Açık Radyo'nun karasal yayını kapatıldı
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), Açık Radyo’nun karasal yayıncılık lisansını resmen iptal etmesinin ardından, yaklaşık 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo'nun karasal yayını 16 Ekim saat 13.00'te kesildi.
Radyonun yayın lisansının iptal edilmesinin acikradyo.com.tr adresinden yayımlanan canlı yayın da dinlenemiyor.
Konuyla ilgili Çarşamba günü 17.30'da Açık Radyo'nun İstanbul'daki ofisinin önünde bir basın açıklaması yapılacak.
RTÜK'ün Haziran ayında yayın durdurma kararına uyulmadığı gerekçesiyle lisansını iptal etmesinin ardından Açık Radyo'nun başvurduğu idare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
RTÜK'ün bu karara itirazı reddedilmiş ve Açık Radyo yayınına devam etmişti.
Açık Radyo tarafından yapılan açıklamaya göre, Ankara 21’inci İdare Mahkemesi tarafından Eylül sonunda alınan yeni kararla " yürütmenin durdurulması isteminin reddine" karar verildi.
Radyo, bu karara karşı da yasal çerçevede itiraz etti.
Bu süreç devam ederken RTÜK'ün yayın lisansının iptali kararının Açık Radyo'ya 11 Ekim'de tebliğ edildiği açıklandı.
Radyo, gerek yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair ve gerekse yayın lisansının iptali kararlarına karşı yasal yollara mücadelesini sürdüreceğini belirtmişti.
Açık Radyo Yayın Koordinatörü Didem Gençtürk basına verdiği demeçlerde, radyo yayının artık "her an kesilebileceğini" söylemişti.
Radyonun karasal lisansı iptal edilince internet lisansının da iptal edildiğini ifade eden Gençtürk, yayıncılık faaliyetlerini "kesintisiz" sürdürmek için yöntemler aradıklarını belirtmişti.
Radyonun akaptılmasına sosyal medya kanallarında çok sayıda tepki geldi.
DEM Parti X hesabından yapılan açıklamada, "30 yıllık yayın hayatında bu coğrafyanın renklerini yansıtan, farklılıkların sesi olan Açık Radyo’nun karasal yayınının RTÜK tarafından kesilmesi kabul edilemez. Mikrofonları kapatarak çeşitliliğin sesini kısamayacaksınız. Sansüre karşı her daim basının yanındayız." denildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye'den Erol Önderoğlu, "Medya kutuplaşmasının giderek arttığı bir ülkede çoğulcu haberi temsil eden Açık Radyo’ya yayını iade edilmeli ve bu skandal çullanmaya son verilmelidir" ifadeleriyle kararı eleştirdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)' den yapılan açıklamada, "RTÜK son olarak 30 yıldır yayına devam eden Açık Radyo’nun karasal yayın lisansını iptal ederek evrensel gazetecilik ve hukuk ilkelerine, Anayasa’ya aykırı bir karar vermiştir. RTÜK bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarına ceza vererek yurttaşın bilgiye erişim hakkını engellemeye devam etmektedir. RTÜK sansür ve oto sansürü yaygınlaştırmaktadır" denmişti.
Kararın gerekçesi ne?
RTÜK, 22 Mayıs tarihli kararında Açık Radyo’ya, idari para cezası ve Açık Gazete programının yayınına beş gün durdurma cezası vermişti.
Yayın durdurma gerekçesi olarak, günlük haber programı Açık Gazete'nin 24 Nisan'da yaptığı yayında- programa katılan konuğun kullandığı "Ermeni soykırımı" ifadesi gerekçe gösterilmişti.
RTÜK açıklamasında, "yayın hizmetleri, Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz" ilkesinin ihlal edildiği belirtilmişti.
RTÜK ayrıca, Radyo'ya ihlalin bir yıl içinde tekrarı halinde, yayının 10 güne kadar durdurulacağını ve bir kez daha tekrarı halinde Açık Radyo’nun yayın lisansını iptal edeceği uyarısını iletmişti.
Kararda, programa katılan konuğun kullandığı "Ermeni soykırımı" ifadesiyle ilgili, "söz konusu tehcir hareketine yönelik kullanılmasının hamasi ve tarafgir bir tutumun ürünü olduğu" değerlendirmesi yapılıyordu.
Metinde " 'Ermeni soykırımı' ifadesi kullanılarak bir soykırım yapıldığı iddiasını kamuoyuna taşımak ve bu yönde algı oluşmasına fırsat vermek, asırlarca barış ve huzur içinde yaşamış olan Türk ve Ermeni halklarının ortak geçmişinin çarpıtılarak tarihten husumet çıkarılmasına hizmet edebilecektir" sonucuna varılıyordu.
Açık Radyo ise bu değerlendirmelerin "hatalı" olduğunu savunmuştu.
Radyo'nun kararla ilgili 28 Haziran'da yaptığı yazılı açıklamada, "Anılan kararın hatalı değerlendirmeler neticesi verildiği açık olup kararla ilgili yargısal müracaatlar yapılmıştır" ifadeleri kullanılmıştı.
Açık Radyo'nun kuruluşundan bu yana düşünce ve ifade özgürlüğünü ve "bunun doğal bir sonucu olan basın özgürlüğünü" savunduğu vurgulanırken, karardaki değerlendirmelerin "evrensel hukuk ve gazetecilik ilkeleri doğrultusunda" kabulünün mümkün olmadığı belirtilmişti.
'Yargı yolu dışında bu karara karşı gelmek gibi bir niyetimizin olmadığı ortadadır'
Açık Radyo'nun lisansının iptaliyle ilgili yaptığı açıklamada, verilen para cezasına uyulduğu ve "iyi niyetli" bir süreç sürdürülmesi için çabalandığı vurgulanmıştı:
"Yayın durdurmayla beraber verilen para cezası için karardaki gibi taksitlendirme talebinde bulunulmuş ve bu kabul edilerek ilk taksit ödenmiştir. Böylece yasaya karşı direnmek ve yargı yolu dışında bu karara karşı gelmek gibi bir niyetimizin olmadığı ve iyi niyetli bir süreç sürdürmeye çalıştığımız ortadadır.
"Gelinen noktada, Açık Gazete programındaki ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında olduğu tartışmasız bulunan bir ifadeden yola çıkarak Açık Radyo’nun yayın izninin iptali noktasına gelinmesi kabul edilemez bir durumdur."
Açık Radyo açıklamasında kararla ilgili yasal müracaatların yapılacağı belirtilmişti.
"30 yıldan beri yayın hayatına devam eden Açık Radyo, bundan sonra da aynı evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda, aynı sorumlulukla yayın hayatına devam edecektir" ifadeleri kullanılmıştı.
TGS: Karar Anayasa’nın düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 26. Maddesi'ne aykırıdır
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ise kararı eleştirerek, RTÜK'ün, "Açık Radyo ile ilgili verdiği lisans iptal kararı, açıkça Anayasa’nın düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 26. Maddesi'ne aykırıdır" mesajını yayınlamıştı.
Sendika, "Özerk bir kurum olması gereken RTÜK bu kararı derhal geri çekmelidir" çağrısında bulunmuştu.
RTÜK Üyesi Tuncay Keser ise RTÜK'ün, "en ağır cezasını" Açık Radyo için uyguladığını savunmuştu.
"Yaptırım kararının bir kısmını yerine getirmediği için" Açık Radyo'nun yayın lisansının oy çokluğuyla iptal edildiğini söyleyen Keser, kararın "basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe" içerdiğini belirtmişti.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Uluslararası PEN, ve Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO) gibi basın ve ifade özgürlüğü kuruluşlarıyla birlikte, Türkiye’nin yayın düzenleyicisi RTÜK’ün bağımsız radyo istasyonu Açık Radyo’nun lisansını iptal etme kararını kınadığını açıklamıştı.
13 Kasım 1995'te yayına geçen Açık Radyo, İstanbul ve çevresine yayın yapan "bölgesel bir radyo istasyonu" olarak tanımlanıyor.
Açık Radyo'nun internet sayfasında, "Faaliyetlerinde kâr amacı gütmeyen bir şirket olan Açık Radyo hiçbir çıkar ve sermaye grubuna bağlı değil" ifadeleri yer alıyor.
haber ve kaynak: bbc.türkçe
https://www.bbc.com/turkce/articles/cley407vnleo