© Haberanaliz.net 2005

Türkiye, Suriye'de iktidarın devrilmesine nasıl yaklaşıyor?

Suriye'de Beşar Esad iktidarının Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü liderliğindeki güçler tarafından devrilmesinin ardından Ankara'dan ilk ve en kapsamlı resmi açıklama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan geldi.

Fidan, Katar'da düzenlenen Doha Forumu'nda yaptığı konuşmada HTŞ'nin Şam'da kontrolü ele geçirdiğini ve Esad'ın ülkeyi terk ettiğini doğruladı.

Gelişmelerin Esad iktidarının 2016'dan bu yana elindeki "çok değerli fırsatı" kullanamamasından kaynaklandığı yorumunu yaptı.

Fidan, uluslararası ve bölgesel bütün aktörleri "dikkatli ve sakin" davranmaya çağırdı.

Hakan Fidan, geçiş döneminde en önemli önceliklerden birinin milyonlarca Suriyeli'nin ülkelerine geri dönmesi olduğunu belirtti.

Fidan, IŞİD ve PKK'nın bu durumdan avantaj sağlamaması için ABD ile görüştüklerini belirtti.

 

'Esad kendisine verilen süreyi değerlendiremedi'

Fidan konuşmasında Suriye'nin kuzeyinde son haftalarda tırmanan gerilimin kendileri için beklenen bir gelişme olduğunu söyledi.

Fidan, "2016'da Astana süreciyle savaşın dondurulmasından sonra rejimin son derece değerli bir zamanı vardı, bu zamana kadar yüksek bir adrenalinle hareket ediyordu, kurumsal kapasite eksiklikleri vardı" dedi ve şöyle devam etti:

"Astana süreciyle gerilimi düşürdük, savaşı durdurduk, bu süre rejim tarafından kendi halkıyla barışmak için kullanılmalıydı. Ancak fırsatı kaçırdı, bütün girişimler başarısız oldu.

"Cumhurbaşkanımız bildiğiniz gibi bir çağrıda bulundu, bu çağrı da sonuçsuz kaldı.

"Rejim ve kurumları Suriye halkının en temel ihtiyaçlarına yanıt veremedi, halkın yarısı ülke içinde ve dışında yerinden edildi. Bu da komşu ülkeler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu. Rejim iktidarda kalmak için uyuşturucu gelirlerine bağımlı hale gelmişti.

"Yavaş bir çürümeyle rejimin çöküşünü gördük.

"Bu, Halep'in bir mermi atılmadan nasıl düştüğünü ve diğer şehirlerin takip ettiğini açıklıyor."

'Milyonlarca Suriyeli ülkelerinde dönebilir'

Hakan Fidan konuşmasında Suriye halkının "geleceğini yeniden şekillendireceğini" ancak bunu tek başına yapamayacağını, uluslararası toplumun desteğinin gerektiğini belirtti.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'nin "istikrarı" için "uzun bir süredir" çaba gösterdiğini; problemleri ve aktörleri "yakından" tanıdığını ve ülkenin yeniden inşası için elindeki her türlü kapasiteyi kullanarak yeni idareyle çalışacaklarını belirtti.

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin önceliklerinden birinin Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönmesi olduğunu söyledi:

"Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veriyor. Ülkelerini terk etmek zorunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine dönebilirler. Kapsayıcılık ilkesinden hiçbir zaman taviz verilmemeli, intikam güdülmemeli."

Türkiye, Suriye'deki son gelişmelerle ilgili olarak gerek bölgesel gerek uluslararası aktörlerle yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü.

Astana süreci kapsamında İran ve Rusya dışişleri bakanları ile bir araya gelen Fidan bu görüşmelerde iki ülkenin "yapıcı yaklaşımlarını" önemsediklerini belirtti.

Fidan, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'ın "çabalarını takdir ettiklerini" söyledi.

Türkiye'nin Mısır, Katar, Suudi Arabistan ve Ürdün ile görüşmelerinde yapıcı bir yaklaşım içinde olduklarını aktardı.

Dışişleri Bakanı kaynaklarına göre, Hakan Fidan 8 Aralık'ta da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmede, Suriye'deki son gelişmeler ele alındı ve ülkenin geleceğine dair değerlendirmelerde bulunuldu.

'Herhangi bir PKK uzantısı Suriye'de meşru taraf olarak değerlendirilemez'

Dışişleri Bakanı, sorunsuz bir geçiş dönemi için Suriye'de tüm tarafların sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti.

Buna ek olarak yeni idarenin "komşuları açısından tehdit çıkarmayan yapı olarak görülmesinin ve olası tehditleri engellemesi gerektiğini "vurguladı.

ABD ile özellikle "terörizm ve güvenlik" konusunda temaslarının sürdüğünü ve Türkiye'nin işbirliğini devam ettireceğini belirtti.

Fidan, Ankara'nın Suriye'de üçüncü bir devletin kurulması olasılığıyla ilgili tepkisi sorusuna, "DAEŞ ve PKK'nın bu süreci kötüye kullanmadığının emin olmak için dikkatli" davrandıklarını ve ABD ile temas halinde olduklarını belirterek yanıt verdi.

Türkiye'nin bu gruplardan gelecek herhangi tehdide reaksiyon göstereceğini vurguladı.

Fidan, Suriye'nin kuzeyinde "son derece meşru Kürt taraflar" olduğunu, ancak "herhangi bir PKK uzantısının meşru bir taraf olarak değerlendirilemeyeceğini" belirtti.

"Uluslararası terör savaşçıları var İran, Irak'tan terör kadroları, SDF'yi yönetiyor, kendileriyle ilgili bir değişiklik yapmazlarsa onları meşru göremeyiz" diye ekledi.

Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF/SDG) omurgasını, Suriye'deki Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silahlı kanadı Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor.

Ankara, YPG'nin PKK ile aynı örgüt olduğunu söylüyor.

HABER VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE

https://www.bbc.com/turkce/articles/c07gkey8rg9o

İlginizi Çekebilir

ERDOĞAN: “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini, önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN: “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da STK Temsilcileriyle Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye Yüzyılı hedefimize daha kolay, daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır” dedi.

ERDOGAN: “Terör, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bölücü örgütün demokrasinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine de izin vermedik. Şunu bir defa herkesin kabul etmesi lazım; terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz” dedi.

“Bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Zirvesi kapsamında düzenlenen Filistin ve Lübnan'daki Duruma İlişkin Özel Oturum’da yaptığı konuşmada, “Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için, D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız” dedi.

TÜM HABERLER