Devlet Hepimizin…
İdareciler Hilat giymiş kişilerdir.
Başta devlet idarecileri olan kamu kurum ve kuruluşlarının başındakiler ve hayatımızın her alanında yönetici vasfı taşıyanlar, peygamber efendimizin (s.a.v) hilatını giymiş demektir.
Aldığı kararlar, yaptığı idari uygulamalar, icra ettiği çalışmaları buna göre titizlikle yapması gerekir.
Güç benim elimde, “mühür kimde ise sultan odur hesabı” ile hareket edilirse, güç benim denirse, işler şaşar beşer…
İyiye gitmez.
Hak hukuk ve adalet hepimize lazımdır.
Devletlerin dini Adalettir.
ADALET varsa ekmek var!
ADALET varsa demokrasi var!
ADALET varsa hürriyet var!
ADALET varsa inançlara saygı var!
ADALET varsa şeref var!
ADALET varsa Devlet var!
ADALET YOKSA, unutmayın, bunların hiç biri yok!!!
Toplumsal düzen bozulur, kargaşa çıkar, BARIŞ zarar görür.
Toplumsal barışın, huzurun teminatı ADALETTİR!!!
Ben güçlüyüm, etkinim, güç bende (!)
Firavun da çok güçlüydü, çok akıllıydı, çok zengindi ama yüzme bilmiyordu…!!!
Hiç birimiz Fİravun DEĞİLİZ, yanlış anlaşılmasın.
Sadece bir tespitte bulunuyorum. Kimseye atfende bunu yazmıyorum.
Şimdi ortada bir BARIŞ İKLİMİ VE SÜRECİ VAR.
Vallahi çok güzel bir yol alındı.
Bırakın Hükümeti ve cumhur ittifakını rahat çalışsınlar.
Ülkemizin buna çok ihtiyacı var.
Geçmişte tekrarlanan hatalardan ders çıkarmalıyız.
Geçmişi önümüze koyup, mazide şu oldu, bu oldu demenin bir getirisi olmaz.
O maziyi unutun artık.
Unutmaz iseniz o maziyi, gün gelir intikamını acı alır, o zamanda bu BARIŞA HİZMET ETMEZ!!!
Eski kabahatleri unutmaz isek, o da yeni kabahat olur!!!
Bir ailenin içinde, kendim şahit oldum, biri dağda terörist olarak can veren, diğeri ise devlet için askerde şehadetini veren iki çocuğa sahip olanı gördüm. Bunlar insan. Sen ben insanım…
O zaman kin, nefret duygularını bir kenara koyup, ülkemizin, devletimizin, milletimizin yararına olacak barış süreci için ilgili ve yetkililere, taraflara katkı sunalım.
Hep diyorum, Çağın Ebrehelerine BİZLERİ çiğnetme Yâ Rab!
Biz birlik olmak zorundayız. Başarılı olabilmek için Toplumdaki her birey ve kesim el ele vermeliyiz.
Devletimiz ulu bir çınar ağacı ise, bizler onlun dalları, yapraklarıyız. Unutmayın, Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder...
Her birimiz sorumluluğumuzu iyi bileceğiz. Bilge olacağız. Yol gösteren, el veren, hoşgörülü olan, sevgisi veren, yardım eden, arı duru, olduğu gibi görünün, göründüğü gibi olan, gittiği yere renk katan olacağız…
Yok, artık herkes gittiği yerin rengini alır olmuş (!)
Kişisel dünyevi çıkarlar bir kenara bırakılmadan, devletin, milletin, memleketin huzuru sükunu olmaz.
Bu barış süreci içinde, korkup kaçmayacağız, susmayacağız, gayret sarf edip, barışın huzurun gelmesini sağlayacağız.
Görevden, sorumluluklardan kaçanların değil, zorluklarla savaşanlarındır güzel günler!!!
Baki Selam ve Dua ile.