Vay benim talihsiz Mersin’im….
Henüz Mersin’deki yetkili ve ilgili makamlar harekete geçmemişler.
Yazıklar olsun ki, ne yazıklar olsun…
Yine başlamışlar aynı türküyü nakarat etmeye ..
“Gazeteciye bunları kim yazdırıyor”
İşinize gücünüze baksanız da işinizi eksiksiz yapsanız olmaz mı?
Yazdıklarımız yalan ise yalanlayın.
Değil gerçek ise, gereğini yapın.
Devlete yazık.
İmkânlarına yazık.
Nerede bu DEVLETİMİZİN ADİL VE HAKKANİYETLİ YÖNETİCİLERİ?
Biz böyle düşünürken BAKANLIKTAN TEFTİŞ KURULUNDAN BİR YAZI ÇOK ACİL VE İVEDİ İBARESİ İLE TOROS DEVLET BAŞHEKİMLİĞİNE GELİR.
Mevcut yemek işi ile ilgili.
Hani şu yazılarımızın içinde bahsettiğimiz SORUŞTURMALIK OLAN ve hakkında müfettiş raporu olan ve bir türlü uygulanmayan dosya için.
Bir gün önce ise YEMEK ihalesinin yenisi olan ihale yapılmış biz 27 Ekim sabahı olayın acayipliğini dile getiriyoruz ve üstteki linkteki yazıyı yazıyoruz.
Yazımızın yayınlandığı gün ise eski dosya ile ilgili olan soruşturması bitmiş iş için TEFTİŞ KURULUNDAN bir yazı geliyor.
O yazı Sır gibi saklanıyor.
Ama yazının içeriği öğrendiğimiz kadarı ile şu….
“Bizim müfettiş raporumuzu oraya buraya sormaya gerek yok, raporun amir hükümleri belli…”
Gereğini yapın cinsinden.
Ve öğreniyoruz ki dün itibari ile bu yemek işinin DEVİR İŞİ MESELESİNİ FESİH ETMİŞLER…
Vay be…
Aylar sonra…
Kimse devletin yiten giden zamanının ve kaynağının hesabını sormuyor yani.
Sadece bozun demişler o kadar.
Onlarda bozmuş.
Aylarca bozmamak için çırpınmışlar, TEFTİŞ KURULUNHDAN GELEN RAPORU oraya buraya resmi yazılar ile sormuşlar, ne yapalım diye işi oyalamışlar, şimdi bozmuşlar.
Olacak iş değil.
Teftiş kurulu başkanlığı acilen bir müfettiş görevlendirmeli.
Sadece bu iş için gelmeli ve didik, didik bu işleri incelemeli.
1- Müfettiş raporunun gereğini kim yapmadı, neden yapmadı, niçin yapmadı, kimler uygulamayı bu kadar geciktirdi, niye geciktirdi, niçin geciktirdi?
2- Bu işten devletin kazancı ne oldu, ilgili firmaların kazancı ne oldu?
3- Burada hazineye irat kaydedilecek rakamı almayanlar hakkında, raporu uygulamayan ve uygulatmayanlar hakkında ne gibi işlem yapacaklar merak konusu?
Bu devlet bu kadar sahipsiz mi?
Bakın olayları bir kez daha size aktarayım….
Toros Devlet Hastanesinde yemek ihalesini alıp yemek hizmeti veren ECE yemekçilik firması, ihaleyi aldıktan kısa süre sonra ihale sözleşmesini yasaya aykırı şekilde UYGAR firmasına devretmiştir.
UYGAR firması iş deneyim tutarı bu ihaleyi almaya yetecek tutarda değildir.
Bu nedenle eğer katılmış olsaydı 05.05.2010 ve tarihli yemek ihalesinde yeterlilik alamayacak ve ihaleyi alamayacaktı.
Ancak ihaleden bir süre sonra 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşme Kanunun 16.maddesine aykırı olarak, denk olmadığı halde sözleşmenin devri konusunda hastane idaresine dilekçe verilmiştir.
Zamanın Hastane başhekimi, firmaların birbirine denk olup olmadığını araştırmamış ve dilekçeyi onaylamıştır.
Başhekim görevini eksik yapmıştır.
Firma ise idareyi yanıltmış ve katılıp kazandığı ihaleye sözleşme uygulama aşamasında fesat karıştırmıştır.
Yukarıda anlattıklarım bir müfettiş raporunda anlatılanlardır.
Teftiş Kurulu Başkanlığının 20.05.2011 tarih ve 12–9 sayılı inceleme raporunun Netice ve Kanaat Bölümünün ‘ Söz konusu Sözleşme devri ile ilgili olarak 4735 sayılı kanun 25 inci, Kamu İhale Genel tebliğinin 27,6 ınc, 27,7 i,nci ve 27,8 inci maddesi gereğince, 4735 sayılı kanun 20. 22 ve 26.maddesine göre İlgili idarece işlem yapılması gerektiği’ talimatı verilmiştir….
Sağlık Bakanı tarafından gereği yapılmak üzere havale edilmiştir.
Sağlık Bakanına bağlı, tüm diğer birimler bu emri uygulanması gereği ile hastane baştabipliğine iletmiştir.
Bu raporun tarihi 5 ay olduğu ve kendisine tebliğ edildiği halde Toros Devlet Hastanesi Başhekimi Süleyman Ülger raporun gereklerini yerine ısrarla yerine getirmemiştir.
Yapılması gerekenler 06.09.2011 tarih ve 35853 sayılı yazıları ile kendisine bildirilmiştir.
Tebliğ tarihi itibariyle 5 (beş )gün içinde Sözleşme bedeli olan 3.278.653.-TL sının %6’na tekabül eden 196.718,58.-sını Kati teminat mektubunu irat kayıt etmesi gerekirken yapmamıştır.
Kendisine verilen emirde sözleşmeyi feshetmesi gerekirken, etmemiştir.
Yani haksız elde edilmiş bir sözleşmeyle firmanın iş yapmaya devam etmesini sağlamış, böylece firmanın haksız elde edeceği iş deneyimiyle bundan sonra haksız ihaleler almasına sebep olmuştur.
Dolayısıyla yeni yemek ihalelerine karışmış olan fesatların mimarı durumuna düşmüştür.
Firmanın teminatını gelir kaydetmemiştir.
Yaklaşık 196.718,58.-.TL paranın hazineye girmesini engellemiştir.
Kamu zararına sebep olmuştur.
Kazanmayı hak etmeyen firmanın hastanede hizmet verdirtmektedir.
Hem çalışanların hem hastaların yediği yemekler, bu işi yapmaya yetkin olmayan bir firma tarafından verilmektedir.
Şu anda Sağlık Bakanının ve yasaların emrine aykırı hareket ederek hem görevini kötüye kullanmakta, hem kamu zararına sebep olmakta hem de ihale şartlarına aykırı işlem yapmakla edimin ifasına fesat karıştırmaktadır.
Bu durumda hem çalışanların hem hastaların yemek hizmeti güvenilir değildir, ayrıca hazineye girecek para alınmamıştır.
Bu kişi bu yasaya aykırı davranışları ve para tahsilini yapmayarak hazineyi zarara uğratmayı bilerek ve isteyerek yapmaktadır.
Kendisine emir geldiği halde Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinden görüş istediğini belirtmektedir.
Bu görüşü hangi tarihte ve niçin istendiği bilinmemektedir.
Tüm resmi kurumlara bakan imzalı emirler sürekli gelmektedir.
Bu başhekim başka genelgeler, emirler hakkında görüş sormazken, bu konuda neden görüş sorduğu özellikle sorgulanmalıdır.
Bu görüş, bir emir niteliği taşımamaktadır.
Ancak sağlık bakanının emrinin aksine başhekim tarafından bu görüş emir olarak değerlendirilmiştir.
Bu emirleri veren kişiler hukukçulara danışmadan bu emri vermiş gibi davranılmaktadır.
Sağlık Bakanı, bakan adına hareket eden müfettişlerine konuyu inceletmiştir.
Başhekim Sağlık Bakanlığı teftiş kurulu teşkilatını yok saymaktadır.
Bu görüş Sağlık Bakanının emri değildir.
Ancak Başhekim tarafından bakan emri değil de bu görüşe göre hareket etmektedir.
Sayın müfettişlerin, Teftiş Kurulu Başkanının ve Sayın Bakanın emri hukuksuzmuş gibi davranılmıştır.
Bu görüş dayanak alınarak resmi emirler kanunlara, tebliğlere aykırılıklarına ve kamu zararına rağmen yerine getirilmemiştir.
Aynı müfettiş raporu ve bakan emrindeki memurlara yönelik disiplin işlemleri kamu zararı tahsilleri başhekim tarafından yerine getirilmiştir.
Konu yemek işin gelince başhekim raporun ve bakan emrinin hukuki geçerliliğini sorgulamıştır.
Bu da başhekimin taraflı ve art niyeti göstermektedir.
Eğer bu müfettiş raporu ve bakan emri sorgulanabilecek derecede güvensizse, emrin diğer gereklerini de yerine getirmemesi gerekirdi.
Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Birinci Hukuk Müşaviri Adem Keskin Tarafından yapılan görüş ile ”…… Hülasa, kanunen aranan zaruret halinin oluşup, oluşmadığı ile ilk ihaledeki şartların haiz bulunup bulunmadığı yolundaki tetkik yükümlülüğü sözleşmeyi devreden veya devir alan yüklenicilerde olmayıp, bu yükümlüğün idare nezdinde bulunduğu, Kanun hükmü ile yükleniciler yönetilen yükümlülüğün sözleşmenin devrinden evvel idareden yazılı izin alınması ve son üç yıllık süre zarfında başkaca bir sözleşmenin devredilmiş yahut da devir alınmamış olmasından ibaret bulunduğu, usulüne uygun olarak izin müracaatında bulunan ve talep edilen bilgi ve belgeleri idareye sunarak gerekli izni almış bulunan yükleniciye ait iş eneyim belgesinin ilk ihalede aranan tutarı sağlamadığından bahisle ,tetkik yükümlülüğü idareye ait bulunan bir hususta ve kendisine yöneltilmeyen bir yükümlülüğü ihlal ettiği gerekçesiyle yüklenici hakkında müeyyide tatbikine hukuken cevaz verilmediği tereddütsüzdür……” mütalaa edilmiştir.
Kaldı ki; Yemek Hizmetini devreden firma Ece Yemekçilik firması 15.07. 2010, 3664 sayılı yazı ile İhale Kanunun sözleşmenin devrine ilişkin idarenizin izni ile teknik ve idari şartnamenizde istemiş olduğunuz şartlara haiz olan ekte belgeleri yer alan Uygar Yemekçilik firmasına devretmek için idareden izin istemiştir.
Ece Yemekçilik firmasının devir başvuru yazısında kamu İhale kanunlarına ve İdari şartnameye uygun olduğunu yazılı beyan etmiştir.
Devreden Firma tarafından taahhüt edilen Devralan firmanın Teknik ve İdari Şartnameye uyduğunu beyan etmiştir.
Ancak, İdare tarafından düzenlenen idari şartnamenin;
7.4.3.İş Hacmini gösteren belgeler yeterlidir.
7.5.1-İş Deneyim belgeleri
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 40 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler.
Yapılan düzenlemeye göre hizmeti devralan firma Uygar yemekçiliğin iş hacmini karşılamaya yönelik İş deneyim belgesinin yeterli olmadığı açıkça Bakanlık Müfettişi tarafından tespit edilmiştir. Bu taahhüdüne aykırı davranarak İdari şartnameye uymadığı halde uyduğunu beyan etmek acaba İdareyi kandırmak değil midir?..
Bu yanlış beyan acaba aşağıda belirtilen 4735 sayılı Sözleşme kanunun 25.Yasak fiil davranışlardan olan a) fıkrasındaki Hile, Kullanma yoluna başvurmamışımdır.
Bu beyan aşağıdaki c)fıkrasındaki, Sözleşme konusu işin yapılması sırasında araç veya usuller kullanılmamış mıdır?..
Firma tarafından yapılan bu yanlış taahhüt ile;
d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek. Şartlarının da oluştuğu kesindir.
Devreden firma taahhüdü ile bu fıkradaki sorumluluklarına yerine getirmemiştir.
f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.
4735 Sayılı Sözleşme kanunun;
Yasak fiil ve davranışlar
Madde 25- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikâp, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.
c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.
d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek.
f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.
Firma tarafından yapılan taahhüde kanundaki tüm şartlar taşıdığını beyanı hukuk müşavirinin tam tersi olarak sadece İdarenin değil firmanın da sorumluğunun olduğunun tespitidir.
Aynı görüş de ”…..yani, iş deneyim belgesine esas hizmetlerin tefrikinin yapılmasının lazım geldiği hususunun yüklenici tarafından bilindiği veyahut da bilinmesinin mütad ve usulden olduğunu iddia ve ifade edebilmek de kabil bulunmadığından, bu haliyle yükleniciye atf’ı mümkün bir fesad halinden de bahsedebilmek mümkün bulunmasa gerektir…..” yorum yapılmaktadır.
Bu itibar ile Söz konusu Sözleşme devri ile ilgili olarak 4735 sayılı kanun 25 inci, Kamu İhale Genel tebliğinin 27.6 ınc ,27.7 i,nci ve 27.8 inci maddesi gereğince, 4735 sayılı kanun 20. 22 ve 26.maddelerinde ilgi devirler ile ilgili olarak alışkanlık veya devamlı yapılması usulen tekrarlanması halinde fesad halini oluşturur yönün de kanuni bir düzenleme zaten yoktur.
“……Netice itibariyle;
Sözleşmenin 4735 sayılı, kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 16 ncı maddesi hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması halinin varlığından bahisle, sözleşmeyi devreden veya devralan yükleniciler hakkında Kanunun 25 inci maddesi delaletiyle 20,22, ve 26 ıncı maddelerinin tatbik edilebilmesi için;
a)Sözleşmenin idarenin yazılı izni bulunmaksızın devredilmesi veya devir alınması,
b)Devir tarihinden üç yıl öncesine kadarki bir süreç içerisinde başkaca bir sözleşmenin aynı yükleniciler tarafından devredilmiş veya devir alınmış olması,
Fiillerinden birisinin gerçekleşmiş olması iktiza edecek olup, mütalaa konusu hadise bakımından bu fiillerin varlığına ilişkin bir iddia ve tespit bulunmaksızın, zaruret halinin varlığına yönelik bir tespitte bulunmaksızın ve ilk ihaledeki şartların sağlanıp sağlanmadığı hususunda gerekli tetkikleri yapmaksızın sözleşmenin devrine izin veren Kamu görevlilerinin adli, idari ve disiplin hukuku bakımından sorumlulukları baki kalmak kaydıyla-yükleniciler ile alakalı olarak 4735 sayılı kanunun 20,22 ve 26 ıncı maddelerinin tatbikine yönelik bir işlem tesisine hukuken imkân ve mahal bulunmadığı düşünülmüştür.” görüşlerine yer verilmiştir….
Ancak; 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda” Sözleşmelerin devri için zorunlu kılınan 16.maddesinde sözleşmelerin devrinde yerine getirilmesi zorunlu olan Sözleşme, zorunlu hallerde ihale yetkilisinin yazılı izni ile başkasına devredilebilir. Ancak, devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların aranması zorunludur.” Yapılan düzenlemelerde bu maddelerin uyulması zorunlu olan temel unsurlarıdır.
Sağlık Bakanlığı Teftiş kurulunca yapılan inceleme neticesinde de bu hususların olmadığı tespit edilmiştir. Aynı Sözleşme Kanunun 25 maddesinde atıfta bulunulan;
Yasak fiil ve davranışlar
Madde 25- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
g) Sözleşmenin 16 ncı madde hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması.
Bu maddeyi de kapsadığı görülmektedir.
Sözleşmeyi feshedilmesi için ise 20 maddesinde ise 25.maddeye atıfta bulunmuştur.
İdarenin sözleşmeyi feshetmesi
Madde 20- Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder:
b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi, gerekliliğini vurgulamıştır.
Kamu İhale Kurumu Tebliğlerinin aşağıda belirtildiği üzere Sözleşmenin devrine ilişkin olarak yapılan düzenleme;
Madde 27- Sözleşmenin devrine ilişkin açıklamalar
27.1. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 16 ncı maddesinde sözleşmenin devrine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre sözleşmenin devrine ilişkin işlemlerde;
a) Sözleşmenin devrini gerektiren zorunlu bir halin bulunması,
b) İhale yetkilisinin yazılı izninin bulunması,
c) Devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların bulunması, zorunludur.
Hususlarında 4735 sayılı kamu İhale Sözleşmeleri kanunun 16 ncı maddelerinde yapılan düzenlemelerin içinde bulunan a) ve c) maddelerinin belirtilen sözleşmenin devrinde bulunması zorunlu olduğu ve bu maddelerin 16.madde kapsamında olduğunu açık ve net olarak belirtilmiştir.
Aynı Tebliğin 27.6. (Değişik: 20/4/2011-27911 R.G./ 12. md.) Aşağıda belirtilen hallerde sözleşme feshedilir ve devreden ve devralanlar hakkında 4735 sayılı Kanunun 20, 22 ve 26 ncı maddeleri uygulanır:
a) İhale yetkilisinin izni olmadan sözleşmenin devredilmesi veya devir alınması,
b) Sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde sözleşmeyi devreden yüklenici tarafından başka bir sözleşmenin devredilmesi veya devralınması.
Sözleşmenin devrinde 27.6 maddesinde belirtilen maddelerin sözleşmenin devrinde olmadığı takdirde diğer maddeleri değerlendirilmeden bu maddeler yerine getirilmediği takdirde diğer maddeler değerlendirilmeden 4735 sayılı Kanunun 20, 22 ve 26 ncı maddeleri uygulanır anlamındadır.
Teftiş Kurulunun raporunda atıfta bulunulduğu,
Kamu İhale Tebliğinin
27.7 maddesinde belirtildiği ”27.7. Sözleşmenin 4735 sayılı Kanuna aykırı şekilde devredilmesi veya devir alınması halinde tespit tarihi itibarıyla sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu tarihleri izleyen yedi gün içinde idare tarafından fesih kararı alınır. Bu karar, karar tarihini izleyen beş gün içinde yükleniciye bildirilir. 4735 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.” Bu sözleşmenin devrinde 4735 sayılı kanuna aykırı olarak devredildiği sübut bulunan bu devrin kamu İhale tebliğinde 27.7 maddesinde olduğu da somuttur bu maddeye göre de uygulama yapılmaktan bile imtina edilmiştir.
ŞİMDİ ben buradan tüm vatandaşlarımız adına, kamu adına, devletimizin kör kuruşu adına, tüyü bitmedik yetimin hakkı için, şehidin hakkı için seslenmeyi bir vicdan borcu olarak görüyorum.
Yetkilerini sorumsuzca kullanan ve devleti zarara uğratan bu kişilerin yasaya aykırı davranışları hakkında yasal işlem yapmayacak mısınız?
Devletin kör kuruşunun hesabını sormayacak mısınız?
Bu raporun uygulanmasını geciktirenler, sağa sola görüş soranlar, sorduranlar, ilgili üst amirler hakkında ne gibi işlemler yapacaksınız?
Diyeceksiniz ki nerelere sormuş?
Önce Sağlık grup başkanlığına sormuş, geçmişte yazdım.
Orası gereğini yap uygula anlamında cevap vermiş.
Ama Başhekim yetinmemiş bu kez Bakanlık hukuk işlerine sormuş.
Orası lağa luğalı bir cevap göndermiş.
Bu arada biz ısrarla yazıp ikaz ediyoruz, uyarıyoruz, raporun gereğini yapın, oraya buraya sormayın diye yazılar yazıyoruz, umursayan yok.
Derken Grup başkanlığı ve hukuk müşavirliğinden gelenlerle de yetinmemiş, bu kez teftiş kuruluna sormuş.
Ya bu nasıl bir iştir?
Bunlar okuduğunu mu anlamıyor, yoksa işlerine mi böyle geliyor?
BU YANLIŞ İŞİN, KEYFİ İŞİN HESABINI SORACAK BAKANLIKTTA BİR YETKİLİ YOK MU?
BURADA yapılan bu işler ve işlemlerde İYİ NİYET ARAMAK MÜMKÜN MÜ?
Ha bire yereldeki araştırmacılara bu işi verip soruşturacağınıza, şu an MERSİN’DE müfettişleriniz var. Bir görevlendirme çıkartın adamlar işi adam gibi incelesinler. Bakın bu işin altından neler çıkacak?
BU ARADA BEN SAĞLIK BAKANIM DEĞERLİ İNSAN RECEP AKDAĞ İLE ONUN YAKIN ÇALIŞMA ARKADAŞLARINA SONSUZ GÜVENİYOR, İNANIYORUM. ONLAR TÜYÜ BİTMEDİK YETİMİN HAKKINI, ŞEHİDİN HAKKINI GÖZETEN TERTEMİZ İNSANLAR. SIKINTI YERELDE....
Bu günlük de bu kadar.