© Haberanaliz.net 2005

ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Artuklu Kapalı Salonu’nda düzenlenen AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Şehre geldiği andan itibaren samimiyetiyle kendilerini bağrına basan her bir Mardinlilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin'in güzelliğinin sadece türkülere ilham olmadığını, şairlerin gönlünden süzülen şiirlere de ilham verdiğini belirtti.

Bir muhabbet ikliminde gerçekleştirdikleri kongrenin Mardin'e, ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ebediyete irtihal eden yol arkadaşlarına Allah'tan rahmet niyaz etti.

Görevi devreden partililere hizmetlerinden dolayı teşekkür eden, yeni sorumluluk alanlara üstün başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin teşkilatının her bir üyesinden büyük hizmetler beklediklerini söyledi.

Mardin'in, asla sıradan bir şehir olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mardin, Türkiye'nin nüvesidir, özüdür, özetidir. Mardin'in bir mahallesi Bursa'ysa bir mahallesi Adana'dır. Bir mahallesi Saraybosna'ysa diğeri Halep'tir, Hama'dır, Humus'tur. Bir nakşı Abbasi ise diğer nakşı Selçuklu'dur. Bir nakşı Artuklu ise diğer nakşı Osmanlı'dır. Mardin bu toprakların kültürüdür, ihtişamıdır. Her köşesi tarihten, asırlık bir hatırayı taşıyan medeniyetler beşiğidir. Kimse boşuna heves etmesin, Mardin'le aramızın bozulmasına izin vermeyiz. Mardin'e namahrem ellerin uzanmasına göz yummayız" ifadelerini kullandı.

"MARDİN, TÜRKİYE YÜZYILI'NDA DA DAĞ GİBİ YERİNDE DURACAK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: "Mardin üzerinde hesap yapanlar dün olduğu gibi yarın da hüsrana uğrayacaktır. Nifak siyasetini elinin tersiyle iten Mardin, inşallah Türkiye Yüzyılı'nda da dağ gibi yerinde duracak, tarihine, asaletine, ferasetine, binlerce yıllık değerlerine yakışan müstesna yerini koruyacaktır. Çünkü bu şehir, sinesinde yüzlerce yıldır barış içinde yaşattığı farklı inançlarla tüm dünyaya hoşgörü dersi vermektedir. İnşallah bundan sonra da Mardin birliğin, dayanışmanın, huzurun şehri olmaya devam edecektir. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz. Mardinli kardeşlerimize güveniyoruz."

AK Partili kadrolar olarak bundan 23,5 yıl önce milletin umutlarını yeşertmek, büyütmek, güçlendirmek gayesiyle yola çıktıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "'Her şey Türkiye için' dedik. 'Her şey milletimiz için' dedik. 'Türk, Kürt, Arap, Zaza, Sünni, Alevi, biz hep birlikte Türkiye'yiz' dedik. 'Yolumuz kardeşlik yoludur, refah, kalkınma, huzur yoludur' dedik. Ufkumuzla beraber gönlümüzü de geniş tuttuk. Bizimle aynı yöne bakan, aynı hissiyatı taşıyan, aynı ideallere inanan, bu yolu bizimle omuz omuza yürümek isteyen herkese kapımızı açtık. Etnik köken, inanç, mezhep, meşrep, hayat tarzı üzerinden yapılan bütün ayrımları elimizin tersiyle ittik. Partimizi kurduğumuz andan itibaren siyasete yeni bir dil, yeni bir üslup, yepyeni bir bakış açısı kazandırdık. Siyasi rakiplerimizin uzlaşmaz tavrına rağmen biz daima yapıcı olmaya, gönül diliyle konuşmaya gayret ettik. Laf üretmekten ziyade iş üretmeyi kendimize prensip edindik. Polemikten uzak durarak, dilimizin döndüğü, nefesimizin yettiği kadar milletimize eserlerimizi, hizmetlerimizi, yatırımlarımızı anlatmaya çalıştık."

Kendilerinden çok icraatlarının konuşmasını, eserleri ve projeleri anlatmasını istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim dönemlerinde korkutarak, istismar ederek, tehdit ederek değil, hep yapılanlar, hedefler ve projelerle milletin karşısına çıktıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla iktidardaki 22 yılı başarıyla tamamladıklarını dile getirerek, "Önümüze çekilen setleri tek tek yıkarak, yolumuza konulan engelleri tek tek aşarak bugünlere kadar geldik. Kirli oyunlara, provokasyonlara, saldırılara, kalleşliklere ve ihanetlere rağmen yolumuzdan dönmedik, milletimizin rotasından asla sapmadık" diye konuştu.

"VAROLUŞ GAYEMİZ MİLLETİMİZİN ASIRLIK BEKLENTİLERİNİ HAYATA GEÇİRMEK"

AK Parti'nin hamurunun samimiyetle yoğrulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "AK Parti'nin kurucu değerleri samimiyettir, dürüstlüktür. AK Parti'nin en büyük özelliği, olduğu gibi görünmesi göründüğü gibi olmasıdır. Elbette her siyasi teşekkül gibi bizim de eksiklerimiz olabilir. Her insan gibi bizim de hatalarımız, kusurlarımız olabilir. Milletin gönül frekansını kaçırdığımız istisnai durumlar olabilir ama şurası da bir gerçektir ki siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize karşı hürmetsizlik etmedik. İster vesayet odakları, ister gayrimeşru yapılar tarafından olsun, millî iradenin tasallut altına alınmasına izin vermedik. Nasıl büyük bir aşkla yola çıkmışsak, bugün de aynı heyecanla, aynı hissiyatla yolculuğumuzu sürdürüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamı için çalıştıklarını, tüm Türkiye için eser ve hizmet ürettiklerini belirterek, yaşanılan her hadisenin AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın Türkiye için önemini ortaya koyduğunu söyledi.

AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın birlikteliğinin anlamının her geçen gün biraz daha tebarüz ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bizim varlık sebebimiz Türkiye'yi hayalleriyle, hedefleriyle, özlemleriyle buluşturmaktır. Varoluş gayemiz milletimizin asırlık beklentilerini hayata geçirmektir. Bizim amacımız ülkemizi kalkındırmak, insanımızı refaha, adalete huzura ve özgürlüğe kavuşturmaktır. Reformlarla, sessiz devrimlerle, hak ve özgürlükler konusundaki tarihi nitelikte düzenlemelerle işte bu vizyonu, bu misyonu yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu uğurda hangi bedelleri ödediğimizi Mardin çok iyi biliyor. Bu mücadelede karşımıza kimlerin dikildiğini Mardin halkı çok iyi biliyor."

"TERÖRDEN NEMALANANLAR, TERÖRÜN BİTMESİNİ İSTEMEDİLER"

"Tek parti faşizminin mirasçısı olan CHP'nin sokak olaylarından, mahkeme kapılarını aşındırmaya kadar neler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Son seçimler dâhil demokrasimiz her kritik kavşağında Kürt düşmanı CHP'ye vagon olanların geçmişteki provokasyonlarını unutmadık. Terörden nemalananlar, terörün bitmesini asla istemediler. Sırtını millet yerine dağa, şiddete, silaha yaslayanlar sivil siyasetin ve demokrasinin güçlenmesini hiçbir zaman istemediler. Bundan 9 yıl öncesini şöyle bir hatırlayın. Bizim tüm bedenimizi ortaya koyarak attığımız adımlara, bölücü örgütün cevabı şehirlerimizi çukur ve hendeğe boğmak olmuştu. Suriye'deki karışıklığı fırsat bilip efendilerinin de gaza getirmesiyle vatan toprakları üzerinde ameliyat yapmaya kalktılar. Aralarında Nusaybin, Dargeçit ve Derik'in de bulunduğu pek çok ilçemizi çukur terörüyle bizden koparmaya çalıştılar. Devlet olarak bu alçaklığa elbette müsaade edemezdik."

Güvenlik güçlerinin yürüttüğü kahramanca mücadele sayesinde bölücü örgütün şehir eşkıyalarının açtıkları çukurlara gömüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bununla da yetinmedik. Milletin dişinden, tırnağından artırarak belediyeye sağladığı imkânların bir daha teröristlerin hain emellerine peşkeş çekilmemesi için gereken her türlü tedbiri aldık. Bu konudaki kararlılığımız bugün de geçerlidir. Meşru zeminde hukuk ve kanunlar çerçevesinde siyaset yapmak, ülkeye ve millete hizmet etmek isteyene her türlü desteği sunuyoruz. Siyasi parti ayırmaksızın şehirlerine hizmet için çalışan herkese destek olmayı görevimiz addediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık iktidarları boyunca bu konuda daima ilkeli davrandıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi: "Ne hak yedik ne de milletin hakkının yenilmesine göz yumduk. Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım. Terör; özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasiyle terör aynı kapta bir arada bulunmaz. Dünyanın hiçbir yerinde bir tarafta halkın seçtiği belediye başkanları, diğer tarafta terör örgütünün belediyelere atadığı ne idüğü belirsiz tipler olmaz. 'Sen seçil fakat belediyeyi Kandil'den biz yönetelim' anlayışına en küçük bir müsamahamız yoktur. Halkın iradesini götürüp örgütün komiserlerine teslim edende de zaten şehremini olmaz.

Sayın Özel ve CHP yönetimi ne yazık ki bu yalın gerçeği görmek istemiyor. Oysa geçici görevlendirme yapılan birçok şehrimizde yaşanan budur. Belediye başkanı olarak aday gösterilmenin, seçilmenin veya görev yapmanın kuralları belliyken maalesef bu kurallar yok sayılmıştır. Devlet önlem alınca da birileri hemen istismara başlamışlardır. Kusura bakmasınlar ama biz kendi kabahatlerini devlete yıkma peşinde koşanlara 'eyvallah' demeyiz. Tekrar ediyorum. Sandıkta milletten aldığı yetkiyi yine millete hizmet için kullananlarla hiçbir sorunumuz yok. Hukuka ve kurallara riayet edenlerle aynı şekilde sorunumuz yok. Terör baronlarına boyun eğmeyenlerle sorunumuz asla yok. Başında oldukları belediyeleri bölücü örgütün arpalığına çevirmeyenlerle sorunumuz yoktur. Fakat bunlarla problemi olanlarla bizim de sorunumuz vardır. Bundan sonra da olacaktır."

Dünyanın çok hassas bir süreçten geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok zor kavşaklardan dönüyoruz. Küresel nizamda son 60-70 yılın en büyük kırılmaları yaşanıyor. Eş zamanlı olarak bölgemizde de kritik gelişmeler meydana geliyor. İşte bu fırtınalı sularda Türkiye'nin kılına zarar gelmemesi için gerçekten büyük bir dikkat, büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Atacağımız her adımın sadece kısa vadeli sonuçlarını değil, uzun vadeli etkilerini de çok iyi hesaplıyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ezberlerle değil, akıllı stratejilerle hareket ettiklerini vurgulayarak şunları söyledi: "Bugüne kadar neme lazımcılık yapmadık. Şimdi de yapmıyoruz. 910 kilometre uzunluğunda sınırımızın olduğu komşumuz Suriye'yle ilk günden beri hep yakından ilgilendik. Bir avuç ülke dışında tüm dünyanın sırtını döndüğü Suriye halkını biz hiçbir zaman kaderine terk etmedik. 5 milyon Suriyeli kardeşimizi biz bu topraklarda misafir ettik mi? Ettik. Bu kardeşiniz ne dedi? 'Biz ensarız, onlar muhacir.' CHP, 'Gelir gelmez sizi tekrar Suriye'ye süreceğiz, göndereceğiz' derken ben ne diyordum? 'Onlar bizim misafirimizdir, biz ensar olarak görevimizi yapacağız' dedim. Çünkü biz paylaşmanın bereketine inandık. Dayanışmanın gücüne sarıldık, kardeşlik hukukumuzu yücelttik."

"SURİYE'DE ÖZGÜRLÜĞÜN ŞAFAĞI SÖKMEYE BAŞLAMIŞTIR"

Türkiye'nin 13 yıl boyunca ilkeli, vicdanlı, hakkaniyetli davranarak millet ve ülke olarak son asrın en çetin insanlık sınavını vermeyi başardığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Ey Batı siz ne yaptınız? Siz böyle bir kapı açtınız mı? Hayır. Ama biz açtık. Çünkü bizim kültürümüzde ensar olmak farklı bir şey. Şunu memnuniyetle söylemek durumundayım. 61 yıllık karanlığın ardından Allah'ın izniyle Suriye'de özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır. Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Nusayri, Hristiyan demeden Suriye halkının tamamı geleceklerine artık daha bir güvenle bakıyor. Ey CHP, dikkat et. Biz bu kardeşlerimizi kovmadık. Ne dedik? 'Arzu eden gönüllülük esasına göre tekrar evine dönebilir' dedik. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğün coşkusunu paylaşırken dualarında bizi ve milletimizi de unutmuyor. Daha düne kadar bizi eleştirenler, şimdi bize hak veriyor. Türkiye'yi yalnız kalmakla suçlayanlar şimdi bunun ne kadar değerli bir yalnızlık olduğunu ikrar etmek zorunda kalıyor. Zalimin karşısında mazlumun yanında durmak suretiyle aynı zamanda tarihin de doğru tarafında biz yer aldık. Milletim şunu bilsin ki başka konularda da zaman bizi haklı çıkaracaktır."

Dış politikada, ekonomide, terörle mücadelede ve diğer kritik alanlarda yine haklı çıkacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğrunun, haklının ve mazlumun yanında saf tuttukça inanıyorum ki Rabbim milletimizin önünü açacaktır. Rabbim ne buyuruyor? 'Onlar her türlü hesabı yaparlar. Her türlü tuzağı kurarlar ama tuzakların üzerinde bir tuzak vardır ki, o da Allah'ın tuzağıdır. Onun üzerinde yok.' Geçici sıkıntılar olabilir. Kısa vadede bazı zorluklar olabilir ama sonuçta kazanan adalet olur, merhamet olur, insanlık olur, kardeşlik olur ve adam gibi adamlık olur" diye konuştu.

"SURİYE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıllık zorlu bir mücadelenin ardından 61 yıllık Baas rejimini deviren Suriyelilerin, barışın, huzurun ve istikrarın egemen olduğu bir Suriye'yi inşa edeceklerine yürekten inandıklarını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarında Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Muhalefetin çapını görmek için sadece Suriye'deki gelişmelere bakmak bile yeterlidir. Bunların ideolojik ezberleri haricinde dış politikaya dair hiçbir fikirlerinin olmadığını son iki haftalık süreçte tekrar gördük. Kendi küçük dünyalarının ötesinde neler yaşandığından da haberleri yok. Bölgemizde olup bitenleri takip dahi etmiyorlar. Belediyelerdeki rant kavgasına kendilerini öyle kaptırmış durumdalar ki kıyamet kopsa umurlarında bile olmaz. Düşünebiliyor musunuz? Zalim Esed'in ülkeden kaçmaya hazırlandığı saatlerde ana muhalefetin genel başkanı çıkıyor, 'devrik rejimle görüşme' çağrısı yapıyor. Esed'in kendisinin bile itibar etmediği af çağrılarına güven duyulması gerektiğini söylüyor. Dikkatinizi çekiyorum. Baas rejimi devrileli neredeyse iki hafta oldu. Bugüne kadar CHP'den tutarlı, mantıklı, makul hiçbir açıklama gelmedi. CHP yönetimi Şam'daki dostlarını bir gecede kaybetmenin şokunu hâlâ atlatamadı."

Eline mikrofon alan herkesin Suriye konusunda konuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Özel'in ne dediği, ne söylediği zaten belli değil. Kulağına ne fısıldanırsa, aklına ne gelirse önüne ne konursa, onu yorum diye paylaşıyor. Anlaşılan etrafında bu konularda akıl verecek yetkin bir isim de yok. CHP'de genel başkanlar değişse de iş bilmezlik, beceriksizlik ve cehalet CHP geleneği olarak varlığını aynı şekilde devam ettiriyor. Gördüğümüz kadarıyla CHP seçmeni Bay Kemal'i arar hâle geldi. Şunu çok iddialı bir şekilde söylemek isterim. Önümüzdeki dönemde bunların cilaları daha fazla dökülecek. Yaşanan her olayda foyaları biraz daha ortaya çıkacak. Kurdukları her cümlede makyajları biraz daha akacak. Bunların bırakın ülkeyi yönetmeyi, belediyeleri dahi yönetecek kalibrede olmadıkları gün geçtikçe daha iyi anlaşılacak."

MARDİN'DE GERÇEKLEŞTİRİLEN YATIRIMLAR

Son 22 yılda Mardin'e güncellenmiş değerli toplam 480 milyar liralık yatırım yapıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: "Adalette 4,5 milyar lira, eğitimde 28 milyar lira, gençlik ve sporda 2 milyar lira. Sosyal yardımlarda 103 milyar lira, sağlıkta 8 milyar lira. Şu anda şehir hastanesi de yüzde 40'ın üzerine çıktı. İnşallah hızla onu da bitireceğiz. Çevre ve şehircilikte 77 milyar lira, ulaştırmada 28 milyar lira, tarım ve ormanda 164 milyar lira, sanayi ve teknolojide 4 milyar lira, enerjide, kamu ve özel toplam 50 milyar lira, kültür ve turizmde 2,3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 10 milyar lira yatırım yaptık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin'e 57 spor tesisi kazandırdıklarını, 1500 seyirci kapasiteli Midyat Spor Salonu'nun proje çalışmalarının sürdüğünü, dört sağlık tesisinin yapım, 25 sağlık tesisinin ise ihale, proje ve arsa aşamalarının devam ettiğini söyledi.

Mardin'de, TOKİ vasıtasıyla 10 bin 361 konutu tamamlayıp teslim ettiklerini, 716 konutun yapımını sürdürdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Şehrimizde planladığımız yedi millet bahçesinden dördünü tamamladık. Nusaybin Millet Bahçesi'nin yapımı, diğer ikisinin ise yer seçimi ve proje çalışması devam ediyor. 29 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesine 257 kilometre daha ilave yaparak toplamda 286 kilometreye çıkardık. Mardin-Midyat Yolu'nu, Ceylanpınar-Kızıltepe Yolu'yla, Diyarbakır, Bismil, Batman güzergâhı, Silvan yolundaki şehir geçişi ve üst geçit köprüsüyle Savur Köprüsü'nü 2025 yılında, Mardin Kuzeydoğu Çevreyolu'nu ise 2026'da hizmete alıyoruz. Şanlıurfa-Mardin hızlı tren etüt projesinde sona geldik. Bir diğer projemiz, çift hatlı elektrikli ve sinyalli olarak planladığımız Nusaybin, Cizre, Silopi, Ovaköy yeni demir yolu projemizdir. Kalkınma Yolu Projemizin önemli bir kesimi olan bu yeni demir yolu projemizin ihalesi için inşallah seneye harekete geçiyoruz. Mardin lojistik merkezimizin birinci etabını tamamlayıp faal hâle getirdik. İkinci etabı için çalışmalarımız sürüyor. Mardin Havalimanı'na yıllık 3 milyon yolcu kapasiteli yeni bir terminal binası inşa ettik. Veysel Eroğlu Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali sadece Mardin'in değil bölgenin kaderini değiştirecek nitelikte bir proje oldu. Ayrıca içme suyu ve sulama tesisleri, dere ıslahları, gölet gibi çeşitli alanlarda toplam 56 adet tesisi şehrimize kazandırdık. Toplam 23 yatırımımıza dair çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bundan sonra da aşkla Mardin'e hizmet edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin’deki programı kapsamında Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun'u ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde Valilik Şeref Defteri'ni imzaladı.

İlginizi Çekebilir

ERDOĞAN: “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini, önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN: “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da STK Temsilcileriyle Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye Yüzyılı hedefimize daha kolay, daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır” dedi.

“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.

Türkiye'nin AB'den beklentileri ne kadar gerçekçi?

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in 17 Aralık'taki Ankara ziyareti hem zamanlaması hem de içeriği açısından dikkat çekti.

TÜM HABERLER