GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE
Haber Analiz okurları ile bu kez buluşmadan önce iç karartmadan neyi, nasıl yazarım diye uzun uzun düşündüm. Sevdiğim dost-okurların “nükteli bir şeyler “ yazmamı öneren mesajına ciddi kafa yordum inanın “bir uluslararası iktisatçı ülkesinde en azından Tarım ve Gıdaya sahip çıkılması için çareleri duyurmayı nükteli nasıl yapabilir” diye…çevremden öneri dahi sordum “Tarım-Turizm ikilisi birbirlerini ve memleketi nasıl kurtaracak” başlığını nasıl nükte ile söylerim diye….ve aklıma tabi olarak “güleriz ağlanacak halimize” geldi…
Krizlerin birbirine eklenmesi tüm dünyada yeni darboğazlar ve artan enflasyon baskısı doğuruyor
Gülmeyi, birlikte, deneyelim bakalım; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 9 Nisan’da yaptığı açıklama ile önceden 2022 için %4,7 ve 2023 için %3,4 olarak öngördüğü dünya ticaret hacmi büyümesini şimdi %3,0'lık bir artış ile kısıtladı ancak bu tahminler de çatışmanın öngörülemeyen doğası nedeniyle çok az kesin.
Bilindiği gibi, Rusya ve Ukrayna gıda, enerji ve gübre de dahil olmak üzere temel ürünlerin başlıca tedarikçileridir ve bunların arzının savaş tehdidi altında olması sebebi ilekrizin ilk ekonomik etkisi emtia fiyatlarında keskin bir artış olmuştur. Dünya ticareti ve üretimindeki küçük paylarına rağmen, Karadeniz limanlarından yapılan tahıl sevkiyatları zaten durduruldu ancak, bu durumun özellikle yoksul ülkelerde, gıda güvenliği açısından doğuracağı vahim sonuçlara detaylı inmeyelim…güleceğiz demiştik değil mi?
Bu arada DTÖ’den yapılan açıklamada dünya ticaretini etkileyen tek faktörün savaş olmadığına da dikkat çekiliyor. “Çin'de COVID-19'un yayılmasını önlemeyi amaçlayan karantinalar, tedarik zincirlerindeki baskıların hafifliyor göründüğü bir zamanda deniz ticaretini bir kez daha kesintiye uğratacak gibi” diyor DTÖ. Bu, üretim girdilerinde daha fazla kıtlığa ve daha yüksek enflasyona yol açabilir.
DTÖ Genel Müdürü, gıda için daha düşük arz ve daha yüksek fiyatlar, dünyanın yoksul insanlarının gıdasız kalmaya zorlandığı anlamına gelebilir diyerekbuna izin vermenin mümkün olmadığını vurguluyor ve“şimdi içe dönme zamanı değil” diye ilave ediyor. Bir krizde, gıdaya istikrarlı ve adil erişimi sağlamak için daha fazla ticaret gerekiyor diyen DTÖ Genel Müdürü temel ihtiyaç maddelerinin arzı üzerindeki güçlü enflasyonist baskıların tedarik zincirleri üzerinde daha da etkin olduğu bir zamanda, hükümetlerin ve çok taraflı kuruluşların ticareti kolaylaştırmak için birlikte çalışması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı da 14 Nisan günübenzer bir açıklama yaptı ve Rusya Ukrayna savaşının gıda ve enerji fiyatlarını yükseltmesi ve bunun zaten kırılgan olan ekonomiler üzerinde baskı oluşturması nedeniyle 2022 ve 2023 için küresel büyüme tahminlerini düşüreceklerini dile getirdi.
IMF de 2022 ve 2023 için küresel büyümede daha fazla bozulma bekliyor; savaş ve yansımaları IMF’i bu yıl, dünya GSYİH'sının %86'sını temsil eden 143 ülke için tahminleri aşağı yönlü revize etmeye zorlamış bulunuyor.
Bu aşağı yönlü revizyonlardan etkilenen ülkeler arasında Türkiye gibi Afrika, Orta Doğu, Asya ve Avrupa'daki net gıda ve yakıt ithalatçıları yer alıyor.
Makul çoğunluk tezgahlarda ucuz ürünü nasıl bulacağını düşünüyor
DTÖ veya IMF’in söylemesine, benim yazmama hiç gerek yok sokak, pazar işlerin pek de iyi gitmediğinin, enflasyonun nefes aldırmadığının tabiki farkında ama makul çoğunluk her zamanki gibi sessiz… Akıl ve mantıkla izah edilemeyene en makul tepkiyi, gülerek, tiye alarak, veriyor…
Şimdi de ülke içindeki fiyatları inceleyerek deneyelim birlikte gülmeyi bakalım; Nisan ayı başında Antalya Ticaret Borsası (ATB), Mart ayı Antalya Halleri Domates, Sebze ve Meyve Endeksini açıkladı. Fiyat endekslerinde domates, geçen yılın Mart ayına göre (yıllık) % 191.76 arttı. Bu artış, son 7 yılın Mart ayı, açık ara yükseliş rekoru oldu.Eh tiye alıp güleceğiz demek…Türkiye Halciler Federasyonu, katlanan maliyetler sebebi ile, tarladan 3 TL altında ürün çıkmadığını belirterek siyah kasa fiyatlarının 2 TL’den 10 TL’ye çıktığını örnek gösteriyor. Eh el çırparak sevinç çığlıkları atacağızgari (Bodrum ağzı ile)…
IMF, dünyanın büyük çoğunluğunda enflasyon artışı öngörerek anlaşılan felaket tellallığı yapıyor. Zira aynı gün ülkemiz resmî ağızdan iş dünyasına seslenerek enflasyonu kalıcı olarak ortadan kaldıracağını açıkladı ve hatta iş dünyasının hesabını, kitabını buna göre yapması gerektiğini aktardı… Sevinelim, hatta tepine tepine gülelim enflasyon konusu tüm dünyanın aksine Türkiye’nin gündeminden kalıcı olarak çıkıyor…işler iyi…Çarklar dönüyor biz ekeceğiz, biçeceğiz…”Hocam yapma ya!” dediniz sanki ama ben Resmî açıklamaları sessiz çoğunluğa uyarak sessizce dinliyorum…Tarımsal üretime dair alınacak önlemler tarlamızdan masamıza nasıl yansıyacak merak ediyorum; zira, dünyanın önemli kurumlarının Gıda güvensizliğine dair açıklamaları yankı uyandırdı galiba….Ekonomik Koordinasyon Kurulu son toplantısında emtia fiyatlarındaki gelişmelere yönelik tedbirlerin yanı sıra, tarımsal üretimin artırılması, gıda arz güvenliğinin güçlendirilmesine yönelik önlemleri de değerlendirdi diye haberler okuduk.
Ayrıca, artan girdi maliyetleri nedeniyle fiyatların yaz döneminde de geçen yıla daha yüksek bir seviyede olacağına dikkat çekilmişti geçen hafta; sanırım ufak bir farkındalık oldu da Ekonomi, Tarım ve Orman ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanları birlikte tarımsal üretimi arttırmaya ve enerji giderlerini azaltmaya yönelik bu hafta bir toplantı gerçekleştirdiklerini açıkladılar…
Oldukça geç kalınmış da olsa “hiç yoktan” iyidir diyeceğim makul makul…
Zaten ülkenin en büyük zenginliği tarımının gözden çıkarılcasına üreticinin adeta yok sayılışı, desteklerden yoksun bırakılmış olması akıl ve mantık ile açıklanamayacak kadar tuhaf geliyor bana ama makul kalarak “Akıl ve mantıkla izah edilemeyen şeylere karşı verilebilecek en makul tepki; onu gülerek karşılayıp tiye almaktır, haliniz kaldıysa” diyeceğim sevgili okur…