YEŞİL'DEN GERİ DÖNEMEYİZ
Dünya ve tabii ki Türkiye, birçok önemli ve kritik süreçlerden geçiyor.
Bizler aşırı pahalılık, süreki zamlar, enflasyon, dolar kurundaki artışlar ve hem siyasi hem de sosyal meselelerle
uğraşırken, iklim değişikliğiyle kararlı mücadele için Paris Antlaşması'nı da bu arada imzaladık.
TBMM'de de onaylandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu anlamdaki kararlığı, nihayet eyleme dönüştü, çünkü zaten geç kalmıştık.
Daha öncesinde de AB ile Yeşil Mutabakat'ı imzalamıştık.
Belki bu olumlu adımlar güncel konular arasında fazlaca tartışılmasa da Türkiye çok önemli adımlar atmış oldu.
Bunu söylemeliyiz. Ard arda bu gelişmeler yaşanırken, bundan sonrasında "güçlü bir seragazı emisyon hedefi" belirleyerek sorumluluk alınmasna ihtiyaç var tabii ki..
Üretimden tüketime her sektörde yepyeni yatırımlar gündeme geleceğine inanmalıyız ve gerekenleri yapmalıyız.
Buna hazır mıyız? Refahımız için hazır olmalıyız.
Toplam ihracatımızın yarısına yakınını gerçekleştirdirdiğimiz AB tarafı ile uyumlu bir ilişki gerçekleştirmek için reformlara devam.
Avrupa'dan yeni yatırımlara yol da açılmış olacak. Sermaye girişine çok ithiyacımız var.
Bildiğiniz gibi iklim değişikliği, artık "İklim Krizi" olarak tanımlanarak bu alandaki mücadeleleri daha net biçimde gündemin
baş köşesine taşıyor..
Ne yazık ki, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler (G-20) geneline bakıldığında sera gazı gazı
emisyonları yeniden yükselişe geçti..
The Climate Transparency, 2021 Şeffaflık Raporunda verilen bilgilere göre sera gazı emisyonları, Covid -19 salgını ile kısa
bir süre düşüşe geçmişti. Ancak, eve kapanma döneminin gevşetilmesiyle yine yükselmeye başladı.
Roma'da gerçekleşecek G-20 Zirvesi'nde ve Glasgow'da gerçekleşecek COP 26 Zirvesi'ne az zaman kala açıklanan raporda,
önemli uyarılar da var.
Bu uyarılar arasında dünyanın önde gelen liderleri ve ekonomi kurmaylarının söylemlerini politikalarla eşleştirmeleri
ve İEA Net sıfır raporunda belirtildiği üzere bu yıl içinde fosil yakıtlardan çıkışı hızlandırmaları gereğinin altı çiziliyor.
Raporda Türkiye ile ilgili bölümde, fosil yakıtların genel enerji sektörüne hakim olduğu belirtilirken, kömür tüketiminin
halen G 20 ortalamasından oldukça yüksek olmasına dikkat çekiliyor.
KÖMÜR İYİCE GÖZDEN DÜŞTÜ
Fosil yakıtların ömrü sanki giderek sona yaklaşıyor. Özellikle KÖMÜR sahneden çekilecek gibi.
Mesela, Çin BM Gerel Kurulu'nda deniz aşırı kömür santrali inşa açıkladı. Sri Lanka, Şili, Danimarka, Fransa, Almanya,
Karadağ ve Birleşik Krallık yani İngiltere bir grup hükümet 1.5 derece hedefini ulaşılabilir kılmak için COP 26 öncesi tüm ülkeleri yeni kömür santrali inşaatını durdurma taahhüdü vermeye teşvik etmeyi amaçlayan "Yeni Kömür Santrali Yok" Sözleşmesi'ni duyurdu.
Bu arada Temiz Hava Platformu'nun yayınladığı Kara Rapor 2021'e göre 2020'de 42 şehrimizde kanserojan olan ince partikül
yani PM2,5 seviyesi yeterli düzeyde ölçülmedi. Bu ölçümleri kış tam gelmeden yapmalıyız.
Zaten dünya genelinde kömür fiyatları arttığı için her gün maliyetli hale geliyor.
Yeni bir rüzgar veya güneş enerjisi santrali kurarak elektrik üretmek en verimli ithal kömür santraliyle karşılaştırıldığında dahi
daha ekonomik hale geldi.
YEŞİL DÖNÜŞÜM OVP'YE GİRDİ
Türkiye artık kenoisini bağladı. Yeşil dönüşüme ilişkin belirlenen eylem ve tedbirlerin tümü Resmi Gazete'de yayımlanırken,
yeni Orta Vadeli Program (OVP)'ye de girdi..
Bakın, iki yıl aradan sonra ülkeler, Kasım ayında İngiltere'de COP 26'da buluşacak. Yapılacak toplantılarda iklim krizine karşılık çareler ve ipuçları daha net ortaya çıkacak.
Yeni bir rapora göre küresel sıcaklık artışını 1.5 dereceyle sınırlandırmak için dünyanın borsaya kote en büyük 40 şirketinin 20'sinin 2030 itibarıyla üretimlerini en az yüzde 50, birçok büyük kaya gazı üreticisinin de üretimini, yüzde 80 düşürmei gerekiyor.
Bir başka yeni araştırma ise 1.5 derece hedefi için fosil yakıtların yerin altında kalması gerektiğini ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi ise fosil yakıtlara yaptığı yatırımı sonlandırdığını açıkladı.
İklim Haber'in belirttiğine göre yeni bir araştırma, G20 ülkelerinin etkili adımlar atarak küresel ısınmayı 1.7 derece hedefini ulaşılabilir kılabileceğini de ortaya koyuyor. Ne yazık ki, bizim de aralarında bulunduğumuz ve küresel seragazlarının yüzde 33'ünü gerçekleştiren ülkeer grubunun henüz güncellenmiş bir iklim heoefi de bulunmuyor.
Bu ülkeler, Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve Türkiye'den oluşuyor.
Sadece Gambiya küresel ısınma eşiği olan 1,5 derecelik düşüş hedefi için eylem ve tedbirleri yerine getiren tek ülke olmuş.
Bu yazıyı, artık Yeşil'den geri dönmemizin neden mümkün olamayacağını anlatmak için kaleme aldım.
Kamuoyu, nasıl bir yola girdiğimizi henüz hiç de anlamış görünmüyor.
İktidar, İstanbul Sözleşmesi'inden 10 yıl sonra ayrılmıştı, ancak Yeşil Dönüşüm'den ayrılık dahi teklif edilemez.
Bunca afet ve felaketten sonra asla asla AYRILAMAYIZ..