Yetkilisine, ilgilisine açıkca duyuruyor ve uyarıyorum, aman dikkat !
Değerli Kamu yöneticileri, değerli insanlarımız,
Haberanaliz.net kurulduğu günden bu yana sürekli uyaran, yanlışları dile getiren, olmaması gerekenleri düzeltin diyen bir yapıya sahip oldu. Çoğu kişinin moralini bozdu, huzurunu kaçırdı. Ama doğruları haykırmaktan hiç çekinmedik. Son zamanlarda devlet kurumlarında ihaleler üzerinde yazılar yazdık. Oynanan oyunları, sergilenen pislikleri dile getirdik. İhaleye fesat karıştırıyorlar, edimin ifasına fesat karıştırıyorlar, fahiş fiyatla alıyorlar dedik ve aktardık. Peki, bu terimler nedir, yasadaki karşılıkları nedir, nasıl oluşur diyerek sizlere genel bir bilgi aktarmak isterim.
Bilindiği üzere ülkemizde genel olarak “ihaleye fesat karıştırma"ve sonrasında meydana gelen “ihalenin edinimin ifasına fesat karıştırma” özellikle siyasi ve ekonomik şartlarla doğrudan ilişkili olması nedeniyle, öncelikli olarak siyasal ve sosyal psikolojik bir yapı niteliğine sahiptirler.
İhaleye girecek olan şahısların ve temsil ettikleri firmaların kendisine en yakın siyasi yapıya uygun yöneticilerin bulunduğu Kamu Kurum ve Kuruluşuna yönelmesi ve bu yapının kendilerine sağladıkları ayrıcalık ve kolaylıkları kullanarak yapılan Kamu ihalelerini almaları sonucunu otomatik olarak doğurmaktadır,
İhaleyi yapan kamu kurum ve kuruşlarındaki yöneticilerin ihaleye giren kişilere ihale konusunda yardım etmelerinin, siyasi kaygı, maddi beklenti ve bulunduğu makamı koruma arzusu gibi sebeplerden dolayı kendiliğinden oluşan bir baskı aracı olduğu açıkça görülmektedir.
Ülkemizde görülen kamu ihalelerinde fesat karıştırma yöntemleri,
*İhale Yeri, Tarihi ve Saate ilişkin Fesat Yöntemleri
*Yaklaşık Maliyete İlişkin Fesat Yöntemleri
*Şartnamenin Hazırlanması Aşamasındaki Fesat Yöntemleri
*Siyasilerden Kaynaklanan Fesat Yöntemleri
*Bürokratlardan Kaynaklanan Fesat Yöntemleri
*Paravan ya da Destekçi Firma Yoluyla Fesat Yöntemi
*İştirakçilerin Tespit Edilmesindeki Fesat Yöntemi
*Çıkar Amaçlı Suç Örgütlerinin Müdahaleleri İle Fesat Yöntemi
*Yed-i Emin ya da Havuz Sistemi İle Fesat Yöntemi
*Davetiye Usullü ihalede Davet Etme Aşamasında Fesat Yöntemi
*Müşavirlik Sistemi İle Fesat Yöntemi
*En Düşük Teklif Verenin Çıkartılmasında Fesat Yöntemi
*Tekliflerin Verilmesi Aşamasında Fesat Yöntemi
*Ekonomik Gücün Baskı Unsuru Olarak Kullanılması Yoluyla Fesat Yöntemi
*Medyanın Baskı, Tehdit Ve Şantaj Unsuru Olarak Kullanılması Yoluyla Fesat Yöntemi
*Oda Başkanlıkları Gibi Özel Yapılanmaların Baskı Unsuru Olarak Kullanılması Yoluyla Fesat Yöntemi
Şeklinde sıralanabilir,
İhale hukuk sözlüğünde “arttırma veya eksiltme biçimi ile yapılan sözleşmelerde en çok arttıranın veya eksiltenin önerisini kabul niteliğinde olmak üzere arttırmaya veya eksiltmeye çıkaranın irade beyanı” olarak belirtilmiştir.
Fesat hukuk sözlüğünde “bir hukuksal işlemin istenilen hukuksal sonucu doğurmayacak bir sakatlığı içermesi durumu” olarak belirtilmiştir,
Doktrinde ihaleye fesat karıştırma teriminden; failin kendisine veya başkasına haksız menfaat sağlamak amacıyla devlet alım, satım veya yapımına ilişkin ihale sürecinde başvurduğu her çeşit hile ve desise yahut kullandığı cebir, şiddet veya tehdidin anlaşılacağı belirtilmiştir,
Anayasa ile devlet eğitim, sağlık, güvenlik gibi bir takım asli ve sürekli kamu hizmetlerini yürütme görevi verilmiş olup, devlet bu görevleri yerine getirebilmek için gerçek veya tüzel kişiler ile alım, satım, kiralama ve yapım konularında sözleşme yapmaktadır, ancak bu sözleşmeler, kamu kaynaklarının kullanımını içermesi sebebiyle diğerlerinden farklı usul ve esaslara tabi tutulmuştur,
Çünkü devlet vatandaşından topladığı vergilerle kamu hizmetlerine kendine bağlı kurumlar aracılığı ile yapmaktadır, böylece devlet hem hizmetini vatandaşının bulunduğu en ücra yerlere kadar götürmek ister, hem de ihaleler yolu ile özel sektörün işlev kazanmasına ve ekonomik refahın artmasına sebep olmak ister.
4734 sayılı Kamu ihale Kurumu Kanunu ile ilgili olarak yasamanın amacı “kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanılan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemek olarak” ifade edilmektedir.
İhaleye hâkim olan ilkeler 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 5. Maddesinde düzenlenmiştir.
Saydamlık; ihale mevzuatının açık ve anlaşılır olması ile ihalelere ilişkin ilanların herkesin haberdar olabileceği şekilde duyurulması saydamlığın ön koşuludur, ihalenin ihaleye girenlerin yanı sıra orada hazır bulunan herkesin gözü önünde açık olarak yapılması ve ihale dışı kalan veya teki i 1 i uygun bulunmayan ilgililerin talep etmesi halinde yazılı olarak kabul edilmeyiş gerekçelerinin bildirilmesidir,
Rekabet; ihaleye girecek olanların birbirleri ile yarışmalarının ihaleyi yapacak olan idare tarafından sağlanması, usulüne uygun yarışmayı önleyecek davranışlardan kaçınılması, tekliflerin oluşumunda herhangi bir müdahaleye yer verilmemesidir,
Eşitlik; ihaleye girecek her istekliye idarece hiçbir ayrım gözetilmeksizin eşit davranılmasının sağlanmasıdır, ilgililere ve rakiplere uygulanacak rekabet ortamını sağlamanın en önemli unsurlarındandır,
Güvenilirlik; ihale şartlarının ilanından sonra ihalede katılım kuralları, ihale usulü, tekliflerin türü, tekliflerin değerlendirilmesi gibi konularda değişiklik yapılmamasıdır,
Gizlilik ilkesi; ihale gerçekleştirilmeden önce, ihale neticeleninceye kadar geçecek süreçte ihaleye katılacak olan kişilerin vermiş olduğu bilgi ve belgelerin hiçbir şekilde ilgisi olmayan kişilere açıklanmasını ve yaklaşık maliyetin açıklanmamasıdır.
Kamuoyu denetim ilkesi; halkın duyarlılığı nazara alınarak ihale ile ilgili olarak sadece ihale değil, ihale sırasında ve sonrasında yani heraşamada yapılan işlemlerin açıklanması, ihale sonuçlarının ilan edilmesi, kamuoyunun tatmin edecek sonuçların ilan edilmesi ile kamuoyu önünde hesap verilebilmesidir,
Kaynakların verimli kullanılması ilkesi; ihale için kamu kurum ve kuruluşu ihtiyaç tespiti yaparken, abartıya kaçmaması, ekonomik açıdan ihtiyacın giderilmesi amacıyla azami hassasiyetin gösterilmesidir,
01.01.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu Sözleşmeleri Kanunu ihale sistemini yeniden düzenlemiş, Kamu İhale Kanunun 2. maddesinde sayılan idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alınılan ile vapım işleri ihalelerinin, bu kanun da yer alan usuller çerçevesinde yapılması öngörülmüştür,
4737 sayılı Kamu İhale Kanunun 4. maddesinde ihale “bu kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alınılan ile yapım işlerinin istekliler arasında seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tanımlanan işlemler” şeklinde tanımlandıktan sonra, “Açık İhale Usulü , “Belli İstekliler Arasında İhale Usulü ’, “Pazarlık Usulü” ve "Dogradan Teinin Usulü’ olarak dört ihale şekli öngörülmüştür ve 4737 sayılı Kamu İhale Kanununda ihale usulleri ayrıntılı olarak belirtilmiştir,
Açık ihale usulü; ihale için bütün isteklilerin teklif verebileceği usuldür, Belli İstekliler Arasında ihale Usulü; ön yeterlilik değerlendirmesi sonucunda idare tarafından davet edilen isteklilerin teklif vereceği usuldür,
Pazarlık Usulü; bu kanunda belirtilen hallerde kullanılabilen, ihale sürecinin iki aşamalı olarak gerçekleştirildiği ve idarenin ihale konusu işin teknik detayları ile gerçekleştirme yöntemlerini ve belli hallerde fiyata isteklilerle görüştüğü usuldür,
Doğrudan Temin Usulü; bu kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların, idare tarafından davet edilen isteklilerle teknik şartların ve fiyatın görüşülerek, belli bir fiyatın altındaki birim fiyata değer mal, hizmet ve yapım işleri ile ilgili usuldür,
4734 sayılı Kamu ihale Kanunun 60. Maddesinde “ihale yetkilisi ile ihale komisyonlarının başkan vc üyeleri ile ihale işlemlerinden sözleşme yapılıncaya kadar ihale sürecindeki her aşamada görev alan diğer ilgililerin; kanunun 17. maddesinde belirtilen fiil ve davranışlarda bulunduklarının, görevlerini kanuni gereklere uygun veya tarafsızlıkla yapmadıklarının, taraflardan birinin zararına yol açacak ihmalde veya kusurlu hareketlerde bulunduklarının tespiti halinde, haklarında ilgili mevzuatlar gereğince disiplin cezası uygulanır, ayrıca fiil veya davranışlarının özelliğine göre haklarında ceza kovuşturması da yapılır ve hükmolunacak ceza ile birlikte tarafların uğradığı zarar ve ziyan genel hükümlere göre kendilerine tazmin ettirilir, bu kanuna aykırı İlil veya davranışlardan dolayı hüküm giyen idare görevlileri, bu kanun kapsamına giren işlerde görevlendirilemezler” şeklinde kamu görevlilerinin görev ve sorumlulukları ve uygulanacak cezai işlemler belirtilmiştir.
Nitekim 4737 sayılı Kamu İhale Kanunun 17. maddesinde ihaleye fesat karıştırmak, “Yasak fiil veya davranışlar” başlığı altında toplanarak,
Madde 17- ihalelerde aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
a-Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikâp, rüşvet suretiyle veya başka yollarla ihaleye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.
b-İsteklileri tereddüde düşürmek, kalılımı engellemek, isteklilere anlaşma teklifinde bulunmak veya teşvik etmek, rekabeti veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda bulunmak.
c-Sahte belge veya sahte teminat düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs elmek.
d-Alternatif teklif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekâleten birden fazla teklif vermek.
e-11 inci maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği halde ihaleye katılmak.
Bu yasak fiil veya davranışlarda bulunanlar hakkında bu Kanunun Dördüncü Kısmında belirtilen hükümler uygulanır,
Yasama Kamu kaynaklarının verimli ve etkin kullanılması, devlete olan güveni temin etmek maksadıyla ihdas olunan bu ilkelerin ihlal edilmesi halinde 4737 sayılı Kamu İhale Kanunun ve 4735 sayılı Kamu Sözleşmeleri Kanunları ile aynı zamanda ihale ve sözleşmeler için öngörülen usul ve esaslara riayet etmeyen görevliler ile diğer kişilerin sorumlulukları için uygulanacak müeyyideler öngörmüş,
5237 sayılı Türk Ceza Kanuııu’nun da kamu harcamaları ile alakalı suçlar yeniden tanzim olunmuş, “ihaleye Fesat Karıştırma" ve“Edimin İfasına Fesat Karıştırma” suçları 5237 sayılı TCK nın 9. Bölümünde “Ekonomi Sanayi Ve Ticarete İlişkin Suçlar” başlığı altında düzenlemiş ve “İhaleye Fesat Karıştırma” ile “Edimin İfasına Fesat Karıştırma” olarak ihale ile ilgili iki suç tanımlanmıştır,
“İhaleye Fesat” ve “Edimin ifasına Fesat” karıştırma suçları yolsuzluk suçu olup, kaynağında ekonomik nedenler yatar, ihale yolsuzluğunda, temel amaç; yasal olmayan yollarla çıkar sağlamaktır.
TCK 235 Maddenin gerekçesi “bu hükümle korunmak istenen hukuki değer, kamusal faaliyetlerin dürüstlük ilkesine uygun olarak yürütüldüğüne dair ve özellikle kamu adına yapılan mal ve hizmet alım ve satımı gibi ihale işlemlerinin yapılmasıyla ilgili olarak, kamu görevlilerine duyulan güvendir” şeklinde açıklanmıştır.
Suçta “Tipiklik” fiilen kanunda tanımlana suç tipinin unsurlarını taşımasını ifade eder, hukukumuzda “suçların ve cezaların kanuniliği” ilkesi geçeriidir, ihaleye fesat ile ilgili düzenlenen TCK 235 de tipiklik ilkesine uygun olarak “kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve yapım ihalelerine fesat karıştıran” şeklinde ihaleye fesat suçu tanımlanmıştı...
İhaleye Fesat karıştırmada “maddi unsur” yani fiil “kamu kurum ve kuruluşları adına yapılan mal ve hizmet alım veya satımları yada kiralamalara ilişkin ihalelere fesat karıştırma” olarak belirlenmiş ve TCK 235 de tek tek sayılmıştır, dolayısıyla bu suçlardan birinin gerçekleşmesi halinde suç işlenmiş sayılır,
İhaleye fesat karıştırma suçu ancak kasten işlenebilir
“ihaleye fesat karıştırma” ve “edinimin ifasına fesat karıştırma”suçları sırf hareket suçu olup' maddi unsurlardan birinin yani bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi ile tamamlanır,
Fail işlemek islediği suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketleri yaparak, yani suç projesi ve hazırlık hareketleri safhalarına aşarak doğrudan doğruya suçun icrasına başlamış olmasına karşın, arzu ettiği neticeyi gerçekleştirememesi olabilir,
5237 sayılı TCK ‘da zararın meydana gelmiş olması cezayı ağırlaştırıcı unsur olarak kabul edilmiştir, ihaleye fesat karıştırma suçu hareket suçu olması sebebiyle ihaleye fesatta suça teşebbüste mümkündür.
TCK 235. madde de düzenlenen suça iştirakin her türlüsü mümkündür, İştirak yönünden herhangi bir özellik fark etmez, genel hükümler uygulanır, ihaleye fesat karıştırma suçu TCK 235. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendindeki eylem dışında diğer eylemler yönünden tek kişi tarafından gerçekleştirilebilecek eylemlerdir, ancak (d) bendindeki anlaşma eyleminin gerçekleştirilmesi için birden fazla kimsenin varlığı gereklidir, bu nedenle (d) bendi yönünden anlaşmaya varan tarafların tamamı doğrudan fail durumundadır..
Ceza Hukukunda yasadaki tarife uygun her sonuç kural olarak ayrı bir suç oluşturur,
TCK’ nun43’e 1 fıkrasında;
a-Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b-Tşletıen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c-Bu suçların aynı suç işleme kararlığı altında işlenmesi gerekliğini belirtmiştir.
Aynı şuç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla, ihaleye fesat karıştırma sayılan eylemlerin birden fazlasının gerçekleştirilmesidurumunda zincirleme suç hükümleri uygulanır,
TCK 235 in maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde; bir kısım hileli davranışlar tanımlanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre hile 'maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, yanılgıya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika vb. her türlü eylemdir.
Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir.
Fail sahip bulunmadığı olanaklara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekle, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir şeklindedir,
Bir eylemin hile savılabilmesi için, bir şekilde gerçeği gizlemesi veya farklı gösterilmiş olması gerekir, bu farklı göstermenin sonucu olarak da bir kısım kişilerin iradesi sakatlanmaktadır. Hilenin hangi hareketlerle yapıldığının bir önemi bulunmamaktadır.
Önemli olan ihalenin usulüne uygun olmayacak şekilde birine verilmesi için hile kullanılması ve hareketlerin bu amaç kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde yapılmasıdır,
Tam bir rekabet ortamının sağlanabilmesi için, ihaleye katılma yeterliliğine ve belirtilen koşullara sahip bütün isteklilerin, herhangi bir engelle karşılaşmadan ihale sürecindeki işlemlere ve nihayetinde ihaleye katılabilmeleri gerekir. Bu husus rekabet ortamının sağlanması için olmazsa olmaz koşullardandır,
TCK 235 in 2.fıkrasının (b) bendinde; tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak olarak tanımlanmıştır.
Kamu İhale Kanunun 61. Maddesinde ‘bu kanunun uygulamasında görevliler ile danışmanlık hizmeti sunanlar, ihale süreci ile ilgili bütün işlemlere, isteklilerin işve işlemleri ile tekliflerin teknik ve mali yönlerine ilişkin olarak gizli kalması gereken bilgi ve belgelerle işin yaklaşık maliyetini ifşa edemezler, kendilerinin veya üçüncü şahısların yararına kullanamazlar, aksine hareket edenler hakkında 58. ve 60. maddelerde belirtilen müeyyideler uygulanır’ denmektedir,
Hangi bilginin gizli olduğu hususu ihalenin tabi olduğu mevzuat ve şartnameye göre belirlenmelidir.
TCK 235 in 2.fıkrasının (d) bendinde; ihaleye katılmak isteyen veya katılan kimselerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşmaları eylemi, ihalenin objektif ve serbest rekabet şartlarında yapılmasını engellediği için cezalandırılmıştır.
İhaleye çıkmak üzere şartnamenin hazırlanmasına başlanmasından itibaren her aşamada (şartnamenin ilanı, müracaatların alınması, ihale komisyonlarının oluşması gibi) ihaleye fesat karıştırma suçu işlenebilir, bu suçun failleri ihalede görev alan kamu görevlileri olduğu gibi ihaleye' katılan veya ihalede bir şekilde iştiraki olan üçüncü şahıslarda bu suçun faillere olabilirler,
Bu suç kamu idaresinin güvenilirliğini ve normal işleyişine karşı işlenebilen bir suç olması nedeniyle kamu kurumunu hedef almakta, dolayısıyla kamuda herkesin ilgisini çekmekte, toplum nazarında büyük ilgi ve tepki toplamakladır, bu suçun mağduru ihaleye yapan kamu kurumu, dolayısıyla devlettir. Devlet vatandaşından topladığı vergilerle kamu hizmetlerine kendine bağlı kurumlar aracılığı ile yapmaktadır,
Tüm bu sorumluluk ve görevlerin yerine getirilmesinde iradi olarak yapılan yanlış fiillerin kargılığı TCK 235. Maddesinde ihaleye fesat karıktırma suçu düzenleme altına alınmıştır,
a-Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, ...hapis cezası ile cezalandırılır.
b-Aşağıdaki hallerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
a-Hileli davranışlarla;
1-İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
2-İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak.
3-Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
4-Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b-Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak.
c-Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.
d-ihaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.
3-ihaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kumlusu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikle miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.
4-ihaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin cdcıı görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
5- Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması halinde de uygulanır…
Şimdi ben bunları niye yazıyorum? Öyle değil mi? Niye yazıyorum? KAMU HASTANE BİRLİKLERİ OLUŞTU. Hastanelerde yeni bir düzen ortaya çıktı. Burada görev alanların tamamının bu iş ve işlemleri, bilmesi, mevzuatı okuması, ihale yasalarını, KİK mevzuatını, ilgili genelge ve tebliğleri okuması gerekir. Okumadan yola koyulurlarsa ve keyfi hareketler yaparlarsa başlarına gelecekleri burada aktarıyorum. Hataya düşmesinler. Yanlışa düşmesinler. Yanlış yapmasınlar. Oturdukları makam, devletin makamı... Tüyü bitmedik yetimin, şehitlerin hakkı var. Adil ve tarafsız, hakkaniyetli çalışsınlar. Bunun için yazıyor ve uyarıyorum. Gerisi kendilerinin bileceği iştir.
Çünkü Yüce Allah’ın temel buyrukları arasında “insanları uyarın!” vardır.“Kalk da uyar” der. (Müddesir 2, Şuara 214, Yunus 2, En am 51, Mümin 18, Nahl 2)
“Oku” emri ile görev yüklenen benlik, gece kalkmak, sabır ve zikir gibi iç dünyayı zenginleştirmeye yönelik emirlerin ardından, ışığı insanlık dünyasına yaymak üzere harekete çağırmıştır.
Işık taşıyan, benlik elbisesine bürünüp bir köşeye çekilerek kendi çevresine koza öremez. Ayağa kalkmak ve taşıdığı değerleri insanlık dünyasının yararlarına sunmak zorundadır. Uyarı, işte budur!Liderlik, grupçuluk, başına adam toplamak uyarı değil, nefsi tatmin için araç bulmaya çalışmaktır. Uyarı görevini gereğince yapan, uyarının özünü kavrayanlar tarafından zaten lider konumuna getirilirler. Önemli olan, nefse keyf sağlamak amacıyla uyarı yapmamaktır. Uyarı, hak rızası ve insanlık onuru için yapılır. Uyarı emri taşıyan ayetlerden Şuara 214, uyarının en yakın kişilerden başlatılmasını emretmektedir. En yakınını uyarmayan başkalarını uyarmada samimi olamaz.
Allah, levama nefse yani kendini özeleştiriye tabi tutan benliğe yemin ediyor. (BK. Kıyama 2) Bu demektir ki, Kur-an mümin eleştiriye önce kendi benliğinden başlayacak, arkasından en yakını olan insanları eleştirecektir. Kendini ve yakınlarını uyarmayandan ışık beklemek aldanıştır. Uyarı, sürekli bir biçimde ümit ve muştuyla yan yana olacaktır. Erdirici bir oluşta bu iki kutbun beraberliği kaçınılmazdır. Bunun içindir ki, en ideal mesaj taşıyıcılar olan Peygamberlerin en önemli sıfatlarının biri NEZİR(uyarıcı) biri de BEŞİR’dir. (Muştulayıcı) (Bk. Maide 19, Hud 2, Araf 188) Kur-an’a göre, ışık taşıyan benlik önce uyarır! Onun içindir ki Allah’ın temel buyruğu olan uyarın emrini biz elimizden geldiğince uygulamaya çalışıyoruz. Gerisi sizlerin bileceği iş…