© Haberanaliz.net 2005

Suriyeli Kürtler bundan sonra ne yapacak? PYD, HTŞ'ye nasıl bakıyor?

Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) eski eş genel başkanı, halihazırda ise Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, Suriye'deki yeni süreçte Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütüyle diyaloğa açık olduklarını söyledi.

Telefon yoluyla BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Müslim, "HTŞ'nin çok güzel laflar ettiğini, bunları pratiğe uygulamasını beklediklerini" belirtti.

Müslim, "HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız" dedi.

Suriye Milli Ordusu (SMO) oluşumunun Menbiç gibi yerlerdeki Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) yönelik saldırıları nedeniyle Türkiye'ye tepki gösteren Müslim, bununla birlikte Ankara ile iletişime hazır olduklarını da söyledi.

Türkiye, PYD ve silahlı kanadı YPG'yi, PKK'nın Suriye'deki uzantısı olarak görüyor ve "terör örgütü" olarak tanımlıyor.

YPG, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ana omurgasını oluşturuyor.

Müslim, 2012 ile 2015 yılları arasındaki dönemde Türk yetkililerle temaslarda bulunmuş hatta başkent Ankara'ya gitmişti.

2018'de ise Müslim'in adı İçişleri Bakanlığı'nın "terör arananlar" kataloğunda kırmızı listede yer aldı.

HTŞ de birçok ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin de "terör örgütleri" listesinde yer alıyor.

2012'de başlayan ve PYD'nin merkezinde olduğu sürecin sonunda ortaya çıkan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) adlı fiili yönetim, ülkenin kuzeydoğusunun önemli bir bölümüne hâkim durumda.

HTŞ ise yıllardır fiili olarak yönettiği İdlib'den Kasım ayının son haftasında çıkarak başlattığı operasyon ile birçok kenti ele geçirmesinin ardından Beşar Esad yönetimini devirdi.

'YPG Halep'ten, HTŞ'den gelen mesaj üzerine çekildi'

Müslim, HTŞ'ye yaklaşımlarını anlatırken, geçmişte HTŞ'nin öncülü Nusra Cephesi ile çatışmaları olduğunu, o dönemden onları tanıdıklarını belirtti:

"Biz onlarla Nusra Cephesi iken; Kobani'de, Serekaniye'de, Afrin'de çatışıyorduk. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Teknik olarak görüşmeler oluyordu, bize yol veriyorlardı, biz yol veriyorduk, öyle şeyler oluyordu. Ahmed El Şara yani Colani... 2012'den onlar Nusra Cephesi iken onları biliyorduk."

PYD yetkilisi, son süreçte örgüt ile aralarında siyasi müzakerelerin yaşanmadığını ancak HTŞ'nin Halep operasyonu sırasında YPG'ye mesaj yolladığını söyledi:

"Halep meselesinde olumlu davrandılar. 'Onlara saldırmak istemiyoruz' diye haber yolladılar. Gerçekten de uzak durdular. Olumlu bir şey. Umarız devam eder."

"Ama bütün Suriye için veya Suriye'nin politik çözümleri için şimdiye kadar bir görüşmemiz olmadı."

'HTŞ Suriye'nin bir parçasıdır, bir arada yaşamak istiyoruz'

Müslim, HTŞ'yi Suriye'nin parçası olarak gördüklerini söyledi:

"Biz kim bizimle oturmayı kabul ederse diyaloğa hazırız. HTŞ'ye gelince, onlar da Suriye'nin bir parçasıdır. Düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bir arada yaşamak istiyoruz; Suriye'nin içinde, istikrar içinde. Onlar kendi yerlerinde olsun, biz kendi yerimizde olalım."

"Kırmızı çizgileri" ile ilgili soruyu cevaplarken ise "varlıklarının kabul edilmesinden" bahsetti:

"Dilimize, kültürümüze, inancımıza saygı gösterirse biz de saygı gösteririz. Şimdiye kadar biz rejimle savaşıyorduk. Neden? Bir Kürt realitesi vardı ve kabul etmiyorlardı.

"Ondan sonra biz burada kendimiz bir sistem kurduk, demokratik özerklik sistemi. Bu proje bütün Suriye'ye örnek olabilir. Bizim burada bir sistemimiz var. En azından bunu görsünler. Yanlışlık varsa düzeltebiliriz. Beraber oturup düzeltebiliriz. Onlarda yanlışlık varsa onlar düzeltebilirler. En azından diyalog yolu açılsın diye düşünüyorum."

'HTŞ'nin geçmişini düşününce kaygılarımız var'

Geçmişte yaşananları düşündüklerinde HTŞ ile ilgili kaygıları olup olmadıklarına dair soruya ise şu yanıtı verdi Müslim:

"Çok güzel laflar ediyorlar. Kardeşlikten vs. bahsediyorlar. Bunların pratiğe uygulanması konusunda geçmişe baktığımızda kaygılarımız var tabii, pratikte bunların ispatlamaları gerekiyor."

Birçok ülkenin HTŞ'yi "terör örgütü" olarak tanımladığını hatırlatıp kendilerinin böyle görüp görmediğini sorduğumuz Müslim şu cevabı verdi:

"Söylem olarak şimdi öyle bir şey görmüyoruz. Beraber yaşayabiliriz. Gerçekten bir çözüme yönelirse, biz kabul ederiz. Ama kalkıp, 'Hilafet kuracağım, herkes Müslüman olacak, bazı Yezidileri öldürüp cennete gideceğiz vs.' gibi bir tutum olursa tabii o zaman terörist kalır.

"HTŞ'ye bu aşamada bir fırsat verildi. Eğer bu fırsatı kullanırsa, eğer değiştiğini kanıtlarsa, eğer bu kardeşlik, kapsayıcılık söylemlerinde samimiyse biz de ona olumlu adım atarız. Ama eğer değilse de karşı karşıya geliriz."

Müslim, "Deyrizor'da bazı IŞİD mensuplarının kendilerine saldırılar düzenlediğini ve saldırıları HTŞ adına yaptıklarını söylediklerini" savundu ve HTŞ'nin bunu önlemesi gerektiğini belirtti.

'Hepimiz masada olmalıyız'

Müslim, genel olarak Suriye'de başlayan geçiş sürecinde nasıl bir rol üstlenmeyi hedefledikleri konusunda ise geçmişteki Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Cenevre görüşmelerine PYD'nin davet edilmediğini hatırlattı ve "bunun bir hata olduğunu" söyledi.

Müslim, şöyle devam etti:

"Herkes 2254'ten (BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye ile ilgili kararı) bahsediyordu. Şimdi tekrar o çabalardan bahsediliyor. Şimdi sen Kuzey Doğu Suriye'yi ihmal edemezsin. Onların temsilcileri var, burada özerk yönetim var, silahlı güçleri var.

"Eğer bir sorunu çözmek istiyorsan bütün tarafları bir masa etrafında toplarsın. Çözümü düşünen güçler, uluslararası güçler, Birleşmiş Milletler, diğer ülkeler, hegemon güçler eğer gerçekten çözüm istiyorlarsa o zaman hepimizin bir masada olması gerekiyor."

SMO'ya eleştiriler

Müslim, SMO oluşumunun kendi çizgilerindeki silahlı güçlere yönelik saldırılarını eleştirdi:

"Bu saldırılar, örneğin bu Menbiç'teki saldırılar neyin nesi oluyor? Niye saldırıyorsunuz? Biz mecbur kaldık, 120 bin kişiyi başka yerlere naklettik ki bunların hepsi Afrin'den göç etmiş insanlar."

Geçmişte PYD'nin de Özgür Suriye Ordusu ile ortaklıkları olduğunu hatırlattığımız ve bu gruplarla ateşkes yönünde bir iletişimin olup olamayacağını sorduğumuz Müslim, "bunun Türkiye'ye bağlı olduğunu belirtti ve saldırıların Türkiye'nin yönlendirmesiyle yapıldığını" savundu.

Bu grupları "Kürt düşmanlığıyla" suçlayan Müslim, mensupları için ise "Bu bölgeden değiller" dedi.

'Ayrı bir şey kurmak istemiyoruz'

Türkiye'de hükümet, PYD'nin Suriye'nin kuzeyindeki alanda bağımsız bir devlet kurma hedefiyle hareket ettiği görüşünde.

Müslim ise geçmişteki bazı açıklamalarında böyle bir hedefleri olmadığını savunmuştu.

Suriye'deki yeni gelişmeleri düşündüğümüzde böyle bir hedefin gündeme gelip gelmediğini sorduğumuz Müslim şu cevabı verdi:

"Bizden başka kimsenin birlik projesi yok. Bizim yol haritamız var. Şimdiye kadar bizlerden tek bir kişi çıkıp da biz ayrı bir şey kurmak istiyoruz demedi. Hâlâ da sözümü tutuyoruz."

'Türkiye ile iletişime varız'

Ankara'da hükümetin PYD'ye bir başka eleştirisi de geçen yıllarda Türkiye içinde gerçekleştirilen bazı saldırıları düzenleyen PKK mensuplarının, Türkiye'ye Suriye'den gittikleri iddiası.

Müslim, "bunun doğru olmadığını" savundu ve "Olmamıştır, olmayacaktır. Biz hiçbir zaman böyle bir şeyde bulunmayız" dedi.

Peki, son dönemdeki "yeni süreç" tartışmalarını da düşündüğümüzde PYD'nin Türkiye ile son dönemde doğrudan veya dolaylı bir iletişimi oldu mu?

"Hayır" yanıtını veren Müslim, "Çünkü Türkiye istemiyor. Türkiye ile bir iletişim kanalı girişimi benim bilgim dahilinde değil ama bazıları dolaylı olarak yani arabulucularla bazı haberler yollanıyor dedi. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum" diye devam etti.

Müslim, "Ankara ile iletişim mümkün mü?" sorusuna ise "Türkiye isterse biz varız. KDSÖY de söyledi biz de söylüyoruz. İlk adımlar atıldıktan sonra, iyi niyet olduktan neden olmasın? Türkiye istese, kabul etse, biz varız. İlham Ahmed (SDG Dış İlişkiler Sorumlusu) Ankara'ya giderse memnun olurum. Geçmişte de gitmişti."

'ABD güçlerinin ayrılmasını beklemiyorum'

Suriye'nin yeni döneminde merak edilenlerden biri de ABD'de Donald Trump'ın göreve başlayacağı da düşünüldüğünde Suriye'deki ABD güçlerinin geleceği.

SDG, ABD'nin Suriye'deki en önemli müttefiki konumunda.

Müslim, bu ilişkinin geleceğiyle ilgili soruları yanıtlarken "çıkarlara" vurgu yaptı:

"DAEŞ'e karşı savaşta beraber bir şeyler yaptık. Şimdiye kadar biz dürüst kaldık. Onlar da dürüst kaldı. Bu devam ediyor.

"Çekilebilirler ama bu bizim yok olacağımız manasına gelmez. Biz önceden de vardık. Ama Amerikan politikaları uzun vadelidir, bir başkanlıkla değişecek şey değildir. ABD'nin Ortadoğu' dan çekileceğini sanmıyorum."

Müslim bu durumda aralarındaki işbirliğinin sürüp sürmeyeceğine ilişkin ise "Onların çıkarları öyle istiyor. Kendi çıkarları için; bizim kara gözümüz için değil. Bizimkisi bir çıkar ilişkisi. Onların çıkarları bizim çıkarlarımızın da yararınadır diye düşünüyorum" yorumunu yaptı.

HABER VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE

https://www.bbc.com/turkce/articles/ckgx1x7zygko

İlginizi Çekebilir

ERDOĞAN: “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini, önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN: “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da STK Temsilcileriyle Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye Yüzyılı hedefimize daha kolay, daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır” dedi.

ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.

“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.

TÜM HABERLER