ERDOĞAN, BARDOT’YA NE CEVAP VERECEK?
Yaz aylarında her sabah uyanınca eşimle ilk işimiz, iki yıldır konaklamak için bizi seçen sarman kedimizi doyurmak oluyor.
Bizden önceki sahibinin ve köylülerin “Pişpirik”adını verdiği sarışın yakışıklı Bay Pisi (annem böyle diyor), önceleri evde pişirdiklerimizden hoşuna giden gıdaları yiyordu. Bu yaz modaya uyup hazır mama ile besleniyor.
Bu mamalardan birisini çok seviyor, bunun yanında sosis ve tavuğu da itiraz etmeden kabul ediyor.
Ona da çok alıştık. Kış yaklaşınca yanımızda İstanbul’a götürmek istedik ancak arabaya binince strese girdiği için kendisinin doğduğu Amasra’nın Çakraz – Şenyurt köyündeki doğal ortamında bıraktık.
Komşular baktılar, sağolsunlar. Pişpirik çok hareketli ve dalaşmayı seven bir kedi. Diğer kedilere rahat vermiyor pek. Bu nedenle komşular kendi kedilerini korumak için ondan uzak duruyorlar. Yine de kış boyunca onu aç bırakmamışlar.
Mayıs sonunda yaz tatili için Çakraz’a dönünce Bay Pisi’yi gayet iyi bulduk. Hemen evimize geldi ve hasret giderdik. Karşılıklı çok özlemişiz birbirimizi.
Bilinç her şeydir, yaşamayı anlamlı kılar. Ben Bay Pisi’yi sahiplenmeden önce arkadaşlarımın kedilerine ve köpeklerine arada bakarak biraz deneyim kazanmıştım, ancak bir evcil hayvanım olmamıştı. Olunca bakışım çok değişti, bilinçlendim.
TBMM’den çıkacak Sokak Hayvanları ile ilgili Yasa teklifini takip ediyorum başından bu yana..
Mesele aslında tam da medeniyet meselesi. Başıboş köpeklerden nasıl kurtuluruz kıvamına geldi.
BRİGİTTE BARDOT’NUN ERDOĞAN’A MEKTUBU
Bu teklif gündeme geldi, hayvan katliamı olacak endişesiyle bir zamanların ünlü film yıldızı Brigitte Bardot bile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a acele kaydıyla bir mektup gönderdi.
Kendi adını taşıyan hayvanları koruma vakfı aracılığıyla gelen mektupta sarışın oyuncu Bardot, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapmayın etmeyin, 2004’te çıkardığınız yasa ile evcil hayvanları kornumaya almıştınız, lütfen onları ölüme terketmeyelim” anlamında cümleler kullandı.
Sanırım Bardot, Erdoğan’dan cevabi bir mektup bekliyordur şimdi.
Bakalım Bardot mektubuna ne cevap alacak?
Cumhurbaşkanı’nın başıboş hayvanlarla ilgili bir çözüm bulacağına inanıyorum ki, ÇÖZÜM de belli. O’nun merhametini kimse sorgulamamalı bence de..
Önce devlet otoritesi ile yerel yönetimler ve hayvan severler bir uzlaşı yapacaklar. Ardından da belki vakıflar da kurulacak. Hatta bir FON da kurulabilir..
Sonra da başıboş hayvanlar bu vakıflar ve gönüllüler aracılığıyla sokaklardan alınacak. Maliyetler ortak akılla paylaştırılacak…
Kısırlaştırma, veteriner hizmetleriyle farklı tedaviler ve geçici barınaklar açılarak can dostları yavaş yavaş medeni bir hayata başlayacaklar.
85 milyonuz diye övünüyoruz peki bu 85 milyondan kaç eve köpek ve kedi alınabilir?
Hadi hayvan severler iş başına. Kampanyalara başlayın derim.
Bizim ünlü film yıldızları ve ses yıldızları ön almalı. Kimler evcil hayvan besliyor, ortaya çıksınlar. Kurulacak hayvan vakıflarından birisinin başına geçsinler. İkonik bir yüz lazım,
Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır, Filiz Akın ve Ajda Pekkan, Selda Bağcan ve Sezen Aksu gibi eski starların yanında Tarkan, Kenan Doğulu gibi birçok sanatçı ön ayak olsun..
20 YILDA 1.5 MİLYON KİMLİK ÇOK AZ..
Avrupa ülkelerine ya da ABD ve Kanada’ya seyahat edenler bilir. Sokakta başıboş dolaşan ne köpek ne de kedi görülmez hiç sokak ve caddelerde..
Çünkü, bu ülkeleler bu konuyu çok erken çözmüşler. Yasalar çıkarmışlar ve uygulamışlar, ötanazi gibi sözcüğe başvurmadan önce..
Bizler ise 2004’te Hayvanları Koruma Yasası çıkardık ancak ucunu açık bıraktık.
Evcil hayvanların dünyadaki ve Türkiye’deki durumuna bakınca bizim istatistikler açısından bu alanda öyle parlak bir durumumuz olmadığını gördüm.
Biliyor musunuz ki bu saate kadar sadece 1,5 milyonu biraz aşkın sayıda kedi ve köpeği kimlikleştirmişiz.
Bu sayı çok çok az. Evcil hayvanlar dünyasına istatistiki yönden baktım. Belki rakamlar iki yıl kadar eski olsa da Avrupa ülkelerinde en az bir evcil hayvan besleyen hane sayısı 88 milyon civarında.
Avrupa’da en çok evcil hayvan besleyen ülke Polonya. Her 100 evden 42’sinde kedi veya köpek mevcut.
Kedi besleyenlerin sayısı köpeklerden daha fazla. AB’de her ikisinden birini besleyen ev sayısı yüzde 25 civarında.
Yine ABD evcil hayvan beslemede dünya birincisi. Hane halkının yüzde 70’inde 90.5 milyon evcil hayvan bulunuyor.
Türkiye’ye geliyoruz. Bu oran hemen yüzde 5’lere düşüyor. Aslında belki de daha fazla ama kayıtları ve kimlikleri yok. Dediğim gibi sadece 1.5 milyonun biraz üzerinde hayvancıkları KİMLİK verilmiş.
Yani birbirimize bağırıp çağırmadan şu kimlik işine hızla devam etmek lazım. Ve ayrıca evcil hayvanların rakamları da tartışmalı. 4 milyon kedi ve 2 milyon köpek olduğu var sayılıyor. Bence bu sayılar çok az.
Bu alanda kayıt dışılık yüzünden yeniden TÜİK, evcil hayvanları hane hane sayıp kayda almalı..
Hani biz millet olarak şöyle bir ayağa kalkıp ineriz, sonra da aklıselimi buluruz ya yine öyle olacak.