Celal Adan, “Sorumluluklarımızın bilincinde çalışmak zorundayız”
SİYASETMHP Genel Başkan Yardımcısı Ve TBMM Başkan Vekili Celal Adan ile ANKARA’da TBMM’deki makamında karşılıklı sohbet ettik. Biz kendisine sorduk o ise samimi bir şekilde cevapladı. Yılların tecrübeli, donanımlı ve naif siyasetçisi, gündemdeki çok önemli konulara ışık tuttu. İşte o söyleşimiz...
Röpörtaj: Mustafa GÖKTAŞ
Sn. Başkanım, Uzun yıllar siyasetin içinde olan aynı zamanda da topluma özverili çalışmaları ile renk katan bir yapınız var. Şu anda TBMM de çok önemli bir görevi ifa ediyorsunuz. Başkan vekilisiniz. Zaman zaman Meclis çatısında ekranlara yansıyan itişme kalkışma gibi, kavga gibi haller oluyor. Ülkemizin içinde bulunduğu ortam belli. İfade hürriyeti bakımından ve kürsü serbestliği açısından siz olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?
"SEVGİ SAYGI İÇİNDE HOŞGÖRÜ ORTAMINDA KONUŞMAK LAZIM"
Celal Adan: “Meclis kutsal bir çatıdır. Bu çatıda bulunan arkadaşlarımızın hepsinin gayesi millete hizmet etmektir. Bazen yanlış anlaşımlar oluyor. Ancak Kürsünün dokunulmazlığı ve bir ciddiyeti var. Bu kürsüde elbette fikirler beyan edilecektir. İfade hürriyeti tabiî ki var. Ama o hürriyeti kullanırken başkalarının izzeti nefsi dikkate alındığı kadar, toplumun değer yargıları, toplumsal barışın gerekleri de dikkate alınmak zorunda. Mahalle kahvesinde konuşmak ile bu kutsal çatıda milletin size verdiği yetki ile konuşmak arasında sorumluluk farkı vardır. Sorumluluklarımızın bilincinde olarak, kırmadan, dökmeden, sevgi ve saygı ile bezenmiş hoşgörü ortamında konuşmak en doğrusudur. Çünkü bu aziz millet kötü söz ve tavrı hak etmiyor. Ülkemiz ve insanlarımız bizlerden akılcı hizmetler bekliyor. Kavga yerine uzlaşma kültürünün yerleşmesi için ve toplumsal kalkınma için her tür kavga, şiddet olayından uzak durmalı ve ülke ve millet çıkarlarını ön plana almalıyız.”
Efendim, siz çok uzun yıllar siyasetin içinde aktif mücadele eden insansınız. Bazen liderler yada parti genel merkezleri vatandaşa değişik vaatlerde bulunuyorlar. Kimi gerçekleşiyor, kimi ise mümkün olmuyor. Mesele MHP, kamuoyunda Af yasası olarak anılan ve üzerinde 2 yıldır tartışma yapılan bir hususu Genel Başkan düzeyinde dile getirdi. Sonra bu işte anlaşılmayan olaylar yaşandı. Kamuoyu da bunu bir seçim vaadi, oy meselesi gibi değerlendirdi, siz ne diyorsunuz?
"TOPLUMSAL BARIŞ VE MUTABAKAT ÖNEMLİ"
Celal Adan: “Bu hususta, kendisinden son derece emin olduğum ve yol yürüdüğüm Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin son derece iyi niyetle, toplumun hassasiyetlerini de göz önüne alarak, toplumsal barış ve mutabakatın sağlanması adına yaptığı bir çağrı ile arkadaşlarımız çok kapsamlı bir yasal düzenleme için çalıştılar. Konusunda uzman kardeşlerimizce hazırlanan metin genel başkanımıza arz edildi. Barış için düzen şarttır. Düzeni bozmadan hareket asıldır. Cezaevlerini tıka basa dolu olması, aşırı kalabalık olması ve insanların nöbetleşe sistemle yatması, yatacak yer bulamaması gibi hezeyanlarda dikkate alınıp, vatana devlete karşı işlenen ağır suçlar hariç, toplumun hassas olduğu değerlere de dikkat edilerek çalışma yapıldı. Son derece hassas ve titiz bir çalışmaya arkadaşlarımız yaptılar. Bizim amacımız bu gaye ile oy almak değildi, Hiç böyle bir niyetimiz olmadı. Dedim ya, ülkemiz ve milletimizin çıkarları bizim siyasi ikbalimizin önünde gelir. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin dürüstlüğü tartışılmaz bir gerçek. Ama sevgililer sevgilisi Hz.Muhammed öncesinde kovulduğu kente barışı getirmiştir. Yüce peygamberimiz Mekkeliler için genel af ilan etmiştir. Ve onlara hitaben yaptığı konuşmada barışı öne çıkarmıştır. Mekkelilere hitaben şu ayeti okumuştur. “...bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir” (Yusuf süresi 92.ayet) ardından da,”hepiniz serbestsiniz” demiş af etmiştir. Kardeşlik ve barışın yanında olmuştur. Biz adaletsiz, hakkaniyetsiz, toplumu gerecek bir düzenlemeden yana değiliz. Bizim dışımızda yapılan tartışmalar bazen maksadını aşıyor. Bilende bilmeyende fikir beyan edince bilgi kirliliği oluşuyor. Hükümet kanadı da konuya ciddi eğiliyor. Sanırım kısa vade içinde meclise gelecek ve gerçekleşecektir. Tabiatıyla herkesi memnun ve mutlu etmek çok zor... Toplumsal hassasiyetler çok önemli. Yapılacak çalışma ile Yargıya güven bozulmamalı.”
Tam bu arada şu soruyu yöneltmek isterim. Yargının son zamanlarda aldığı karlar ve gündeme yansıyan hususlar hakkında düşüncelerinizi alabilir miyim?
"TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ BİR KENARA BIRAKMAK LAZIM"
Celal Adan: “Gerçek olan zulme karşı adaleti savunmaktır. Tahammülsüzlüğü bir kenara bırakıp, haksızlığa karşı hakkı, ayrıştırmaya karşı birlik ve beraberliği, savaşa ve şiddete karşı ise barışı ve sevgiyi savunmak hepimizin görevi olmalı. Adalet Mülkün Temelidir denirken Halk bu olgunun dışında tutulmamıştır. Halk, kamu, verilen karardan ve adaletin tecellisinden hoşnut olmalı. Bugz etmemeli. Yargı tarafsız ve bağımsız olarak kararını verdiği müddetçe saygınlığı gün be gün artacaktır. Yanlış ve taraflı kararlar yargıya zarar verecektir. Çünkü zafer her zaman haklının yanında tecelli edecektir. Mahkemelerden bazen farklı kararlar çıkabilir. Hukukun içinde kalınması önemli olgudur. Hukukun dışına çıkılırsa elbet bir üst yargıdan dönecektir. Bize düşen yargıya ve hukuka güvenimizi bozmamak, demokrasi içinde hak aramaktır. Kırarak dökerek değil. Yapıcı olmak hepimizin görevidir. Ve yargı hepimize lazım olan vazgeçilmezimizdir. Kendi şahsi aleyhimize bile olsa adaletten sapmamak dinimizin de emridir. Allah’tan sakınmak lazım. Çünkü Allah yaptıklarımızdan haberdar olandır. Doğru, adil, hak ve hukuku gözeten kararların her zaman yanındayız.”
Şimdi farklı bir soru sormak istiyorum. Sizin Çevre ve doğaya karşı olumlu yaklaşımlarınızı biliyorum. Dünyada iklim değişiyor. Düzensiz bir doğa tahribatı var. Yeşil bitki örtüsü acımasız yok ediliyor. Gerek ülkemiz açısından gerekse dünya açısından yaşamsal değeri olan bu hususlarda düşüncelerinizi alabilir miyim?
"ÇEVREYE KARŞI DUYARLI OLMAK ZORUNDAYIZ"
Celal Adan: “Elbette Çevre deyince üzerinde yaşadığımız bu güzel topraklar ve doğa aklımıza geliyor. Dünya nüfusu hızla artıyor. Bu artış neticesi doğal kaynaklar hor bir şekilde, bilinçsizce tüketiliyor. Biz buna karşıyız. Üretmeden tüketmek olmaz. Bunun yanı sıra Doğa kendisinden zorla alınanı ergeç geri alıyor. Akarsularımız, su yataklarımız, su kaynaklarımız başta olmak üzere çok daha dikkatli kullanılmalıdır. Deniz ve Ormanlık alanlarımız kirletilmemeli, yok edilmemeli, buralardaki doğal güzellikler korunmalıdır. Ayrıca yeşil bitki örtüsünün sayısı arttırılmalıdır. Çünkü Doğa demek yaşam demektir. Yaşamın ta kendisidir. Çevreye karşı duyarlı olmak her vatandaşın görevidir. Tüm doğal alanlarımızı, yeşil bitki örtümüzü, tarım alanlarımızı korumalı, çocuk oyun alanlarımızı, kent içinde soluklanacak park bahçelerimizin sayısını arttırmalıyız. Bu bağlamda çevreye doğaya karşı duyarlı insanlarımızın yetişmesi için gereken tedbirleri almalı, bu uğurda mevcut olan uygulamaları ve çalışmaları geliştirmeliyiz.”
Peki, Suriye de olan olaylar, Ülkemize yansımaları, Komşu ülkelerimizin sergilediği tavırlar, Bu konularda fikirlerinizi alabilir miyiz?
"ESAS OLAN MİLLİ BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜMÜZ, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜMÜZDÜR"
Celal Adan: “Şimdi burada esas olan milli birlik ve bütünlüğümüz, toprak bütünlüğümüz. Komşu ülkelerimizde cereyan eden olaylar bize yansıyor. Görmezden gelemeyiz. Kayıtsız kalamayız. Bizim Suriye’nin toprakları ile işimiz yok. Ama kimsenin de bizim topraklarımıza göz dikmeye hakkı yok. Orada gelişen olaylara kayıtsız kalırsak ileride bizim topraklarımıza sıçrayacaktır. Topraklarımıza göz dikilecektir. Bu hususta da devletimizin yanındayız aldığı kararların sonuna kadar destekçisiyiz. Bir milim toprağımızdan vazgeçmeyiz, taviz vermeyiz. Suriye’de oynanan oyun çok büyük oyundur. Görmek istemeyenler mutlaka olacak. Ama biz oyunları görüyoruz ve Ülkemizin devletimizin çıkarına olan kararların destekçisiyiz. Bu milletin, devletin çıkarları bizim siyasi ikbalimizden önde gelir. Tabiatıyla komşu ülkelerimizde farklı olaylar cereyan ediyor. Göçmen konusu, mülteci konusu gündemde... Unutulmamalı ki devletimiz bu konuda çok şefkatli ve merhametli olmuştur. AB ve diğer ülkeler ise hep seyretmekle kalmıştır. Çünkü onların böyle bir sorunu olmamıştır. Bizim dibimizde yaşanan olaylar onların umurunda olmamıştır. Bu bir insani olaydır. Bizim ülkemiz üstüne düşeni fazlasıyla yapmıştır. Artık onlarda üstlerine düşeni yapmak zorundadırlar. “
Şu anda değişik partiler kuruluyor. Önümüzdeki günler siyasi atmosfer daha farklı olacak gibi. Yeni kurulan partiler ve bunların MHP’ye etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
"YOLLARI AÇIK OLSUN, ANCAK MHP'DEN ALACAKLARI TEK BİR OY YOK"
Celal Adan: “Tabi ki kurulacaklar. Demokrasi böyle bir şey... Yolları açık olsun. Ancak Bunların MHP’den alacağı bir tek oy yok. Bizim böyle bir endişe ve korkumuzda yok. MHP çatısında buluşan insanlar bir ülkünün peşindeler. Ülkümüz her zaman dimdik ayakta ve her zaman 18 yaşında genç bir delikanlı gibi şevk ve aşkla yol kat etmektedir. Liderimizin izindeyiz. Onun emrindeyiz. Bu kutlu davada üstlendiğimiz görevi aşkla şevkle yapmaya da devam edeceğiz. Hiç bir şey, hiçbir engel bizi yolumuzdan alı koyamaz. Yüce Allah canımızı tenimizin içinde tuttuğu müddetçe her ülkücü davasına sadakatle hizmete devam edecek, şanlı bayrağımız gönderden inmeyecek, ezanımız dinmeyecek ve topraklarımız parçalanmayacaktır. Bu bağlamda yapılacak ilk seçimde MHP oylarını daha da arttırmış olarak mevcudiyetini devam ettirecektir.”
Açıklamalarınız ve bu güzel sohbetiniz için çok teşekkür ederim.
Celal Adan: “Ben Teşekkür eder, sizlere başarılar dilerim.”
İlginizi Çekebilir
ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.
“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.
Türkiye'nin AB'den beklentileri ne kadar gerçekçi?
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in 17 Aralık'taki Ankara ziyareti hem zamanlaması hem de içeriği açısından dikkat çekti.
TEVFİK DİKER TEKRAR SESLENDİ: GENEL AF ARTIK ŞARTTIR
E.Hv,Yrby, E.Milletvekili, Yolsuzlukla Mücadele Derneği Kurucu Genel Başkanı, Araştırmacı Yazar Tevfik Diker, siyasilere tekraren seslendi: Toplumsal mutabakat, toplumsal kalkınma ve toplumsal barış adına bir genel af artık şart olmuştur…