haberanaliz
Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

RUHSAR PEKCAN’I EŞİ Mİ YAKTI?

Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan’ın aslında başarılı ve geçerli bir kariyeri vardı.

Nüfuz ticareti yapmasına da hiç gerek yoktu.

Eşi Hasan Pekcan’la mutlu mesut ticari hayatlarına devem edip giderlerdi. Siyasete girmesine ve “Bakan” olmasına ise hiç mi hiç ihtiyacı olmadığı da kariyerine baktığında görülüyor.

Ege’li bir ailenin çocuğu olarak Manisa’nın Demirci ilçesinde doğmuş, parasız yatılı olarak Üsküdar Kız Lisesi’nde okuyup, sonra da İTÜ Elektrik Fakültesi’nden mezun olmuş. Yüksek lisansını da burada yapmış.

Gelişmeler şahane. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nda işe başlamış, özel sektörde çeşitli görevlerle devam etmiş.

2005 yılında Karon Mühendislik şirketine kurucu ortaklık ve yönetici müdürlük.

Tam üç dönem DEİK çatısında Türk – Suriye İş Konseyi Başkanlığı, Türk – Ürdün İş Konseyi Başkanlığı, Türk – Irak ve Türk- Libya iş konseyleri yürütme kurulu üyelikleri.

Yani iş dünyasının sivil toplum örgütlerinde görevlerde bulunmak.

Ve siyasete giriş..

9 Temmuz 2018’de Zehra Zümrüt Selçuk ile AK Parti tarafından yeni kurulan hükümette iki kadın bakandan bakandan birisi olmak.

Yine şahane..

TARİHE DEZENFEKTAN BAKAN

OLARAK GEÇMEK

Gelgelelim, hikayede “fay kırıklığı” ortaya çıkıyor ve siyasetle ticaretle siyaset içiçe giriyor.

Ancak,  2020’de Pekcan, eşi Hasan Pekcan ile birlikte sahibi olduğu Nanoksia Biyoteknoloji şirketinin 2020’de Ticaret Bakanlığı’na, piyasa fiyatının 3 - 4 katına dezenfektan sattığı  16 Nisan 2021’de ortaya çıkıyor.

Kendisi dezenfektan sattığını kabul ediyor ama iddiaların çarpıtıldığını öne sürüyor.

Skandal ortaya çıkıp, dallanıp budaklandıkça Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da onu hiç savunmadan 21 Nisan 2021’de görevden alıyor.

Bence çok yazık oldu Ruhsar Pekcan’a..

Keşke siyasete hiç girmeseydi. Bazı çevrelere göre Pekcan’ı, eşi Hasan Pekcan’ın yaktığı söyleniyor.

Aslında Ruhsar Pekcan, dezenfektan satışının Ticaret Bakanlığı’na satılmasına önceleri karşı çıkıyor.

Sanırım eşini ikna edemiyor. Ticaret, ticaret midir?

Sanmıyorum, ticaretin de siyasetin de etik kuralları olmalıdır.

Nüfuz ticareti, aslında suçtur ve bayağı da ağır bir suçtur.

Ruhsar Hanımı, DEİK’te görev aldığı ve  TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu günlerden hatırlıyorum.

Aklı başnda, sağduyulu, başarılı bir iş kadını izlenimi bırakmıştı bende.

Üzücü bir durum.

Tarihe başarılı bir kadın bakan olarak geçmek varken, “Dezenfektan Bakan”olarak geçmek ağır olacak.

İleride ne olursa olsun, pişman olacağını düşünmek lazım.

Ruhsar Hanım, herkes sizi arıyor.

Olan oldu ama kamuoyu sizden ACİL ÖZÜR bekliyor.

Çıkın ortaya da Türk halkından öncelikle özür dileyin, eşiniz başınızı yaktıksa bunu da bilmek istiyoruz.

BEDELİ SUÇ VE CEZA

Şimdi de nüfuz ticareti neymiş ona bakalım.

Nüfuz sözcüğünün anlamı, söz geçirme gücü, yani GÜÇ demek.

Nüfuz ticareti suçu ise kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle haksız bir işin görülmesi..

Bu suç, TCK’nın Millete ve Devlete Karşı Suçlar Kısmında 255.maddesinde yer alıyor.

Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde nüfuz ticaretinin oldukça yaygın olduğu biliniyor. Pekcan olayında görevi ayrıca görevini kötüye kullanma durumu da var.

Halkın Kurtuluşu Partisi (HKP), Pekcan için suç duyurusunda bulundu.

Bu suç duyurusunda, Pekcan hakkında “Görevi Kötüye Kullanma”, İrtikap, “Kamu Görevlisinin Ticareti” ve “Nüfuz Ticareti Suçu” işlediği gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı”na dilekçe verildi.

Dilekçede, “Şüpheli Ruhsar Pekcan, bir geceyarısı operasyonuyla görevden azledilmesi idare tarafından da bu suçları işlediğinin kabulüdür” denildi. Pekcan hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması talep edildi.

Bakalım, hikayenin sonu bundan sonra nasıl gelecek?

İzlemeye devam edeceğiz.