YERLI MALI HAFTASININ ONEMI
Her yıl, Yerli malı haftası geldiğinde, sizlere uyarı yazımı gönderirdim. Bu yıl da yerli malı haftamız geldi ve önceki yıl yazdığım YERLİ MALI HAFTASI ÖNEMİ (12-18 Aralık) ve HALKIMIZI TASARRUFA ÖZENDİRELİM başlıklı yazılarımı da sizlere yeniden anımsatmak istedim.
Özellikle alış-verişler sırasında 869 barkod’lu, yerli üretim malzemelerini tercih etmenizi öneriyorum.
Güzel ülkemizde yaşanan büyük ekonomik sıkıntı yüzünden işsizlik sorunumuzun çözümüne en büyük katkının, yerli üretim ve tüketimin teşvik edilmesi olacağını sizlere yeniden anımsatmak isterim.
1929'da Atatürk’ün önerisiyle kurulan Türkiye Ekonomi Kurumu, yerli malların kullanımını teşvik ve tasarrufu özendirmek amacıyla, her yıl 12-18 Aralık haftasının “Tasarruf ve Yerli Malı Haftası” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştı. Ne yazık ki 1946 dan beri kutlanan YERLİ MALI HAFTAMIZ için yine hiç kimseden bir uyarı ve öneri yok.
Tüm dünyada tüketimi arttıran KARA CUMA’nın ülkemizde de yaşandığı bu süreçte YERLİ MALI kullanımının desteklenmesini isterdim. Yani küresel sermaye ve vahşi kapitalizm istediğini elde etti. Ulusal ürünlerimizi tanıtmak ve onları kullanmamızı önerme konusunda, ulusal güç birliği yapmamız engelleniyor.
Yaşadığımız ekonomik kaosun önlenmesi için alınması gereken Ekonomik önlemler açıklandı. Bu açıklamaların içinde yerli üretimin teşvik edilmesi ve yerli üretimin halkımızca da kullanılmasının desteklenmesini isterdim. Yani YERLİ MALI HAFTAMIZIN tam da kutlanması ve halkımıza yeniden anımsatılması gereken bir dönemdeyiz.
Örneğin AB-D Başkan Bush’un Amerikan malını öven konuşmasını yaptığı kürsünün önünde "İhracat, Amerikan işçisinin yararınadır" diyerek kendi ülkesinde yerli malı üretimini desteklemektedir. Bu konuda 28.05.2008 tarihinde yazmış olduğum “HALKIMIZI TASARRUFA ÖZENDİRELİM” başlıklı yazımı, sizlere aşağıda yeniden anımsatmak istedim.
AB-D emperyalizminin en önemli silahı olan vahşi kapitalizmle mücadele edebilmek için özellikle yerli üretim ürünlerimizi arttırmamız ve ihraç etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki ihracatımız da giderek ithalata bağımlı hale geldi. Yani YAP-SAT yerine AL-SAT ilkesi geçerli hale geldi.
Bu konudaki kaygılarımı dile getiren Sayın Güngör URAS’ın 6.3.2015 tarihli Milliyet gazetesindeki ithalat bağımlısı olduğumuzu içeren vurgulamasını, sizlerle paylaşmak istedim:
İthalat bağımlısı olduk
“Türkiye’de dolar ve TL birlikte iş yapıyor. Dolarla alınan TL ile satılıyor. Doların fiyatı arttıkça TL karşılığı da artıyor. Eğer TL gelirle yaşayanların geliri artmamışsa, satın alma güçleri azalıyor. Pazar sepetleri küçülüyor. Tarımda ve sanayide ithalata göbekten bağlandık. Üretmenin zahmetine katlanacak yerde, ithalat kolaylığına alıştık. İmalat sanayimizde toplam hammadde girdilerinin yüzde 63’ü, üretim maliyetinin yüzde 53’ü ithalata bağımlı”.
Özellikle büyük bir Covid-19 salgını nedeniyle yaşadığımız sağlık sorunlarımız yüzünden halkımız alış-veriş etkinliğini evden yapmak zorunda kaldı. Yani eve kapanmak zorunda kaldık. Müşteri kaybeden binlerce esnafımız ve ticarethanelerimiz de kapandı. Tüketici azalınca kapanan dükkanlara mal üreten çiftliklerimiz ve köylümüz de çok zor durumda. Çünkü ürettiği malı satamaz oldu. Yani güzel ülkemiz, gereksiz ithalat ve gereksiz betonlaşmalar ve de yap-işlet-devret ilkesinin sulandırılması yüzünden gittikçe artan ekonomik problemler nedeniyle büyük bir dış borçla uğraşmak zorunda kaldı.
Umarım; önümüzdeki dönemde, olası büyük salgınlarda dünyanın yaşayacağı ekonomik krizlerden özellikle yerli üreticilerimizi korur ve onlara gereken desteği veririz. Aksi halde halkımız ve yöneticilerimiz, gittikçe artan dış alımlar (ithalat) yüzünden oluşabilecek işyeri kapanmaları ile yaşanacak işsizlikler için pişman olmazlar.
HALKIMIZI TASARRUFA ÖZENDİRELİM!!!
Ülkemiz dünyanın en yüksek fazini veren ülkedir. Bu nedenle %16,5 faizi duyan sıcak para ülkemize geliyor. Ve hazine ihalelerine katılan piyasa yapıcısı 12 bankanın 4’ü Türk, diğerleri ise yabancı ve Türk ortaklı yabancı bankalar oldu. Ayrıca yabancı para sahipleri 2006 Temmuz’dan itibaren %10 stopaj vergisi de ödemiyor. Yani vergi muafiyeti ile yabancılara kapütülasyon hakkı tanınmış durumdadır. Bakalım, Ankara 3. Vergi Mahkemesi ve CHP grubu tarafından Anayasa mahkemesine götürülen bu konu hakkında, bağımsız yargımız ne karar verecek?
ne yazık ki;
- Devlet olarak borçlanıyoruz!!!
- Özel sektör olarak borçlanıyoruz!!!
- Yerel yönetimler olarak borçlanıyoruz!!!
- Vatandaş olarak borçlanıyoruz!!!
yani borçla yaşamaya başladık. Halkımızın kredi ve kredi kartı borcu 100 milyar YTL ye ulaştı. Devlet olarak günlük 170 milyon dolar zorunlu borç ödemesi yüzünden, üretime dönük yeni yatırımlar da yapamıyoruz!!
Türkiye’nin perakendecilerini Berlin’de buluşturan Liderler Zirvesi’nin ana teması ‘gelecek’ oldu. Soysal Danışmanlık tarafından bu yıl 3’üncüsü Berlin’de düzenlenen Perakende Liderler Zirvesi’ne, Meclis’in gündemine alınan kredi kartında faizin düşürülmesi yönündeki yasa tasarısı damgasını vurdu. Halkımızın ödediği fahiş kredi kartı faizinde yapılacak yeni düzenleme ile kredi kartı faizinin mevduat faizinin iki katıyla sınırlandırılması isteniyor. Yani yıllık %60 olan kredi kartı faizinin %33’e indirilmesi önerildi. Ancak zirvede, bankacılar ve perakendeciler kart faizlerinin düşmesinin sektörde durgunluk yaratacağı endişesini dile getirdiler (26.05.2008-Milliyet).
Tüketim çılgınlığı yaşayan halkımızı uyarmamız ve gereksiz tüketim yerine bilinçli birikim (tasarruf) yapmaları konusunda eğitmemiz gerekiyor. Bu konuda bankalara ve tüm yöneticilere çok büyük görevler düşmektedir. Örneğin, İngilterede bir banka, borçları kontrol dışına çıkan 160.000 kişinin kredi kartını iptal etmeye hazırlanıyor. Darısı bize. (03.02.2008 -Milliyet)
23 Mayıs Dünya Ticaret Günü dolayısıyla, Başkan Bush, Amerikan ürünlerini Beyaz Saray bahçesine yığdı, kasaların arkasına geçti ve Amerikan ürünlerini öven bir konuşma yaptı. "Amerikan Malları Haftası" ilan eden Başkan Bush, bu malların tüm dünyaya daha fazla satılması için gereken teşviklerin de yapılacağını duyurdu (24.05.2008-Hürriyet).
Ne yazık ki, ülkemizde yerli malı satın almayı ve kullanmayı özendiren hiçbir proje ve kutlama yapılmıyor artık!!!
Yazımın ekinde bulunan ve 2005 yılında dile getirdiğim ve de birçok yerde yayınlanan ÜLKE VE AİLE EKONOMİSİNE KATKI İÇİN TASARRUF OLANAKLARI listemi, özellikle dünya petrol fiyatlarının artması ve elektrik-doğalgaza gelecek olan zamlar nedeniyle yine sizlerin bilgisine sunuyorum.
Umarım büyük bir borç batağına sürüklenen halkımız, bu önemli uyarı ve önerilerimi dikkate alırlar. Yoksa 2002 de yaşanan ekonomik krizden daha büyük bir krizin kapımızda beklediği ve etkisini çok büyük olacağı biline.