2023’E BİR KALDI HAZIR MIYIZ?
Sonunda beklenen geliyor. 2023 yani Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına bir yıl daha yaklaştık.
İktidarın da, muhalefetin de “2023 Hedefleri” bulunuyor. Bu hedeflerin kökeninde çok büyük ve güzel projeler var.
Eyvallah ama ÖNCELİK sırası çok önemli.
İnşaattan beklediğimiz getiriyi alamadık, yani halka inmedi.
Bence yine imalat sektörü, tarım özellikle de gıda, susuzluğa çare olacak yatırımlar, iklim değişikliğine karşı tüm ülkede yeşil sanayi, ihracat ürünlerinde teknoloji oranını yüzde 3’lerden yüzde 10’lara çıkarmak, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için reformlar ve öğretmenin eğitim kalitesini yükseltmek gibi çok önemli talepler var toplumda.
Tabi ki, dolar kuruyla mücadele, tabii ki ENFLASYON’ı indirmek ve halkı hayat pahalılığından kurtarmak için adımlar atmak, geçim krizini aşmak gibi büyük meselelerimiz de mevcut.
Peki, geçmişe gidersek 2023 hedefleri nasıl konuldu dersiniz?
Yıl 2001 krizinin ertesiydi. Ülke ekonomisi de insanlar da çok zorlu bir yolculuğa çıkmıştık. Konferans işlerinin üstadı Şeref Özgencil, o günlerde Merkez Bankası’nın eski başkanlarından Yavuz Canevi’nin başında bulunduğu bir grup bürokrat ve fikir önderini topladı.. Amacı, her kesime moral vermek için “Forum İstanbul” adıyla konferanslar dizisi başlatmaktı.
Canevi, Özgencil’e şu öneride bulundu: “Madem konferanslarla ülkemize katkıda bulunmak istiyoruz. Gelin bunun adını “Hedef 2023” koyalım. Buradakiler de dahil krizi konuşurken, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına dönük hedefler oluşturalım. Böylece kriz ortamında ülkemize moral da aşılarız.”
Hatta, biz ekonomi gazetecileri de arama toplantılarına arada bir katılıp önerilerimizi iletiyorduk.
Özgencil, önerilerin ışığında bir başlık buldu. Konferanslar, “Forum İstanbul, Hedef 2023” olarak başlayacaktı.
Bu başlık çok beğinildi. Ardından bir yönetim kurulu oluşturuldu.
Kimler vardı yönetim kurulunda?
Gülsan İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Gül’den meslek abimiz Osman Saffet Arolat’a, Merkez Bankası eski başkanlarından Gazi Erçel’den Güngör Uras’a, Prof. İlter Turan’a kadar birçok önemli isim ilk yönetimde yer aldı. Zamanla bu yönetim kurulu genişledi.
Özgencil, işi şansa bırakmadı ve “Forum İstanbul, Hedef 2023”ü tescil ettirdi. Yani tam kriz ortamında herkes burnunun ucunu bile görmekte zorlanırken, o benzer konferanslar düzenleyeceklere karşı kendi önlemini de almıştı.
İlk konferans 2002 yılının baharınra gerçekleşti.
Bu konferansa o zaman Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer’e de gidildi. Sezer, ilk konferasın açılışını memnuyetle yapacağını söyledi.
HEDEFLERİN KARiZMASI
Ve, atılan maya tutmuştu.
2003 ilkbaharında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, 2004’ten itibaren de o dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan, “Forum İstanbul, Hedef 2023”ün açılış oturumlarında bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel seçimlerine dönük beyannameyi açıkladı: Türkiye Hazır, Hedef 2023...
Böylece bugüne geldik işte.
Aklımda kalan en çarpıcı hedef; 2023’te Türkiye’nin ihracatının 500 milyar dolar olacağıydı.
Gelecek yıl bunu bile gerçekleştirmiş olsak büyük bir sıçrama olur.
Keşke ve keşke.
Pandemi işin işine girince 2023 hedeflerine ulaşmak zor bir yola girdi ne yazık ki. Bütün uyuyan ya da uyutulan sorunlar hortladı.
Lira’dan attığımız ve başarı öyküsü olan “sıfır”lar tek tek yine dizilmeye başladı.
Dolar kurunun yükselmesi, aşırı pahalılık, zam kasırgaları ve yetmeyen devlet gelirleri bizleri de hayata şaşı bakmaya zorluyor adeta.
Müthiş bir geçim krizi ile başbaşa kalmış durumdayız.
Virüslerin de biri gidiyor, diğeri geliyor.
Olmazlar oluyor. 2023’e bir yılımız kaldı.
Hazır mıyız acaba?
Eğer bir mucize olursa hazırız diyebiliriz.
10’uncu Yıl Marşımız var da, 100’üncü Yıl Marşımız, henüz ortada yok.
Türk Arabası Togg, imdadımıza yetişecek sanırım.
Ona biner, yüksek paralı köprülerden, oto yolladan, tünellerden geçer yine de Ankara’da buluşuruz.
BİR ŞEHİR KEŞFETTİM
Geçen yılın son haftasında DÜZCE’ye gittim.
İstanbul – Ankara hattında sık sık transit geçtiğim Düzce’nin bu kez içine girdim. Bir gece de kaldım ve benim için saklı kent durumunda olan Düzce’yi olabildiğince hissettim.
Ekonomi Gazetecileri Derneği EGD’nin ‘Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor’ projesi kapsamında destek verdiği ‘1.Düzce İktisat ve Kalkınma Kongresi’ ne katıldım. İki gün boyunca “Düzce nasıl kalkınır?” sorularına, uzmanlarla ve iş insanlarıyla birlikte cevaplar aradık.
Moderator olarak ikinci gün katıldığım oturumda, bu kentin avantajlarını ve dezavantajlarını masaya yatırdık.
Bana göre Düzce, sanayisi ile, tarımı, ormanları, hayvan yetiştiriciliğe ve turizm olanaklarıyla KARMA bir şehir olmalı.
Türkiye’nin en genç şehri olan Duzce, aslında doğru yolda ilerliyor.
İhracatı geçen yıl 350 milyar doları geçen il, Belediye Başkanı Dr.Faruk Özlü, akıllı bir kent yönetimiyle ve halkı da yanına alarak önemli sıçramalara imza atmaya hazırlanıyor.
Başkan Özlü, Düzce’nin sadece sanayisiyle göz dolduran bir şehir olmaktan öte tarımı, ormanı ve turizmiyle de söz sahibi bir şehir olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Yürekten inanıyorum ki; yarınların Düzce’sinde tarım, orman ve turizm bugünden çok daha büyük bir ivmeyle ilerleyecek. Fındık üretiminde Türkiye’nin 5. büyük ili konumundayız. Binlerce Düzceli aile fındıktan gelir sağlıyor. Diğer yandan, Düzce ormanları ve ağaç sanayimiz de bizim için ve ülkemiz için son derece hayati önem arz ediyor.”
Ben de yürekten inanıyorum, Düzce yeni bir MARKA ŞEHİR olabilir.