JAPONYA ve 3 FELAKET !!!
Bugün, 2. Dünya savaşında ABD tarafından, Japonya’ya atılmış olan 2 adet nükleer bombalar sonucu yaklaşık 214.000 kişinin katledildiği gün. Çok üzücü bir katliam !!!
Bu konuda 13 yıl önce yazmış olduğum JAPONYA ve 3 FELAKET !!! başlıklı yazımı sizlere anımsatmak istedim.
Ayrıca Japonya’da yaşanan depremle, Fukişima Nükleer santralinin de çevre sağlığı açısından birer nükleer bombaya benzediğini söylemiştim. Ukrayna’da 1986 da patlayan Cernobil ve Ermenistan’da çok eski model olan Medzamor nükleer santrallerinin ülkemiz için oluşturduğu radyasyon tehlikelerini de anımsatmıştım.
Güzel ülkemizde Japonya gibi bir deprem ülkesidir. Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta art arda oluşan 2 deprem faciası ile 11 ilimizde yaklaşık 60.000 yurttaşımızı kaybettik.
Bu deprem bölgesinde bulunan Mersin-Akkuyuda, Ruslar tarafından yapılan Nükleer santralın da ülkemiz için büyük bir risk taşıdığını da tekrar anımsatmak istedim.
Umarım yaşadığımız bu depremler dikkate alınarak, Mersinde yapılacak olan Nükleer santralinin de olası risk analizleri yapılarak gereken önlemler alınır.
Kazanan güzel ülkemiz ve saygıdeğer halkımız olacaktır.
16.03.2011 tarihinde aynı konu ile ilgili yazdığım yazı ise aşağıda:
Japonya bence yüzyılımızın en büyük 3 felaketini ardı ardına yaşıyor. Doğa kaynaklı olan ve gelip geçen 9 şiddetinde deprem ve tsunami felaketi yüzünden binlerce can kaybı ile kentlerde milyarlarca dolarlık maddi hasar oluştu. Ama insan kaynaklı Fukişima nükleer santrallerden başlayan sızıntı ile açığa çıkan radyasyon felaketi bakalım ne kadar devam edecek?
Japonya, 2. Dünya savaşında vahşi ABD tarafından atılan nükleer bombalar yüzünden Hirişomada 140.000 ve 3 gün sonra da Nagazagide 74.000 kayıp vermiştir. Günümüze kadar kayıplarının acılarını çekmiş ve oluşan nükleer kirliliğe karşı büyük uğraşlar vermiştir. Yani çağdaş kentleşme için oldukça yüksek deneyime sahiptir. Yine de nükleer sızıntı yüzünden can kaybının olmamasını dilerim.
Bizden sonraki neslimize daha rahat ve daha çağdaş bir yaşam sağlamamız bizim görevimizdir. O nedenle yaşanan olaylardan ve felaketlerden ders almamız gerekir. Böylece bir kez daha yaşandığında olası felaketlerin zararı minimize edilmiş olur.
Bizim bölgemizde de yani orta doğuda inşaatı başlamak üzere olan ya da devam eden 21 nükleer reaktör olduğunu bilgilerinize sunmak isterim. Özellikle Japonya gibi bir deprem ülkesi olan güzel ülkemizde nükleer reaktörlerin yapımında Japonya dersi göz önüne alınmalı ve çok dikkatli olmalıyız. Nitekim Mersin-Akkuyuda Ruslar tarafından yapılacak nükleer santalın dünyada bir ilk olacağını ve 2007 de çıkardığımız yasada, kurulacak santralin, kuracak şirketin ait olduğu ülkede 5 yıl denenmiş olması şartına uymadığı ortaya çıktı (11.07.2010-Cumhuriyet).
Ayrıca sınır komşumuz Ermenistandaki oldukça eski model Medzamor nükleer santralından radyasyon sızmaları olduğu iddiası üzerine Iğdır, Ağrı, Muş, Tunceli, Hakkari ve Şırnakta 100 yerde ölçümler yapılıyor (25.01.2011-Milliyet). 1986 da Ukraynada patlayan Çernobil nükleer santralının feci sonuçlarını anımsayalım ve Doğu bölgesindeki vatandaşlarımızın sağlığını tehdit edecek bu riske karşı uyanık olalım.
Güzel ülkemizin enerji sıkıntısını çözmek için yöneticilerimiz nükleer santrallere başvuruyor. Halbu ki ülkemizin, çoğrafi konumu yüzünden sahip olduğu Rüzgar (200.000 MW/yıl), Güneş (10.000 kWh/m2 yıl) ve dünya sıralamasında 5. Olan jeotermal (24.839,9 TJ/yıl) enerji kaynaklarımıza öncelik verilmesi gerekir. Ülkemizin enerji sorununu, nükleer risk ve atık olmadan yıllarca çözmesi mümkün olan Rüzgar, Güneş ve Jeotermal gibi temiz enerjiye yatırım yapan kurum ve kuruluşlarımıza gönülden destek verelim.
Özellikle Güney Anadolumuzun güneş enerji kapasitesi dikkate alınmalı ve deprem bölgesi olan Mersin-Akkuyuda yapılacak Nükleer santral için bir kez daha düşünülmelidir !!!
Yine komşumuz olan Ortadoğu ülkelerinin de sahip oldukları güneş enerji kapasitelerini onlara anımsatalım ve yeni nükleer reaktör yapımlarında bir kez daha düşünmelerini isteyelim.
Saygıdeğer Japon halkına geçmiş olsun, kayıpları için sabır ve kalanlar içinde sağlıklar diliyorum.
NOT: Japonya, 1999 depreminden sonra Yalovada bir hastane yaptırdı. Ancak yapımı 8 yıl önce biten hastane bir türlü hizmete açılamadı. Modern cihazlarla donatılan hastane binası geçen sürede yıprandı ve yağmalandı. Umarım bizde Japonyaya elimizden gelen tüm yardımları en kısa zamanda yaparız.