Gergerlioğlu, “Urfa’da Sağlık Alarmı: Bebek Ölüm Oranlarındaki Kritik Artış ve Denetim Eksikliği Var”
SİYASETDEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, yenidoğan bebek ölümlerinin araştırılması komisyonunda konuştu. Süreci titizlikle takip eden Gergerlioğlu, SGK tarafından hazırlanan raporu ciddiyetsiz bulduğunu söyledi.
280 dosyanın incelenmesi istenmiş sadece 42 tanesi incelenmiş!
Komisyon görevlilerinden bazı belgelerin istendiğini anlatan Gergerlioğlu, “2016'da Sağlık Bakanlığının bir soruşturması vardı, müfettişler bilirkişiden bilgi almışlardı. Çok bir şey görünmüyor gibiydi fakat SGK'ye da işlem yapılması ve incelenmesi yönünde bir suç duyurusunda bulunmuşlardı. Biz SGK'deki bu incelemeyle ilgili bilgi istemiştik, makamlarımıza gönderildi.” ifadelerini kullandı. Raporu hassasiyetle takip ettiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Rapor maalesef çok iyi bir rapor değil çünkü burada 280 takip dosyası var ve 42 hastayla görüşülmüş. Neden bugünlere geldiğimizle ilgili bir işaret var burada. 280 dosya incelenmesi istenmiş ve incelenen 42 hastayla görüşülüyor, 60 takip dosyasıyla ilgili ifadeler alınıyor. Buradaki ifadelerde de SGK'dekiler gidip bizzat klinik olarak bu incelemeleri üniversite hocalarına yaptıracağına, hastalara telefon açmışlar. "Bir şikâyetiniz var mı?" diye sormuşlar. Hasta ne bilsin tıbbi işlemleri, o doktor değil ki. Hastalar; “Vallahi bilmiyoruz, işte gittik doktora, bir işlemler yapıldı, döndük geldik." falan demiş. Sonrasında bir şikayet yok denilerek mesele kapatılmış. İşlem böyle cereyan etmiş. Raporda iki tane dosyayla ilgili ceza verildiğini, diğerleriyle alakalı bir şey bulunamadığı belirtilmiş. Raporun en sonunda da "Bir şey bulunamamıştır." denildi.
SGK raporunu ciddiyetsiz buluyorum!
SGK yetkilileriyle görüştüğünü aktaran Gergerlioğlu, “Raporu bizzat görmek istedim. SGK yetkilileri bize "Bu incelemede bir şey çıkmamıştır." dedi. Ben bu yapılan incelemeyi ciddiyetli bulamıyorum. 280 dosya iletiliyor, 42 kişiyle görüşülüyor. Ayrıca dosyada ceza veriliyor ve sonuç olarak "Bu incelemeden önemli bir şey çıkmamıştır." neticesine varılıyor. O zaman iki dosya için niye ceza verdiniz? Bununla ilgili neden bir not düşülmedi? Bunların sorgulanması gerekiyor. Ben, yetkili arkadaşlarımıza bunu ilettiğimde hem Sağlık Bakanlığının müfettişlerinin, Nihat Sabuncu ve Halil Fincan'ın burada dinlenmesi gerektiğini söyledim. Sağlık Bakanlığından SGK'ye iletilen bu rapordaki birisi müfettiş, birisi de denetim birimi başkanı olan kişiler dinlenmesi gerekiyor. SGK raporunu hazırlayan müfettişlerin de dinlenmesi gerektiğini iletmiştim, o kişiler gelmedi ama en azından bir SGK raporu geldi fakat bu SGK raporunu ben işin doğrusu sorunlu buluyorum. 2016'da "Bir şeyler var, araştıralım." denilip de kapatılan bir dosyadan sonra 2024'te böyle olaylar oluyorsa bu sıkıntılı bir durumdur” ifadelerini kullandı.
Verilen 2 ceza ile ilgili açıklama yapılalı!
Halil Fincan, Nihat Sabuncu ve SGK raporunu hazırlayan müfettişlerin mutlaka dinlenmesi gerektiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Mesela üniversite hocalarımız var burada, böylesi ciddi bir durumda üniversite hocalarımızdan bilgi alınması gerekmez mi? Kime incelettiniz bunu? Falanca bir hastanedeki bir doktoru buldum, ona bir sordurdum mu yapmışlar, ne yapmışlar? "Açtık telefonu sorduk." diyorlar. Onlar da; "Herhangi bir yönlendirmeye maruz kalmadık. Böyle bir 'simsar' diye birisini tanımadık biz, sağlık hizmeti sunucularına yönlendirilmedik ve yatışlar da gerçek." demiş. Fakat iki tane de ceza var, bu cezalarla ilgili de bir açıklama da yapılmamış. Birisinde 6 milyon 489 bin 55 lira yersiz ödeme yapıldığı, hastanenin alacaklarından mahsup edildiği yazıyor. Ama biz SGK yetkililerine sorduğumuzda "Hiçbir şey yok, dosya tertemiz, kapattık." demişlerdi. Demek ki o zamanlar bir şey varmış. O yüzden ben bu konunun biraz daha irdelenmesi gerektiğini söylüyorum” şeklinde konuştu.
“Komisyon olarak hakkaniyetli inceleme yapmalıyız!”
Sağlık Bakanlığının geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya değinen Gergerlioğlu, “Bakanlık; -Biz bebek ölümlerini takip ediyorduk ve bunlarla ilgili her ölüm sonrası bir rapor hazırlıyorduk." dedi. Bebek Ölümleri İnceleme Kurulu Çalışma Raporu diye bir rapor. Birtakım bebek ölümleri var. Bu ölümlerden, mahkeme 6 bebeğin ölümüyle ilgili ölüm sonrası inceleme raporlarını istemiş. Burada 5 bebeğin ölümünde herhangi bir sorun görmemiş. Buradaki bebek ölümleri inceleme kurulu çalışma formu bunları incelemiş ve 6 bebekten 5'inde önlenemez ölümler olduğunu tespit etmiş. Bunlar da önemli. Çok fazla bir medyatik dezenformasyon veyahut da medyatik bir ajitasyonla mı karşı karşıyayız diye bir soru işareti de ister istemez akla geliyor.” ifadelerini kullandı. İntihar ettiği açıklanan Doktor İlker Gönen'in mahkemedeki ifadelerine değinen Gergerlioğlu, “Ben sonuçta bir insan hakları savunucusuyum ve kimseye yargısız infaz yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kişiler doktor, "Bilerek bebek öldürdü." deniliyor. Bu ne derece doğru? Mahkemede açığa çıkacak ama şu raporlar önlenemez bebek ölümleri olduğunu göstermiş. Bunları raporlayanlar da hekimler. Doktor İlker Gönen mahkemede "Ben 5 ölümle suçlanarak buraya geldim; birinci hastada Adli Tıp gerçeği kenara koydu, bir tanesinde ötanazi, ikincisinde akciğer patlamasını görüp söylememekle, üçüncüsünde adrenalin vermemekle, dördüncüsünde ölüden kan almakla suçlandım. 4 hastada katillikle suçlandım, bunların tamamında "tape"ye bakarak bilgiye, belgeye başvurmadan beni suçladılar. İki aydır bu uzman görüşünü size açıklamak için dakikaları sayıyorum. Akla, mantığa sığmayacak şeylerle suçlandım, bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya attı." demiş. Sonra konduğu cezaevinde de intihar etmiş. Şimdi, hakkaniyetle incelememiz gerektiğini ben düşünüyorum yani medyatik ajitasyonlardan uzak, bilimsel bir düzlemde devam etmemiz gerektiği yönünde bir hatırlatma olsun konuşmam. Hakkaniyet sahibi olmak zorundayız, her hakka, hukuka riayet etmek zorundayız diye düşünüyorum. Buna dikkat ederek komisyon da ilerlerse iyi olur diyorum.” şeklinde konuştu.
Urfa’da rakamlar sıkıntılı durumda
Urfa, Diyarbakır, Antep ve çevre illerin sağlıkta en az ve en kötü hizmeti alan yerler olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, “Siz değerli hocalarımız idealist bir şekilde orada hizmet veriyorsunuz, kamu adına teşekkür ederiz. Fakat tablo iyi değil, kamudaki tablo iyi değil, yetersizlik had safhada. Aynı zamanda özel hastane sayılarının artması ve buranın denetim eksikliği, hemşirelerin vasıf yetersizliği, asistanların eksikliği, yeni TUS'a giren hekimlerin pediatriyi ardından yenidoğanı seçmemesi, akademisyenlerin bu noktada yoğun bir çalışma ortamına rağmen şikâyetlerinin maalesef olması son derece sıkıntılı bir durumu gösteriyor. Ben Urfa üzerinde biraz durmak istiyorum. Urfa rakamları son derece çarpıcı. Doğum hızı açısından 24,8, bebek ölüm hızında 17,5, ilk doğumdaki ortalama anne yaşı Şanlıurfa'da 24,4 rakamlarını gösteriyor. Yani Urfa oldukça sıkıntılı bir durumda. Aslında önceki yıllara göre bu rakamlar biraz daha iyileşmiş durumda mesela 14-15'e kadar ilk bebeğini doğuran anne oranları vardı. Biraz daha iyileşmiş sayılarla karşı karşıyayız ama kamusal hizmetlerin yetersizliği nedeniyle durum yine sıkıntılı.” şeklinde konuştu.
Urfa, Diyarbakır ve Antep’te durum üzücü!
Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sabahattin Ertuğrul’un yenidoğan yoğun bakım üniteleri oranı özel, kamu ve üniversite olarak verdiği rakamların dikkatini çektiğini belirten Gergerlioğlu, “Sabahattin hocanın verilerine göre Diyarbakır’da yüzde 60 gibi bir oran var özelde. Biz İstanbul'u yüzde 65 olarak yüksek bir oranda görüyorduk ama Diyarbakır da az değilmiş, üzücü tabii. Anladığım kadarıyla Urfa daha kötü bir yerde, yüzde 70-80'lere doğru gidiyor. Net rakamlar verilse daha iyi olur tabi. Bir de Gaziantep'te özel hastanedeki ölüm oranları hakikaten çok dikkat çekici. Bu, bu kadar neden yüksek? Hocamız yüzde 81'lerde olduğunu söyledi. Denetim eksikliği mi var? Ne oluyor, ne bitiyor? Hocamız bazı konularda uyarı yaptıktan sonra oranlarında önemli düzelmeler olduğunu söyledi. Bu sevindirici ama denetimlerin ne kadar da eksik olduğunu göstermesi açısından üzücü. Bir de yine bu SUT fiyatları... Hakikaten biz başka illerde de dolaşıyoruz, yetkilileri dinliyoruz gerçekten böyle hayali rakamlar olunca da herkes bir yolunu buluyor, bir formüller bulunuyor. Bu konuda da mutlaka yeni düzenlemeler yapılması gerekiyor, bu da bir gereklilik. Önceki sunumlarda hocalarımız Urfa'da yaptıkları incelemelerde Urfa'nın ayrı bir gezegen olduğunu söylemişti. Urfa'da sağlık alanında, yenidoğanda özellikle ne oluyor? Kamusal yetersizlikler, özel hastanelerin durumu, yeterlilik durumu, bu kadar yüksek doğum hızı, bu kadar yüksek bebek ölüm hızı Urfa ayrı bir antite gördüğümüz kadarıyla.” ifadelerini kullandı.
Ben denetleyeceğim hastaneyi 1 gün önce öğreniyorum hastane denetleneceğini 1 hafta önce öğreniyor!
Gergerlioğlu’nun tespitleri için teşekkür eden Dr. Öğr. Üyesi Ebru Yücesoy Bağdiken, “Urfa’da Eğitim Araştırma Hastanesi 2 tane var, yalnız bunlar da eğitim kliniği olmayan hastaneler, sadece isim olarak "eğitim ve araştırma" başlığı var. 107 tescil olan, büyük olan Şanlıurfa Eğitim Araştırma Hastanesi. Urfa'daki doğumların 2/3'ü burada gerçekleşmekte yani bir yılda yaklaşık 60 bine yakın doğum gerçekleşirken Şanlıurfa Eğitim Araştırma Hastanesinde 39 bin-40 bin civarı bir doğum gerçekleşmektedir. Bir başka eğitim araştırma hastanesi öncesinde özel sektöre aitti, 15 Temmuz 2016'dan sonra kamuya geçen bir ek bina olarak yerleşti. Özeller neredeyse yarı yarıya yani toplamda 591 yenidoğan kuvöz yatağı varken bunun yaklaşık 300'ü kamuda -üniversite dâhil olacak şekilde- geri kalanı 6 tane özel hastaneye paylaştırılmış durumda. Bu ruhsatlar bir şekilde alınmış. Benden çok önce ya da çok daha eski zamanlarda, bilmiyorum. Açıkçası ben bu ruhsatların sonradan değerlendirilmesi, iptali gibi bir şeye de tanık olmadım. Ben de belli aralıklarla bu değerlendirmelere, denetimlere gittim ama benim denetimden 1 gün önce haberim olurken hastanelerin 1 hafta önceden haberi oluyor.
İlginizi Çekebilir
Beyaz Saray, Hamas'la doğrudan görüşme haberlerini doğruladı
ABD'nin Hamas'la ilk kez doğrudan temas kurduğuna dair haberler, Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt tarafından doğrulandı.
DEM PARTİLİ ODUNCU, ‘SANSÜR YASASI’NIN KALDIRILMASINI TEKLİF ETTİ
DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, kamuoyunda “sansür yasası” olarak anılan ve Ekim 2022’de yürürlüğe girmesinin ardından binlerce soruşturmaya konu edilen “yanıltıcı bilgi” düzenlemesinin kaldırılmasıyla ilgili kanun teklifi verdi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ömer Seyfettin ve Mehmet Emin Resulzade'yi andı
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu , “6 Mart milletimizin iki büyük evladının ahirete irtihallerinin seneyi devriyeleridir!..” diyerek Ömer Seyfettin ve Mehmet Emin Resulzade'yi saygı ve sevgi ile andı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Terör, bir daha dirilmemek üzere tarihin çöplüğüne atılacak
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “40 küsur yılımızı maalesef bizden çalan, binlerce insanımızın ölümüne neden olan, trilyonlarca dolar Türkiye'nin ekonomik kaybına neden olan bu terör belası; Allah'ın izniyle artık bir daha dirilmemek üzere tarihin çöplüğüne atılacak, geride bırakılacak, birlik ve kardeşlik egemen olacaktır” dedi.