Bu gün 29 Ekim!!!
Bu gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde, Anadolu'nun düşman işgalinden kurtarılmasının ardından TBMM'nin 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan etmesiyle Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açıldı, "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" sözü de devlet yönetiminde yerini aldı. İnişli, çıkışlı, çileli meşakkatli bir süreç köklü ve dinamik Cumhuriyet ile taçlandı. KUTLU OLSUN!!!
Geleyim günümüz koşullarına…
Ekranın başına geçiyorsunuz, tüm kanallarda orta doğudaki kanlı hesaplaşma konuşuluyor.
İsrail’in yaptığı yanına kazanç kalıyor, ABD ve AB ülkeleri duruma seyirciler.
Şimdi bir de KIBRIS meselesini kaşıyorlar.
50 senedir tanımadıkları KIBRIS üzerinde de sinsi oyunlar sergileniyor.
Esasında tüm hesaplar Türkiye, yani bizim üzerimize…
Bizim büyümemizi, kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı, gelişmemizi, ilerlememizi hazmedemiyorlar.
1980 öncesi alevi Sünni, Sol sağ kavgaları derken 1980 den sonra bir PKK ve şimdilerde başkaca terör örgütleri ile sürekli bizi meşgul ederken, kendileri çıkarları doğrultusunda daha da büyümek istiyorlar.
Aç gözlü, bencil, nankör, muhteris, pervasız AB ve ABD küstah tavırları ve projeleri ile üzerimize oyun oynuyor.
Milletimiz, devleti ile el ele vermeli, bu oynanan oyunları bozmalıdır.
Sahte Dostluklar!!!
Günlük, anlık dostlukların yaşandığı ortamdayız.
Cep telefonu başta olmak üzere, sosyal medyanın yaşamımıza getirdiği yenileşim ile AHLAKSIZLIK- ARSIZLIK- HAKSIZLIK- ŞİDDET- BENCİLLİK- BANANECİLİK- NEMELAZIMCILIK- ÇIKARCILIK- KOLAY YOLDAN PARA KAZANMA hayatımızda yer edindi.
Edinmek ile kalmadı, hayatımızı ele geçirdi.
Öylesine kirlendi ki dünya, nasıl temizlenecek bilemiyorum.
Ne diyeyim, Allah, karşımıza incitmekten hayâ eden, Yaratandan korkan insanlar çıkarsın...
TBMM gündemi!!!
Siyasi partilerde TBMM gündemi hep aynı…
Birbirlerine laf yetiştiriyorlar, iş üreten, çözüm üreten yok!
Adamlar meclise gitmişler, kıyak maaşlar alıyorlar, kıyak sağlık hizmetleri, yemek hizmetleri, taşıma, şöför, sekreter, makam odası, telefon, danışman v.s aklınıza ne gelirse beleş cinsinden tüketiyorlar.
Millet nasıl ayakta, nasıl geçiniyor, ne yiyip içiyor, hali ne, yaşamla ölüm arasında ne çile çekiyor, umurlarında değil.
Her zaman diyorum.
Türkiye meselesi demokrasidir.
Türkiye meselesi adalettir.
Türkiye meselesi hukuk devletidir.
Türkiye meselesi tarafsız ve bağımsız yargıdır.
Türkiye’nin meselesi mevsimlik tarım işçileridir.
Türkiye’nin meselesi Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere diğer sığınmacılar sorunudur.
Türkiye’nin sorunu kayırmacılık sorunudur.
Kayırmacılığın yarattığı eşitsizlik ve rüşvet sorunudur.
Daha ne diyeyim?!
Baki Selam ve Dua İle.