OYLARIN ÇANTADA KEKLİK OLMADIĞI EN BÜYÜK GERÇEK
Siyasetteki sıcak gelişmeler, asıl tartışmamız gereken meseleleri sürekli engelliyor. Hiç alışılmadık yöntemler, karşımıza acayip karışık durumlar çıkarıyor.
2023 genel seçimleri çok kritik, ancak politikacıların çoğu “Ne kazanırım, nasıl kazanırım..” hesabında..
Tamam da, ülkenin gidişatı kamplaşmaların ağır sancılarını yaşarken, toplum aşırı pahalılığın pençesinde kıvranırken birilerinin kazanması ne ifade eder ki..
Adalet, şefkat ve koruyuculuk ortadan kalkmışsa seçimlerin zamanı geldiğinde kafası karışık vatandaşların ne yapacağı hiç belli olmayabilir. Çünkü, genç ve dinamik kadınlı – erkekli ekipler hala göz önünde değil. Onlara fırsat kapıları açılmıyor.
Oysa, gelecek seçimlerin sonuçlarına göre Türkiye büyük bir dönüşüm yaşayacak. Yeni sloganlar, yeni ve barışçı söylemler ufukta görünmüyor.
Gelin şimdi siyasetteki denklemlere bir bakalım; Bütün anketleri ve sonuçlarını izlemeye çalışıyorum. Ancak ortada kalan boşluklar var.
Örneğin, hala Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CB adayı olup olmayacağı belli değil. Nasıl formüle edileceği de tartışmalı.
İzleyip göreceğiz.. Cumhur İttifakı’nın MHP’li ortağı “Adayımız Erdoğan” dese de, Erdoğan’ın epeyce tereddüdü olduğu da gözlerden kaçmıyor. Asgari ücretin artırılması, EYT’lilerin sorunlarının çözümü gibi meselelerden oy kapılacağı tek başlarına yararlı olmayacak gibi..
Ayrıca 20 yıllık iktidarın bagajı çok dolu. Bunu taşımakta zorlanıyor.
Başta demokrasi açığı, kayırmacılık, hukuksal zaaflar, sosyal sorunlar, tarikatlardaki gelişmeler AK Parti’nin alacağı oyları etkileyebilir. Tabii ki, ekonomik darboğaz ve boş tencereler de iktidarı sanıldığından fazla zorlayacak.
Ve kadın seçmenler ikiye bölünmüş görünüyor. Muhafazar kadınların büyük bölümü, Erdoğan’a hayranlıklarını koruyor.
Kadınların diğer kesimleri ise O’na oy vermemekte kararlı. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, kadınların erkeklerle eşit görülmemesi özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çalışan kadınları Millet İttifakı’na yöneltiyor.
ALTILI MASA’NIN ÇIKMAZLARI
Altılı Masa dediğimiz Millet İttifakı, acaba oy çokluğu ile bir lider adayı belirleyebilecek mi?
İbre, bu masayı kuran ve şimdiye kadar iktidara karşı en büyük mücadeleyi veren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu İttifak’ın Cumhurbaşkanı Adayı olursa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı halkın çoğunluğu yani yüzde 50 artı 1’i tarafından seçilebilir mi?
Anketlerde izlendiği gibi Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan sonra üçüncü geliyor.
Bu yazıyı yazarken, CHP grubunda Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu kolkola girmiş birlik mesajı veriyorlardı. Ahmak sözcüğünden siyasi çıkarım elde etmeyi amaçlayan ve Yargıtay’da kesinleşirse 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almanın yanında siyasi haklarını da kaybedecek olan İmamoğlu’na Kılıçdaroğlu, adeta baba şefkati gösterdi.
Ne var ki, Kılıçdaroğlu ADAY olursa İmamoğlu’nun oylarını ne ölçüde kendisine yazdırabilecek?
Hadi yazdırdı diyelim, İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’na “tamam” diyecek mi?
Siyasi kulislere bakılırsa, Akşener, İmamoğlu olmaz ise Mansur Yavaş’ın aday olmasından yana görünüyor, Kılıçdaroğlu’nun iktidarı yenemeyeceğini düşünüyor.
Kendisini “Ben Başbakan olmak istiyorum” diye siyasi korumaya alan Akşener’in, başına gelecekleri tahmin ettiği düşünülüyor.
Millet İttifakı’nın diğer partileri DEVA, Gelecek, DP ve Saadet Partisi’nin liderlerinin de Kılıçdaroğlu kararını destekleyip desteklemeyecekleri de halen belirsizliğini koruyor.
KILIÇDAROĞLU, OYLARI KİMLERDEN ALIR?
Bu konuyu dikkatle gözlemlediğimde görünen o ki, eğer HDP kapatılır aşamaya gelirse, Kürtlerin büyük kesiminin CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na oy verebilecekleri düşünülebilir.
Konuştuğum Kürt vatandaşlardan çoğu, Kılıçdaroğlu’na oy kullanacaklarını belirtiyorlar.
Anlayacağınız, kim ne derse desin KÜRTLER seçimlerin kilidini ellerinde tutuyorlar.
Cumhur İttifakı’nın üyeleri de bunun farkında. MHP ile ortaklık da bundan nasibini alıyor. HDP’nin Hazine’den alacağı paranın dondurulması ve kapatmayla ilgili her hareket Kürt oylarını çok büyük ölçü de etkileyebilir hatta fay kırığı da ortaya çıkarabilir.
Kılıçdaroğlu’na oy verecek kesimler arasında şu anda zihniyet sorunu nedeniyle AK Parti’den soğuyan Atatürkçü ve laikliği savunan yüzde 25’lik toplum kesimini ifade eden kitle de kemik oyları temsil ediyor.
Ancak bu kesimin bir bölümü, Akşener’le Kılıçdaroğlu’nun işbirliğine karşılar ve oy kullanmaya gitmeyeceklerini bile ifade ediyorlar.
Belki Kılıçdaroğlu, aday olursa biraz yumuşayabilirler.
Kılıçdaroğlu’nun muhafazakar kesimden ne kadar oy devşirebileceği ise çok belirsiz. Hatta tahmin etmek bile zor.
Akşener’in etkisinin ise sanıldığı kadar yüksek değil gibi görünüyor.
YENİ SEÇMENİN GÖZÜ KİMDE?
X, Y, Z ve şimdi de Alfa denilen son nesilin hangi ittifaka oy vereceği öyle düşünüldüğü gibi belirgin değil.
Gönüllerde genç liderler var. Erdoğan’ı, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nu yaşlı buluyorlar.
DEVA’nın lideri Ali Babacan’ı, TİP Lideri Erkan Baş’ı genç lider olarak görseler de çoğu hala kararsız. Ailelerinin geleneklerine göre oy vereceklerini söyleyenleri de görüyorum ancak bu kesimler hala lider arayışında politikacılar bunu fark edebiliyor mu bilemem.
Ezcümle; Gelecek seçimlerde verilecek oylar çantada keklik diye düşünülmesin. Liderler yaşlı bulunuyor, genç liderlere fırsat verilmiyor. Kürtler ve genç nesiller geleceğimizi belirleyecek....