YARGI PAKETLERİ
2020 yılında yargı paketleri tartışılırken ve ardı ardına TBMM den çıkarken “Yargıda Juri sistemi nasıl olur?!” demiş yazmıştım.
Dünyanın tüm medeni ülkelerinde yargı “hak-hukuk- adalet” kavramı çerçevesinde en iyiyi en güzeli sunma çabasında.
Zaman zaman yargıdan dertleniyoruz, verdiği kararların kamu vicdanını sızlattığını söylüyoruz, eleştiriyoruz, verip veriştiriyoruz, herkes kendine göre bir şey söylüyor.
Aslında yargı toplumun her kesimine lazım ve onun yıpranmaması, o teşkilatın çok düzgün yapılanması lazım.
Dünyanın gelişmiş milletlerine bakıyoruz, yargı oralarda çok farklı. Ve gelen giden iktidarlar yargı ile uğraşmıyorlar. Herkesin yargıya büyük bir saygısı var.
Benim naçizane geçmişten geri beri belirttiğim bir husus var.
Niçin bizim yargı sistemimizde Hâkim ve Savcılar aynı binadalar, yan yana odalarda oturuyorlar ve niçin kanka haline gelmişler? (!)
Ben yaklaşık 25 senedir bunu söyler, yazarım, bir netice alamadım. Bana göre bu AB standartlarına uygun bir yapı değil. Üstelik çağdaş, modern hukukun içine sindireceği bir konu da değil.
Beni hoşgörün.
Ama Savcı polisin ve Jandarmanın adli amiri…
Kolluk kuvvetinin emredeni...
Ve Savcı mahkemede taraftır.
Taraf olan birisinin mahkemede adaleti tecelli ettirecek kişi olan Hakim’in yanında olması, onunla kanka haline gelmesi, odalarının yan yana olması, aynı çatı altında olmaları, sosyal ve siyasal ilişki içine girmeleri bence yanlış.
Bu konunun hukuk uzmanları, bu işin ilmini yapmış büyüklerimiz, bu alanda söz sahibi insanlar tarafından tartışılmasını, masaya yatırılmasını ve artık bu düzene bir çeki düzen verilmesini istiyorum.
Savcılar ile Hâkimlerin iş yaptığı çatıların adliye çatısından ayrılması lazım. Bunun için bir düzenleme çok acil yapılmalı.
Bakın geçen gün basına yansıdı. Bir ilimizde Avukatlar Savcının Hâkimin yanında durmasını istememişler zabta geçmiş ve hâkim de bunu kabul etmiş. Demek ki oluyor!
Savcılar Hakimin dibinde masada ne işi var?!
Bir başka konu…
Mahkemelerin verdikleri kararların tartışılır olması, eleştirilir olması, günümüz koşullarında ortaya çıkan tabloların iç açıcı olmaması konusu.
Her yerde halkın katılımını arzuluyor ve tatbik etmek için konuşup duruyoruz.
AB ülkelerinde ve gelişmiş birçok ülkede JURİ sistemi var.
Bu sistem ile halkın adalete katılması sağlanıyor.
Bizde verilen bazı kararlar zaman zaman toplum vicdanını zedeliyor, hakkaniyet duygusunu aşındırıyor.
Hele birde bilirkişilik müessesesi var.
Bazen evlere şenlik bilirkişi raporları ortaya çıkıyor.
Şimdi savcılık tahkikat aşamasında da bilirkişi görevlendirip görüş alabiliyor ve ondan sonra dava açıyor.
Bu juri sistemi ülkemizde uygulanamaz mı?
Halkın adalet içinde temsilcilerinin olması bakımından ve verilecek kararlarda açıklık, şeffaflık, hakkaniyet açısından juri sistemi oluşturulsa ve bu jurinin oluşumunda, toplumun her kesiminden eğitimli, bilgili, liyakat ve ehliyet sahibi kimseler, demokratik usuller ve esaslar çerçevesinde görev alsalar, ülkemiz yargısı açısından ne gibi sakıncaları olur veya getirisi olur, bunu da tartışsak ve bu işi de masaya yatırsak fena mı olur?...
Lütfen bu işin ehli ve uzmanı büyüklerimiz b işi ele alsın ve artık yargıda yeni bir dönemin başlamasını sağlasalar.
İnanın yargıda yenileşim şart ve elzem.
Herkesin yargıya güvendiği, şüpheye düşmediği, adil bir yargılamanın yapıldığına inandığı ortamı özler olduk.
Yargı hepimize lazım ve kutsal bir çatı…
Lütfen bu yazdıklarımı iyi niyetle dikkate alalım.