© Haberanaliz.net 2005

Şam nasıl bu kadar çabuk düştü? Şimdi ne olacak?

Suriye'de 2011 yılından beri süren iç savaşın seyri 27 Kasım'da Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü liderliğindeki grupların başlattığı operasyonla hızla değişti.

Örgüt 7 Aralık gecesi Şam'a girdiğini açıkladı. Suriye lideri Beşar Esad'ın ülkeden kaçtığı yönünde haberler var.

Peki Şam nasıl bu kadar hızlı düştü?

Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'nde Suriye uzmanı olan Dara Conduit, Esad'ın ordusunun yıllardır süren savaş yüzünden büyük kayıplar verdiğini hatırlatıyor.

BBC'ye konuşan Conduit, Esad'ın ana müttefikleri olan İran, Rusya ve Hizbullah'ın kendi çatışmalarıyla meşgul olduğunu vurguluyor.

Aynı zamanda kimi yerlerde ordunun ve askerlerin savaşmayı bilerek tercih etmediği de aktarılıyor.

Şam'dan gelen haberlere göre muhalifler şehirde kutlamalar yapıyor, sevinçlerini yansıtmak için havaya ateş açanlar olduğu aktarılıyor.

Henüz Suriye'nin geleceğinin ne olacağı ve Şam'da neler yaşanacağı belirsizliğini koruyor.

BBC'nin güvenlik muhabiri Frank Gardner, "Eğer HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani sözüne sadık biriyse Birleşmiş Milletler'in ve diğer devletlerin de desteklediği üzere ülkenin daha çoğulcu, demokratik bir geleceğe geçiş yapması mümkün" diyor.

Ancak Gardner HTŞ'nin geçmişindeki şiddet ve insan hakları ihlalleri iddialarını hatırlatıyor.

HTŞ'nin El Kaide'ye dayanan geçmişini vurgulayarak BM ve bazı ülkeler tarafından terörist bir grup olarak tanımlandığını aktarıyor.

Gardner, "Daha şimdiden El Kaide artık hedefin 'Yahudiler ve Haçlılar' (onların terminolojisinde Hıristiyanlar) olması gerektiğini söylüyor" diyor.

Suriye'de Sünni Müslüman olmayan azınlıkların geleceği bu yüzden endişe kaynağı.

Gardner, "İktidar geçişinin gerçekleştirilebileceğine dair erken işaretler olsa da Suriye, Libya gibi yıllarca silahlı grupların çatıştığı, yağma ve kargaşanın olduğu bir duruma sürüklenebilir" uyarısında bulunuyor.

Oklahoma Üniversitesi'nin Orta Doğu çalışmaları kürsüsünden Suriye uzmanı olan Joshua Landis, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Bu geçişin ne kadar düzenli olacağı asıl soru, Colani belli ki düzgün bir şekilde yapılmasını istiyor" dedi.

'2011'de olduğu gibi'
Suriye'de yaşayanlar da henüz durumun ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

BBC'ye konuşan, Şam'da yaşayan ve güvenliği için kimliğini gizli tutan bir Suriyeli, "İlk defa özgürlüğün gerçekten ne olduğunu hissediyoruz. Bu da bizi şaşırtıyor" yorumunda bulundu.

Ayrıca, "Sokaklar şu an kutlamalarla dolu. Merkezdeki Emevi Meydanı'nda insanlar barışçıl bir şekilde kutlamalar yapıyor. Havai fişekler patlatıyorlar. Bazı silah sesleri duyuyoruz ancak çoğu havai fişek. Şu an hissettiğimiz 2011'de devrimin başladığı zamana çok yakın. O yıl başlattığımız hayalin devamı" dedi.

Suriye'nin muhalefet lideri Hadi el-Bahra, Al-Arabiya haber kurumuna "Esad rejiminin düştüğünü ve Suriye'nin tarihindeki karanlık bir dönemin sona erdiğini" aktardı.

Suriye Ulusal Koalisyonu lideri Hadi el-Bahra, Şam'daki durumun güvenli olduğunu da vurguladı.

X hesabından yaptığı açıklamada, "Bütün dinlerden ve mezheplerden insanlarımıza sesleniyorum, başkasına ateş açmadığınız ve evinizde kaldığınız müddetçe güvendesiniz. İntikam ya da karşılık almak gibi durumlar olmayacak, insan hakları ihlalleri yaşanmayacak. İnsanlık onuru korunacak" dedi.

Suriye kimin kontrolü altındaydı?
Beşar Esad'ın İran, Rusya ve İran destekli militanlar sayesinde Suriye'nin büyük çoğunluğunu ele geçirmesinin ardından savaş durulmuş gibiydi.

Ön cepheler donmuş olsa da ülkenin büyük kısmı hükümet kontrolündeydi.

Kuzeyde ve doğuda Kürtlerin yönetimde olduğu ve ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) denetiminde topraklar vardı.

Muhalifler, Türkiye ile sınırda bulunan Halep ve İdlib bölgelerinde kontrolü elde tutuyordu.

Bu bölgedeki en büyük güç Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) isimli İslamcı militan gruptu.

Türkiye'nin destek verdiği Suriye Milli Ordusu (SMO) da bölgede etkindi.

İran'ın destek verdiği Hizbullah'ın İsrail'in hava saldırıları yüzünden büyük darbe alması ve Suriye'deki İran askeri yöneticilerinin saldırılarda hayatını kaybetmesi Suriye ordusunu zayıflattı.

Rusya ise Ukrayna'daki savaş yüzünden bölgede yeteri kadar varlığını hissettiremedi.

Bu durum son birkaç haftada Heyet Tahrir eş-Şam'ın Şam'a kadar gelmesine sebep oldu.

HABER VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE

https://www.bbc.com/turkce/articles/c140nz82x8lo

İlginizi Çekebilir

ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.

“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.

Türkiye'nin AB'den beklentileri ne kadar gerçekçi?

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in 17 Aralık'taki Ankara ziyareti hem zamanlaması hem de içeriği açısından dikkat çekti.

TEVFİK DİKER TEKRAR SESLENDİ: GENEL AF ARTIK ŞARTTIR

E.Hv,Yrby, E.Milletvekili, Yolsuzlukla Mücadele Derneği Kurucu Genel Başkanı, Araştırmacı Yazar Tevfik Diker, siyasilere tekraren seslendi: Toplumsal mutabakat, toplumsal kalkınma ve toplumsal barış adına bir genel af artık şart olmuştur…

TÜM HABERLER