© Haberanaliz.net 2005

Gergerlioğlu, yaptığı cezaevi ziyaretleriyle mahpusların sesi oluyor

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kandıra ve Bakırköy’de cezaevi ziyaretlerinde bulundu. Farklı suç ithamlarıyla cezaevlerinde bulunan mahpusları ziyaret eden Gergerlioğlu, cezaevlerinde yaşanan sıkıntıları anlattı.

1000 kişilik cezaevinde 1700 kişi kalıyor!

Kandıra’daki cezaevlerinde binlerce kişinin kaldığını belirten Gergerlioğlu, “T Tipi cezaevlerinde oldukça fazla mahpus kalıyor. 1000 kişilik cezaevinde 1700 kişi kalıyor. 700 kişi yerlerde yatıyor ve bundan dolayı da sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Hastaneye gidişlerde tekli ringler, çift kelepçe uygulamaları, doktorun yanında kelepçe açmama gibi sıkıntılı uygulamalar oluyor.  Birçok ihlal var ama bir gelişmeyi aktarmak istiyorum. Biz cezaevlerini ziyaret ederek birçok hak ihlalini ve verilmeyen denetimli serbestlikleri, şartlı tahliyeleri gündem ediyoruz. Yaptığımız baskılardan dolayı bazı gelişmeler olduğunu duyduk. 1 Ocak tarihinden itibaren cezaevlerinde şu ana kadar kağıt üstünde olan ama pratikte işletilmeyen 1/10 indirim uygulamasındaki puan oranı düşürülmüş. Öncesinde 80 puan alan 1/10 indirimi alabiliyordu. Şimdi bu puan 60 puanı düşürülmüş. Bu mahpuslar ve yakınları için iyi bir haber. Umarım bu puan oranını işletirler. 60 puan almak çok zor değil. Bu alınırsa tahliye tarihinden geriye doğru aldığı cezanın 1/10’u oranında erkenden tahliye şansı yakalayabilecek. Bir başka olumlu gelişmede;  iyi hal puanları 45 puan üstüydü. Bu puan 40 puana düşürülmüş. Bu da önemli bir gelişme. Cezaevleri çok kalabalık. Bu kalabalığı biz defalarca dile getiriyoruz. Yerlerde yatan insanlar ve artan sağlık sıkıntıları şu ana kadar uygulanmayan ve tahliyeleri sağlayabilecek uygulamalar az çok yürürlüğe konmaya başlanmış. Bu iyi bir haber çünkü cezaevlerinde oldukça kötü yaşam koşulları var.” şeklinde konuştu.

Gözlem kurulu ikinci bir yargılama olmamalı!

Kandıra Cezaevi savcısının şu ana kadar denetimli serbestlikleri vermeme konusunda önemli bir ısrarı olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, “Bunu birçok kez de gündem etmiştik. Umarım Adalet Bakanlığı’nın son uygulamalarından sonra savcılığın denetimli serbestlik vermeme, bu işi yokuşa sürme gibi uygulamaları olmaz.  10 senenin üstünde ceza alanlara yönelik denetimli serbestlik şartı tahliye vermeme yönündeki bir eğilim doğru değil, çünkü siz bu denetimli serbestlikleri mahpusun cezaevi içindeki uygulamalarına bakarak vermelisiniz. 2. bir yargılama yeri olmamalı gözlem kurulları fakat böyle oluyor. Bunu birçok örneğiyle biliyoruz. Cezaevlerinde hücre uygulaması var. Cezaevi idarecileri bunu hücre demiyorlar, oda diyorlar ama ben o oda dedikleri yerin içini de gördüm. Gerçekten hücreden farksız oldukça kötü ortamlar. Biz bu hücre tipi infaz sisteminin de kaldırılması gerektiğini söylüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Kandıra Cezaevi için Bakanlık yetkilileriyle görüşeceğim”

Mektuplarla ilgili çok şikayet olduğunu aktaran Gergerlioğlu, “Mektupların birçok cümlesinin karalandığına dair önemli şikayetler var. Aynı zamanda infaz hakimliklerinde kişilere yönelik olumlu kararların başka kişilere uygulanmaması gibi örneklere de rastladım cezaevlerinde. Aslında her sanığın lehine genelde bir davranış gösterilir fakat burada infaz hakiminin örnek kararları diğer kişilere emsal olarak uygulanmama gibi bir uygulama olduğunu görüyoruz. Kandıra Cezaevi savcılığınca daha adil ve vicdanlı uygulamaları yapması gerektiğini söylüyorum. Mahpuslar zor durumda, cezaevleri ağzına kadar dolu, yerlerde yatan insanlar var. Cezaevlerinde insanları daha çok tutmak için gayret sarf etmek doğru değil. Adalet Bakanlığı yetkilileri ile de görüşeceğim ve Kandıra cezaevlerinde daha insani bir durumun oluşması için elimizden gelen gayreti, gündemi ve baskıyı oluşturmaya devam edeceğiz.

Bakırköy Cezaevi’nde hastane sevkleri konusunda sıkıntılar yaşanıyor!

Bakırköy Kadın Cezaevinde sabah 09.00'dan akşam 17.00'a kadar mahpusları ve idarecileri ziyaret eden Gergerlioğlu,  “Bakırköy Kadın Cezaevi'nin 500 kapasitesi olmasına rağmen bu cezaevinde 1420 mahpus var. Koğuşlar kalabalık ve her geçen gün artıyor. Önceki gelişimden daha da artmış kalabalık. İnsanlar yoğun bir şekilde yatıyorlar. 12 kişilik koğuşlarda 40-50 kişinin yattığını öğrendim. Sürekli ranza eklenip, yerlerin doldurulduğu şeklinde uygulamalar yapılıyor. Bunlar sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açıyor. Kalabalık olan yerde en başta insan sağlığı bozuluyor. Sağlık ile ilgili sıkıntılar en ön planda ve sağlık sevkleri ile ilgili daha öncesindeki ziyaretimde de duymuştum. Sıkıntılar halen devam ediyor. Kimi jandarmadan kaynaklandığını söylüyor, kimi idareden kaynaklandığını söylüyor ama sağlık sevkleri konusunda sıkıntı var. Sağlık ile ilgili sevkler aksayınca, mesela önceki dönem Semiha Yüksel isimli bir mahpus ile ilgili bir sıkıntı olmuş. 9 ay boyunca memedeki kitle nedeniyle sevk edilmeyen hasta en sonunda meme kanseri olduğu tespit edilmiş 9 ay sonra hastalığın teşhisi yapılmış, 9 ay sonra teşhis edilen bir hastalık ne olur siz tahmin edersiniz...” şeklinde konuştu. 

Yine çıplak arama

Öldürülen gazeteciler ile ilgili protesto gösterisi yaptığı için tutuklanan 3 kadın gazeteciyi ziyaret eden Gergerlioğlu,  “Malum bunu Meclis'te de gündeme getirmiştik. Cezaevi girişinde çıplak aramaya uğradıklarını belirtmiştik. Kendileri ile de konuştum. 3 gazeteciye çıplak arama yaşatılmış, normal bir aramadan geçebilecekken güya makul şüphe ileri sürülerek önlük giydirilerek çıplak arama yapılmak istenmiş, kendileri direnmiş, 1 saat süren tartışmadan sonra bu arama yapılmış ama daha da ileri gitmemelerini kendi direnişlerine bağlıyorlar. -Bu konuda pasif dursaydık bize daha ağır bir arama yapılırdı.- diyorlar.”şeklinde konuştu.

Aysu Öztaş Bayram’ın sağlık durumundan Adalet Bakanlığı sorumludur!

Ziyaret ettiği mahpuslarla ilgili çok ağır sağlık hakkı ihlalleri olduğunu belirten Gergerlioğlu, “Aysu Öztaş Bayram, 5 çocuk annesi 50 yaşını geçmiş bir anne. Onun durumu son derece vahimdi çünkü karaciğer nakilli bir mahpus. Oğlundan karaciğer almış, 10 saat süren bir ameliyat sonrasında hayata ancak dönmüş. Ağır bağışıklığı baskılayan ilaçlar kullanan bir hasta olmasına rağmen abuk sabuk gerekçeler ile tutuklanmış ve 8 aydır cezaevinde. Burada da ağır sağlık hakkı ihlallerine uğruyor. Kendisini dinledim çok üzücü şeyler duydum bir hekim olarak da buna isyan ettim çünkü karaciğer nakilli bir hastanın en iyi şartlarda tutulması gerektiği halde kendisinin ilaçları en az 2-3 gün en fazla 9-10 gün gecikebiliyormuş ve bu önemli ilaçlarını bazen uzun günler boyunca kullanamıyormuş! Ayda bir gitmesi gereken ve yaptırması gereken kan tahlillerine cezaevine girdikten ancak 5 ay sonra gidebilmiş! Bu da skandal ve aksayan bir durum olduğunu görüyoruz. İnfaz erteleme ile ilgili Adli Tıp Kurumu işlemleri başlatması gerekirken ancak 7 ay sonra sevk edilmiş! Çok önemli bir gecikme. İdarecilere de söyledik, kabul edilecek durumlar değil. Aysu Bayram Öztaş, hem karaciğer nakilli hem de parkinson hastası olan bir mahpus ve cezaevinin dezavantajlı şartlarından dolayı parkinson tedavisini de olamıyor. İstanbul Emniyetin'de gözaltına alındıklarında gördükleri ağır ve üzücü muamelelerden sonra tutuklanıp buraya getirilmişler ve 2 duruşmada da tahliye beklerken maalesef tutukluluğa devam edilmiş. Maske kullanamıyor ve içeride 12 kişilik yerde 40 kişi kalıyorlar. İçeride korona geçirenler var. Çok dikkatli korunması gereken bir mahpus kendisi ancak korona geçirenlerin olduğu yerde, 12 kişilik yerde 40 kişinin kaldığı bir yerde kalmaya mahkum edilmiş durumda Cezaevinde kendisine de maske şu ana kadar verilmemiş. Onun hayatı ile ilgili önemli sıkıntılar yaşaması ve hayati tehlike yaşamasından Adalet Bakanlığı sorumlu ve sonunda gidebildiği sağlık kontrolünde ise hastalığında bir aktifleşme olduğu tespit edilmiş. Zalimce, vicdansızca Aysu Bayram Öztaş'ı cezaevinde tutmaya devam eden 24. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Şenol Kartal mesul tüm bunlardan çünkü acımasızca 2 ağır hastalığı olan bir kişiyi cezaevinde tutmaya devam ediyorlar. Son duruşmada Aysu Bayram Öztaş Hakim Şenol Kartal'a duruşma bittiği zaman tutukluluk devamı kararı açıklandığı zaman "Bari idam etseydiniz. İdam kararı verseydiniz." diye seslenmiş, haykırmış. Bunları bana anlattı. Bu mahpusun bir an evvel cezaevinden çıkması gerektiği apaçık ortada. Aysu Bayram Öztaş'ı içeride tutanlar bu kişinin hayati tehlike yaşamasından sorumludur, ölümünden sorumludur. Aysu Bayram Öztaş'ın 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 18 Şubat'ta duruşması olacak bende takipçisi olacağım.” şeklinde konuştu.

Özel ders verdiği için 8 aydır cezaevinde!

22 yaşındaki genç hemşirelik öğrencisi Esengül Arslan’ıda ziyaret eden Gergerlioğlu,  “Abisi kendisine 3-5 kuruş para göndermiş diye, matematikte iyi olduğu için öğrencilere ücretli ders verirken "Ders verdiğin öğrencinin anne babası KHK'lı." veya "Beraber kaldığın öğrencinin anne babası soruşturma geçirmiş. KHK'lı." denilerek gözaltına alınmış. Esengül Arslan kötü muamele görmüş ve 8 aydır tutuklu olan bir genç. Çok üzücü. Hemşirelik bölümü öğrencisi ve 2 dönem kaybetmiş. Düşünün Malatya'da depremzede bir ailenin kızı Esengül Arslan ve zor durumda olan bir aile. Esengül Arslan'ın annesi zor durumda olan, eşi cezaevinde olan bir kadın. Zor şartlarda evini geçindirmeye çalışırken kızı da tutuklanan bir anne olarak çok büyük sıkıntılar çekmiş bir aile. Abisi kendisine 3 kuruş para göndermiş diye, verdiği özel ders yüzünden burada zalimce 8 aydır tutulan bir mahpus kendisi. Esengül Arslan'ı da İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Ersin Hakim burada tutmaya devam ediyor. Son duruşmada "Beni serbest bırakırlar en azından önümüzdeki dönem okulumdan kalmam. Kaç dönem kaybettim. Çok üzgünüm diyen bir genç ve maalesef halen cezaevinde. 13 Şubat'ta duruşması olacak. Kamuoyunu da duyarlılığa davet ediyoruz.” İfadelerini kullandı. 

Dilek Ekmekçi herkesi mahkemesine çağırıyor!

Av. Dilek Ekmekçi’yide ziyaret eden Gergerlioğlu, “Dilek Ekmekçi'yi ziyaret ettim, kalın dosyalar ile geldi ve "Ömer Bey haksızlıklara hukuksuzluklara isyan ettiğim için hakkımda 40-50 dava açıldı ama ben haksızlıklara karşı mücadele etmeye devam edeceğim." dedi! Av. Dilek Ekmekçi yaşadıklarını anlattı, Bakırköy Mazhar Osman Hastanesi'ne sevk edilmiş ve orada 5 gün gözaltında kalmış. Gözaltında kaldığı süre içinde çok kötü bir yerde kalmış. Soğuk, leş gibi, farelerin cirit attığı berbat bir yerde kalmış. İleri derecede akıl hastalarının olduğu aynaların kırık ve yaptırılmadığı bir yermiş. Av. Dilek Ekmekçi: "Süngerler sökülmüştü. Böylesine berbat bir yerde Vatan Emniyet'ten çok daha berbat bir yerde beni 5 gün tuttular. Beni oraya göndermeyin çünkü bilirkişi ile ilgili bir problem var ve beni oradan mutlaka geri gönderecekler dememe rağmen karar böyle denilerek beni gönderdiler ve sonunda benim dediğim çıktı." diye anlattı. Düşünün yurttaki çocukların uğradığı mağduriyetleri, Ayhan Bora Kaplan çetesinin yargı ve emniyet üzerinde oluşturduğu karanlığı anlattığı için bir Av. Dilek Ekmekçi 4 aydır hapiste, kendisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırılmaya çalışıldı. Av. Dilek Ekmekçi oldukça ağır mağduriyetler yaşadı ve halen direndiğini söylüyor. 10 Ocak'ta mahkemesi varmış. Duruşmasına herkesi davet ediyor.” şeklinde konuştu. 

“Cezaevindeki ihlalleri Bakan Yılmaz Tunç’a ileteceğim”

Önceki dönem HDP Kocaeli İl Eş Başkanı Leyla Aygün’üde ziyaret eden Gergerlioğlu, “Kendisi de meme kanserli bir hasta mahpus ve uzun süre hastane sevklerinin aksadığını, en sonunda başka bir cezaevine sevki çıktığını da söyledi. Yakın zamanda bir başka cezaevine nakli olacak Leyla Aygün'ün. Umarım onun da sağlığı ve durumu iyiye gider. Bakırköy Kadın Cezaevi'nde saatlerce görüşmeler yaptık. İdarecilere bu sorunları ilettik, çözüm beklediğimizi söyledik. Ayrıntılı bir şekilde, detaylı bir şekilde anlattım fakat bununla da kalmayacağım, Sayın Bakan Yılmaz Tunç'a bunları ileteceğiz. Cezaevlerinde ihlal kabul etmiyoruz ve iyileşmesi için elimizden geleni yapacağız.” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER