ERDOGAN: “Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor”
GÜNDEMCumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Krizlerin ve çatışmaların da ekonomimize bazı olumsuz yansımaları oldu. Küreselleşen dünyada bunu engellemek maalesef mümkün de değil. Lakin biz şunu biliyoruz; bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir. Yani gelip geçiçidir. Türkiye Allah'ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir. Şimdi bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yakutiye Buz Hokeyi Salonu’nda düzenlenen AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, Isparta'da kaza yapan helikopterde şehit olan Astsubay Çavuş Taha Nergiz'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm Erzurumlulara başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm şehitleri de rahmetle andı.
AK Parti Erzurum teşkilatıyla eş zamanlı olarak il kongrelerini gerçekleştiren, Afyonkarahisar, Batman, Bartın, Bayburt, Çankırı ve Edirne'deki teşkilat mensuplarını da selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrelerin AK Parti için, davaları için, ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Teşkilat mensuplarına emekleri, gayretleri ve fedakârlıkları için şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti kongrelerinin düğün gibi, şölen gibi, bayram gibi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin hayatını kaybeden mensuplarını rahmetle yâd etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nöbeti devreden dava arkadaşlarıma minnet duygularımı ifade ederken, sancağı devralan kardeşlerime de yüce Allah'tan muvaffakiyetler temenni ediyorum. Rabbim muhabbetimizi daim eylesin" ifadelerini kullandı.
"ERZURUM'UN HAK ETTİĞİ YERE GELMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ"
31 Mart Mahallî İdareler seçimlerinde verdikleri destek için Erzurumlulara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bugüne kadar size mahcup olmadık. Erzurum halkına olan teşekkür borcumuzu daha çok çalışarak, daha fazla hizmet ederek ödedik. İnşallah aynı şekilde yola devam edeceğiz. Erzurum'un hak ettiği yere gelmesi için elimizden geleni yapacağız. Şunu tüm dadaşların özellikle bilmesini istiyorum, Erzurum bizim millî değerimizdir, Erzurumlu İbrahim Hakkı'lar, Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar, Sümmani'ler, Reyhani'ler, Emrah'lar bizim millê değerlerimizdir. Nene Hatun bizim millî değerimizdir. Erzurum'daki her sanat eseri, her kültür eseri bizim millî değerimizdir. Erzurum türküleri bizim millî değerimizdir. Klasik şiirimizin en büyüklerinden Nefi, bizim millî değerimizdir. 'Yalnız hüznü vardır kalbi olanın' diyen Erzurumlu şairler bizim millî değerimizdir. Erzurum Kongresi kararlarıyla birlikte canlarını hiçe sayarak kongreye katılan delegelerin tamamı da bizim millî değerlerimizdir.
'Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür' diyen, mandayı ve himayeyi toptan reddeden, millî kuvvetlere sınırsız destek veren kongre üyelerini bugün bir kez daha kemali edeple yâd ediyorum.
Erzurum'un değerlerine aşina olmayanların Erzurumlu kimliği de millî kimliği de aşınma tehlikesiyle unutmayın karşı karşıyadır. Değeri hamaset olarak dile getirmek hiçbir işimize yaramaz. Onu bir hayat tarzına dönüştürdüğümüz, yeniden üreterek geleceğe taşıdığımız takdirde bir kültürel inkişafı gerçekleştirebiliriz."
Yeni Emrah'lar, yeni İbrahim Hakkı'lar, yeni Sümmani'ler, yeni Gazi Ahmet Muhtar Paşa'lar yetiştirmenin yolunun Erzurum'un şehir kimliğini, zengin, dinamik kültürünü diri tutmaktan geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Erzurum'un irtifa kaybına gönlümüz razı gelmez. Erzurum'u aynı şekilde dünyaya açmamız, dünyaya tanıtmamız lazım. Burada bir güzel haberi sizlerle paylaşmak arzusundayım. Gayretlerimiz neticesinde Erzurum, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 yılı turizm başkenti olarak seçildi. Tarihiyle, tabiatıyla, kültürüyle, mutfağıyla ve elbette dadaşıyla bu güzel şehir inşallah bu vesileyle tüm dünyaya tanıtılacak. Bu önemli organizasyonun şehrimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Bir diğer güzel haberimiz stadyum konusudur. Gençler, Erzurum'a modern bir spor tesisi kazandırmak istediğimizi daha evvel söylemiştim. 20 bin kişilik stadyumu programa aldık. Hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında yapımına başlayacağız. Sevgili gençler görüyorsunuz, bizde 'laf ola beri gele' yok, icraat var. Değerli kardeşlerim, sevgili yol arkadaşlarım, tabii 20 bin kişilik stadyumu yaptıktan sonra kusura bakmayın ondan sonra bütün iş icraat, koşacaklar ve kendilerinden de şampiyonluk bekleyeceğiz."
“TÜRKİYE, KARGAŞANIN ORTASINDA BİR İSTİKRAR ADASI OLARAK TAKDİR TOPLUYOR”
Dünyanın ve bölgenin son dönemde sancılı günler yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel sistem, son 70-80 yılın en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Koronavirüs salgını, ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı. Bilhassa Türkiye'nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor" ifadesini kullandı.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın şubat ayında dördüncü yılına gireceğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu. 50 bin Filistinli kardeşimiz bu saldırılarda şehit edildi, 110 bin yaralı var. Ateşkese rağmen İsrail, Lübnan'ı taciz etmeye devam ediyor. Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor. Komşunun evi yanarsa ya alevi ya dumanı mutlaka size ulaşır. Bütün bunlara rağmen Türkiye, bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor, 'bölgenin kilit ülkesi' kimliğiyle öne çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Etrafımızdaki yangının ülkemize sıçramasına asla müsaade etmedik. Dengeli, itidalli ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik, yönetmeye de devam ediyoruz. Biz bir de bu dönemde 'asrın felaketi' denilen 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık. Sadece depremin Türkiye ekonomisine faturası, 104 milyar dolar. Diğer krizleri ve çatışmaların da ekonomimize bazı olumsuz yansımaları oldu. Küreselleşen dünyada bunu engellemek maalesef mümkün de değil. Biz şunu biliyoruz, bu sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir. Yani gelip geçicidir. Türkiye, Allah'ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir.
Bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye'yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor. Üstat Necip Fazıl ne diyordu? 'Vur kazmayı dağa Ferhat, çoğu gitti azı kaldı.' Milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız. Bunu da son 22 yıldır olduğu gibi yine siz dadaşların desteği ve duasıyla yapacağız. Türkiye Yüzyılı'nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz. Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim, tali sorunları büyüterek, dönemsel sıkıntıları abartarak millete sürekli karamsarlık aşılıyor. Milletle aynı yöne bakmak, aynı sevinci paylaşmak, aynı yolda yürümek yerine rüzgârgülü misali, yel nerede eserse yönlerini oraya dönüyorlar. Bunlardan bir şey olmaz."
Muhalefetin, milletin kazanmasına tahammülleri olmayan bir ruh hâli içinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle bir girdaba girmişler ki ülkenin kazanmasına tahammülleri yok. 'AK Parti kaybetsin, AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da gerekirse Türkiye batsın' diyecek kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Cehalet adeta paçalarından akıyor. Dünyada ne olup bittiğini zaten bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında bile değil. Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar" ifadelerini kullandı.
“SURİYE HALKI MUHTEŞEM BİR ZAFERE İMZA ATTI”
Geçen günlerde Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devriminin gerçekleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esed kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı. Suriye halkı 13 yıl süren çetin mücadele neticesinde kendileriyle birlikte bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı. Televizyonlardan sizler de izliyorsunuz, Halep'in, Hama'nın, Humus'un, Dera'nın, Lazkiye'nin, Şam'ın sokaklarında yıllar sonra insanların yüzü gülüyor. 13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakıyor. Sevinçle, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar 13 senedir kendilerine kol-kanat geren Türkiye'ye ve Türk milletine en samimi duygularla teşekkür ediyor, dua ediyor.
Ay yıldızlı al bayrağımız, özgür Suriye bayraklarıyla yan yana Suriyeli kardeşlerimizin ellerini süslüyor. Suriyeli mazlumlar, 'Allah Türkiye'den, Türk milletinden razı olsun' diyor. Ama bakıyorsunuz birileri buna tahammül edemiyor. Bu sevinci, bu coşkuyu paylaşmaktan bile aciz durumdalar. Suriyeli kardeşlerimizin zaferini gölgelemek, bu önemli başarıya çamur atmak adına akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar. Neymiş? Suriye halkının arkasında emperyalist mahfiller varmış. Neymiş? Baas rejiminin yıkılması Türkiye'nin çıkarlarına zarar verirmiş. Daha bunun gibi akla, mantığa, dış politikanın temel öğretilerine aykırı bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayarak siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Burunlarının ucunu görmeyecek kadar cehalet çukuruna batmışlar fakat Suriye'deki güya 'büyük oyunu' hemen çözüveriyorlar."
"DİPLOMASİ, TIPKI SİYASET GİBİ AKIL İSTER"
Diplomasinin tıpkı siyaset gibi ince bir sanat olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diplomasi, tıpkı siyaset gibi akıl ister, birikim ister, öngörü ister, basiret, feraset, stratejik sabır ister. Diplomasi birkaç hamle sonrasını değil 10 hamle sonrasını hesaplamayı gerektirir. Diplomaside sadece bugünü değil yakın ve uzak geleceği de şimdiden planlamanız, çok iyi düşünüp kapsamlı analizler yapmanız icap eder. Kendi adımlarınızla birlikte rakiplerinizin hatta hasımlarınızın hamlelerini dikkate almak, her türlü senaryoya hazır olmak durumundasınız" ifadelerini kullandı.
Yarım asırdır siyaset sahnesinde olduğunu, aziz milletin teveccühüyle son 22 yıldır da bir nevi kurtlar sofrası olan uluslararası arenada Türkiye'yi temsil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi tecrübelerimizin yanı sıra 2200 yılı aşan geleneğe sahip Türk devlet aklının rehberliğinde planlarımızı yapıyoruz, adımlarımızı yine buna göre atıyoruz" ifadelerini kullandı.
Şu ana kadar binlerce toplantıya ve zirveye iştirak ettiklerine, çok zorlu müzakerelerde ülkenin ve milletin hakkını savunduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Allah'a hamdolsun, 22 yıl boyunca milletimizin başını yere eğdirmedik. Her zaman bin düşündük ama bir söyledik. Üstat Necip Fazıl'ın o veciz ifadesiyle, 'zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin bir akılla' işte böyle bir titizlikle, işte bu teyakkuz hâliyle diplomasiyi yürüttük. Türkiye'nin büyüklüğüne, devletimizin itibarına, kuvvet ve kudretine hiçbir yerde halel getirmedik.
Muhalefetin eski genel başkanı gibi ülke ülke dolaşıp, Türkiye'yi şikâyet edenlerden, kendi ülkesini yabancılara kötüleyenlerden asla olmadık. Şunu büyük bir memnuniyetle söylemek isterim, dadaşlardan aldığımız güçle, her türlü uluslararası meselede adaletten yana, haktan yana, insani değerlerden, ahlaktan yana tavır takınan, dünyanın neresinde zulme uğrayan varsa; diline, inancına, derisinin rengine bakmadan, mazlumun yanında dimdik durduk."
"BATILI ÜLKELERİN SIRTINI DÖNDÜĞÜ MAZLUMLARA İNSANLIK ADINA SAHİP ÇIKTIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 13 yıl önce, ülkelerindeki çatışma ve terörden kaçan Suriyeli muhacirlere bu hassasiyetle gönüllerinin ve ülkenin kapılarını açtıklarını vurgulayarak, "Batılı ülkelerin sırtını döndüğü ve ölüme terk ettiği bu mazlumlara sadece insanlık adına, kardeşlik adına, Müslümanlık adına sahip çıktık. Muhalefet bunu anlayamadı ve anlayamaz" diye konuştu.
Kimi aydınların, gazetecilerin, medya mensuplarının bunu bir türlü kavrayamadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yalnız bırakıldığımız, haksızca eleştirildiğimiz çok zaman oldu. Sığınmacıları siyaset ve seçim malzemesi olarak kullanacak kadar vicdanını kaybedenler oldu. 4 milyon Suriyeli kardeşimizi biz bu topraklarda misafir ettik. Ama CHP, ana muhalefet hep birlikte ne dediler, 'Biz sizi gelir gelmez tekrar Suriye'ye göndereceğiz.' Biz ne dedik, hayır, asla, biz ensarız ve bu muhacir kardeşlerimizi de göndermeyeceğiz. CHP eski Genel Başkanı'nın körüklediği nefret dalgasının asıl gayesinin ne olduğunu bugün daha net görebiliyoruz. Yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin karanlık ve çirkin yüzü, hapishane denilen ölüm kamplarında şimdi tek tek ortaya çıkıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlara rağmen ne CHP'nin eski Genel Başkanı ne de Özgür Özel'in "Suriye krizi ve sığınmacılar" meselesinde bir öz eleştiri yapmadığını ve haklarına girdikleri insanlardan helallik dilemediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son ana kadar neden Esed denilen zalimin reklamını yaptıklarını, neden Esed'den medet umduklarını millete izah edemiyorlar. Suriyeli kardeşlerimizin Türk bayraklarıyla zaferlerini kutlamasından niçin rahatsız olduklarını söylemiyorlar? CHP yönetiminin Baas diktatörlüğüne bu kadar sempati beslemesinin sebebi nedir? Açıkçası milletimiz gibi biz de merak ediyoruz. Ne oldu Baas düşünce, CHP'nin hayalleri de mi suya düştü? Baas kaybedince otomatik olarak CHP de mi kaybetmiş oldu? Rahatsızlıkları nedir? Bunu açıklığa ve açığa kavuşturmalılar.
Sayın Özel, önceki gün sığınmacılarla ilgili yanlış mantık yürütmeyle de olsa, ilk defa doğru bir cümle kurdu. Sığınmacıların savaş yorgunu bir ülkeye dönüşlerinin zaman alacağını dolaylı bir şekilde ikrar etti. Sayın Özel'in bunu bize değil, hâlâ mülteci düşmanlığı yapan kendi belediye başkanlarına söylemesi gerekir. Sayın Özel, bu tespitini, Esed'in ölüm kamplarını gördüğü hâlde Suriyeli mazlumlara nefret kusan belediye başkanlarıyla paylaşmalıdır. Bunu yapmadıktan sonra sehven de olsa söylediği doğru sözlerin hiçbir kıymeti olmaz. Burada şunu açık ve net ifade etmek durumundayım; muhalefetin kışkırtmalarına rağmen Suriye krizinde ne kadar isabetli davrandığımızı hamdolsun bugün daha iyi görüyoruz. Suriyeli kardeşlerimizi ölüme göndermeyerek ne kadar büyük bir hayra vesile olduğumuzu evet bugün daha iyi anlıyoruz. Hem kardeşlik ve komşuluk görevimizi hakkıyla yerine getirdik, hem de insanlık sınavından alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıktık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ni faaliyete geçirdiklerine dikkati çekerek, "Suriye'nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız. Bir kez daha 'Erzurum'la birlikte muhacire ensar olan tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun' diyorum. 'Rabbim bizleri sıratı müstakimden ayırmasın' diye dua ediyorum." ifadelerini kullandı.
ERZURUM'DA GERÇEKLEŞTİRİLEN YATIRIMLAR
İşlerinin hizmet, güçlerinin millet olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, polemiğe, laf yarıştırmaya vakitlerinin olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, laf üretmenin değil, taş üstüne taş koymanın derdinde olduklarını belirtti.
Muhalefet boş işlerle uğraşırken son 22 yılda Erzurum'a güncellenmiş değerle toplam 411 milyar liralık kamu yatırımı yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle lafla bu işler yürümüyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalette 9,5 milyar, eğitimde 30 milyar, gençlik ve sporda 3 milyar, sosyal yardımlarda 82 milyar ve sağlıkta 17 milyar liralık eser ve hizmet kazandırdıklarını belirterek, çevre ve şehircilikte 54 milyar lira, ulaştırmada 107 milyar lira, tarım ve ormanda 26 milyar lira, sanayi ve teknolojide 4 milyar lira, enerjide kamu ve özel toplam 73 milyar lira, kültür ve turizmde 3,5 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 3 milyar lira değerinde yatırım yaptıklarını söyledi.
Erzurum'a ikinci bir devlet üniversitesi olan Erzurum Teknik Üniversitesi'ni kurduklarını ve içinde Erzurum Şehir Hastanesi'nin de yer aldığı toplam 2 bin 32 yataklı 24 hastane dâhil 107 adet sağlık tesisini inşa ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki sağlık tesisinin inşası ile altı sağlık tesisinin plan, proje ve arsa sürecinin devam ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 15 bin 219 konut uygulamasını hayata geçirdiklerini, bunlardan 12 bin 96 konutu tamamlayıp, hak sahiplerine teslim ettiklerini, 3 bin 123 konutun inşasının ise devam ettiğini anlattı.
13 millet bahçesinden 10'unu tamamlayıp kullanıma sunduklarını, diğerlerinin yapımının ise sürdüğünü bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 kilometreden devralınan bölünmüş yol mesafesine 571 kilometre daha ilave ederek toplam 620 kilometreye ulaştırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pirinkayalar Tüneli'ni tamamlayıp hizmete aldıklarını, Erzurum ayrımı İspir yolu ve güzergâhtaki Dallıkavak Tüneli ile Kırık Tüneli ve bağlantı yollarını, Aşkale Maden Yolu'nu, Olur-Ardanuç yolunu, Köprüköy-Hınıs ayrımı, Karayazı-Elmalıdere-Tutak yolunu ise 2025'te tamamlayacaklarını ifade etti.
Kop Dağı Tüneli ve Erzurum Aziziye ayrımı, Çat-Karlıova-Bingöl yolu ile güzergâhtaki Çirişli Tüneli'nin de 2026'da tamamlanacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Palandöken lojistik merkezini şehrin yatırım hanesine yazdırdıklarını aktardı.
Erzincan-Erzurum-Kars hızlı tren projesinin etüt proje çalışmalarının devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alvar Barajı ile çeşitli gölet ve sulama tesislerinden oluşan toplam 15 yatırıma ilişkin çalışmaların sürdüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hizmetlerin artarak devam edeceğinin altını çizdi.
Konuşmasının sonunda "Erzurum bizim canımız, sevdamız. Burası bizim göz bebeğimiz. Erzurum'u hep birlikte büyütmeye, güçlendirmeye ve kalkındırmaya devam edeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erzurum il kongresinin başarılı geçmesi, Afyonkarahisar, Batman, Bartın, Bayburt, Çankırı ve Edirne il kongrelerinin de hayırlı olmasını diledi.
İlginizi Çekebilir
Eski Mossad ajanları çağrı cihazı ve telsiz saldırılarının arka planını anlattı
Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının patlatılmasıyla yapılan saldırı hakkında bilgi sahibi iki eski İsrail ajanı, planlanmanın 10 yıl geriye gittiğini iddia etti.
Sırbistan'da insanlar neden her gün saat 11:52'de eylem yapıyor?
Sırbistan'daki sokaklar her gün yerel saatle tam 11:52'de 15 dakika boyunca trafiğe kapatılıyor, araçlar duruyor ve insanlar susuyor.
KURULAN YILBAŞI PAZARI HERKESİ BEKLİYOR
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Özgecan Aslan Barış Meydanı’na kurduğu Yılbaşı Pazarı ile Mersin’i yeni yıl ruhu, heyecanı ve neşesi sardı. Alana kurulan devasa çam ağacı ve atlıkarınca eğlencenin adresi olurken, birbirinden farklı konseptli stantlar da vatandaşların sevdiklerine yeni yıl hediyeleri alabileceği alanlar oldu. Kurulan sahnede gerçekleşen danslar, interaktif yarışmalar ve konserler de alanı ziyaret eden vatandaşların keyifli vakit geçirmesini sağlıyor. Büyükşehir Yılbaşı Pazarı, 31 Aralık’a kadar açık olacak.
Balıkesir'de patlayıcı üreten fabrikada patlama: 12 ölü, 5 yaralı
Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen fabrikada patlama meydana geldi. Patlamada 12 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı açıklandı.