haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

Yaşananlar öğretir!!!

Hayatımın önemli bir kısmı mahpusda, zindanda geçti.

Hiç yüksünmedim, hiç üzülmedim, devlet ve millet meselesi oldu mu, bizim keşkelerimiz olmadı.

Gerek siyasi hayatımda, gerekse Gazetecilik mesleğimde ve özel hayatımda hiçbir zaman MADDEYE değer vermedim.

Siyasetin en dibinden başlayıp, zirvesine kadar geldiğim günleri de hatırlarım, 2009 yılında nasıl bıraktığımı da….

Siyaseti gebeşler, yavşaklar, arsız ve hırsız takımı ele almaya başlayınca, ben bu işin içinde olamam dedim.

Dün başka konuşup, bu gün başka konuşan, eylemi söylemi ile örtüşmeyen aile hayatı ile rezaletler saçan, topluma iyi değil kötü örnek olanlar ile yol yürümek zuldür.

O yüzden aktif siyaseti bıraktım.

2007 den beri STK önderliği yapıyorum.

Kitap yazıyorum.

Yazdığım kitaplara sponsor aramıyorum, belediye yada devlet kesesinden bastırmıyorum.

Kitaplarımı devlete ve belediyelere kamu kuruluşlarına satmıyorum.

Halka BELEŞ dağıtıyorum.

Tüyü bitmedik yetimin hakkını korumak için ise canhıraş çalışıyor adeta savaşıyorum.

Bu savaşta yanımda kimse olmuyor.

İş lokmaya, kaşığa geldimi, arkadaşlar sofrada bitiyorlar.

Güzel işi sahiplenen çok, kötü işi başkasına mal eden ondan daha çok…

Kimse ayranım ekşi demiyor.

Dün gereksiz ve tadsız bir olay yaşadım.

Eşimi Hastaneye götürdüm, gereksizin biri ortaya çıktı, filancayı tanıyormusun, dedi.

Tanımıyorum dedim.

Niye yazıyorsun dedi.

Al sana bir kafa, nerene yamarsan yama!!!

Biz Gazetecilik yapıyoruz, birinin şerefi ve haysiyeti ile ilgili yazıyor isek, onun her halini araştırırız.

Ama böyle bir şey yok, mesele devletin ve milletin çıkarı ise, yazımızı belgeler üzerinden yazar işi kişiselleştirmeyiz.

Ben her yazdığım kurumun başındakini tanıyacak isem ve ona hoş geldin ziyareti yapacaksam, işi gücü bırakıp bunlara yalakalık yapmalıyım…

Bu benim ahlakım ve mizacım değil.

Gazeteci toplumun gözü kulağı ve sesidir…

Siyasete ve Bürokrasiye Yağ bal çekmez, çıkarı için kırk takla atmaz!!!

Yazar!!!

Gördüğü, kendine iletilen her sorunu sıkıntıyı, olumsuzluğu, yanlışı, hileli alımı, ihaleye fesadı, fahiş fiyadı, israfı, şaşayı, görgüsüzlüğü, ehliyet ve liyakat olmadan yapılan atama ve görevlendirmeyi, kamu malına sahiplenmeyi, mesaiden çalan kıytırıkları, hak etmediği makama oturanları, oturtanları, işini doğru dürüst yapmayan avelleri yazar!!!

Bunlar kimdir, nedir, ne değildir, arkalarında kim vardır diye düşünmez yazar!!!

Hak rıza için yazar, Adalet için yazar!!!

Bugün yazdığını iki gün sonra yerinden kaldırmaz, üç kuruşa haber peşinde koşmaz!!!

Hatır gönül için yazı yazmaz!!!

Doktor hatır için böbrek ameliyatı yada başkaca operasyon yapar mı?

Biz Gazetecilerde bir nevi sosyal hastaneleriz.

Bize de derdi sıkıntısı olan, yanlışa haksızlığa uğrayanlar gelir.

Biz de hatır için onu bunu karalayamayız, pohpohlayamayız!!!

Gerçek ne ise onu halka aktarmak, vicdani sorumluluğumuz.

Hangi kurum ve kuruluş hakkında yazı yazmış isek, cevap hakkına saygılı olup göndermiş ise cevabını yayınlamışız. Hem de kelimesine dokunmadan.

Biz hakaret etmeyiz, kendimize de hakaret ettirmeyiz.

Gündüz külahlı gece silahlı gezenleride çok iyi biliriz.

Kamu kurum kuruluşlarına birilerini makama getirirken, dininde imanında, namazlı aptesli deyip başkaca hiçbir ehliyet ve liyakat aramadan getirdikleriniz memleketi içinden çıkılmaz hale getirdiler.

Ehliyet ve liyakatı olmayan sadece namazlı aptesli diye makama adam oturtacak isek, gidelim camiye, en ön safta namaz kılanları alıp gelip makamlara oturtalım (!)

Devlet işi böyle yürütülür mü?!

Üç gün sonra Makama gelen o namazlı aptesli dediğini içerdeki şam şeytanları şaşırtıp yoldan çıkarıyorlar ve mütedeyyin müslüman kardeşlerimize de zarar veriyor.

Mütedeyyin muhafazakar ortamda göreve gelen gece içki masasında, karı kız peşinde, gündüz ise evliya kesiliyor.

Yapmayın bunu!!!

Neyseniz o!!!

Ya olduğunuz gibi görünün, ya göründüğünüz gibi olun!!!

İşte dün biraz haşladığım kişi bu tiplerdendi.

Bir kere daha anladım ki;

Bir çiçeğe yada ağaca gereğinden fazla su verirseniz ÇÜRÜR!!!

İnsana gereğinden fazla değer verirseniz ise KUDURUR!!!

Unutmayacağız, kalbi iyi olanın daima yolu açıktır!!!

Beni herkes anlasın çabasında değilim.

Beni sadece iki kişi anlar.

Birisi benim başımdan geçenleri yaşamış, diğeri beni gerçekten çok seven….

Herkes beni anlasın, sevsin diye bir gayem olmadı.

Allah bana yeter!!!

Cahiller için 'son' çare Allah'tır,

Ârifler için ise 'tek' çare Allah’tır!!!

Baki Selam ve Dua ile.