamalarda rol alırken çok iyi düşünmelisiniz…

Hastanelerde ve sağlıkta kurulan veya kurmaya çalışılan idari kadrolar için artık fazlaca gurur duyabilirsiniz (!)

Buradan Mersin İl Sağlık Müdürüne bir kez daha iyi niyet ve uyarıcı gaye ile sesleniyorum!

Müdürlüğünüzde il müdür yardımcısı İbrahim Şahin tarafından Yürütülmekte olan, yemek malzeme alım işi ile ilgili dün yazmış olduğum yazımla ve içeriği ile, bu yazımda bahsi geçen hususlar hakkında umarım çok tez zamanda bir soruşturma ve kovuşturma yaparsınız. 

Sn. İl Müdürüm idarecilerin gölgede kalmasıyla bu işler gerçekten yürümüyor. Devlet ebet mübettir. Devletin kör kuruşunun hesabını sormak sadece sizin değil, hepimizin görevidir.  Eğer bizim uyarıcı bu yazılarımız ve önceki yazılarımızın siz gereğini yapmazsanız, bir gün gelecektir birileri muhakkak yapacaktır. Bundan emin olunuz! Ancak o zaman sizin hakkaniyetli, adaletli, tarafsız çalışmalarınıza gölge düşecektir. Yazık olacaktır. Günah olacaktır. Baki kalan tek şey, bu gök kubbede, hoş bir sedadır derler. Koltuklar, makamlar ve mevkiler hep gelip geçicidir. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Elbirliği ile devletimizin ve milletimizin âli menfaatleri için çalışmak durumundayız.

Bu günlük de bu kadar.