Moldova seçimleri: Kremlin müdahalesi iddiaları devam ederken AB yanlısı lider kazandığını açıkladı
SİYASETPaul Kirby Unvan,Avrupa Editörü
Moldova'nın Avrupa ile Rusya arasında bir tercih olarak görülen kritik cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, Avrupa Birliği (AB) yanlısı Cumhurbaşkanı Maia Sandu ikinci kez göreve geldiğini duyurdu.
Rusya yanlısı Sosyalistler tarafından desteklenen ve Moskova ile daha yakın bir ilişki sözü veren Alexander Stoianoglo, oy sayımının başında öndeydi.
Ancak artık oyların çoğu sayıldı ve ön sonuçlara göre Cumhurbaşkanı Sandu oyların yaklaşık yüzde 55'ini aldı. Sandu gece geç saatlerde yaptığı bir konuşmada tüm Moldovalıların cumhurbaşkanı olacağına söz verdi.
Oylama sırasında, cumhurbaşkanının ulusal güvenlik danışmanı, Moldova'nın seçim sürecine Rusya'nın "sonucu çarpıtma potansiyeli yüksek bir müdahalesi" olduğunu söylemişti.
Rusya, Gürcistan'da yapılan bir diğer önemli Doğu Avrupa seçiminden bir hafta sonra yapılan bu oylamaya müdahale ettiği yönündeki iddiaları reddetti. Gürcistan cumhurbaşkanı, bunun "Rus özel operasyonu" olduğunu söylemişti.
Sandıklar kapanırken hem Maia Sandu hem de rakibi seçmenlere teşekkür etti ve Stoianoglu Rusça ve Rumence konuştu. Rumence, Moldova'nın ana dili olmasına rağmen, Sovyet geçmişi nedeniyle Rusça ülkede yaygın olarak konuşuluyor.
Sandu tarafından başsavcılıktan kovulan Alexander Stoianoglo, Kremlin destekçisi olduğunu reddetti.
2020'deki son cumhurbaşkanlığı oylamasında, seçmenler dönemin Rusya destekli Cumhurbaşkanı İgor Dodon'un yerine, Avrupa yanlısı eski Dünya Bankası ekonomisti Sandu'yu tercih etmişti.
Moldova'da oylama yerel saatle 21.00'de (TSİ 22.00) sona erdi. Dört yıl öncesine göre yüzde 54 daha yüksek bir katılım oranı vardı ve özellikle yurt dışındaki sandık merkezlerinde oy kullanım oranı yüksekti.
Stoianoglu, ilk sonuçlara göre Moldova'da oylamayı yüzde 51'den fazla oyla kazandı, ancak Sandu başkent Kişinev'de çok öndeydi ve yurt dışındaki seçmenler arasında baskındı. Rakibinin oylarını geçtiğinde, kampanya merkezinde "zafer tezahüratları" yapıldı.
Kesin sonuç Pazartesi günü açıklanacak.
Sandu oy kullanırken gazetecilere "Batı ve Doğu ile uyum içinde gelişmesi gereken bir Moldova" için oy kullandığını söyledi.
Moldova medyasına göre, Stoianoglu özellikle kırsal alanlarda ve güneyde iyi oy alırken Sandu şehirlerde ve yurt dışında öndeydi.
Rusya müdahalesi iddiaları
Sandu, oylarını ve ülkelerini satın almaya çalışan "hırsızlar" konusunda "uyardı".
Cumhurbaşkanlığı ulusal güvenlik danışmanı Stanislav Secrieru, Rusya'nın seçmenleri oy verme merkezlerine götürmek için otobüsler ve uçaklar ayarladığını söyledi.
Bomba ihbarlarının Moldova'da, İngiltere'deki Liverpool ile Northampton'da ve Almanya'daki Frankfurt ile Kaiserslautern'deki oy verme merkezlerinde sandıklara gitmeyi kısa süreliğine aksattığını da sözlerine ekledi.
Moldova seçimi neden önemli?
51 yıl Sovyet cumhuriyeti olan Moldova'nın komşuları Ukrayna ve Romanya.
Avrupa'nın en fakir ülkelerinden biri.
2,5 milyonluk bir nüfusa sahip. 1,2 milyon Moldovalı ise yurt dışında yaşıyor.
Moldova yetkilileri, Ilan Shor adlı kaçak bir oligarkın 138 bin Moldovalıya dağıtılan bağışlarla seçimleri satın almaya çalıştığı, bunun için 39 milyon dolar harcadığı konusunda uzun zamandır uyarıda bulunuyor.
Moskova'da yaşayan Shor, herhangi bir yanlış yapmadığını söylüyor ancak AB'ye "kesin bir hayır" çağrısını desteklemeye hazır olan herkese nakit ödeme sözü verdi.
Yorumcular ve politikacılar, Stoianoglu'nun zaferinin Tuna ve Karadeniz bölgesindeki siyasi manzarayı kökten değiştirebileceği konusunda uyarıyorlar. Bunun nedeni bir tür "Truva atı" olması değil, Rusya'nın onu desteklemesiydi.
Moskova ve Moldova içinde tek taraflı bağımsızlığını ilan eden, çoğunluğu Rusça konuşan Transdinyester bölgesinde seçmenler kuyruk oluşturdu. Transdinyester'dekiler oy kullanmak için Dinyester Nehri'ni geçip Moldova kontrolündeki topraklara girmek zorunda kaldılar.
Transdinyester, bir Rus askeri üssüne ve büyük bir silah deposuna ev sahipliği yapıyor.
Moldova seçim komisyonu, Rusya, Belarus, Azerbaycan ve Türkiye'de seçmenlerin hava ve kara yoluyla organize ve yasa dışı bir şekilde taşındığına dair bildirimlerden haberdar olduğunu söyledi.
Seçimin ilk turu, AB'ye katılım taahhüdünü benimseyen anayasa değişikliğini desteklemek için yapılan bir referandumla aynı zamana denk gelmişti.
Çok az bir farkla seçmen bu referandumda "Evet" dedi ancak Maia Sandu, 300 bin oyun satın alındığına dair "açık kanıtlara" sahip olduğunu belirtmişti.
haber ve kaynak: bbc.türkçe
https://www.bbc.com/turkce/articles/cdd0e1d78d4o
İlginizi Çekebilir
ERDOĞAN: “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini, önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN: “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da STK Temsilcileriyle Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye Yüzyılı hedefimize daha kolay, daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır” dedi.
ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.
“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.