haberanaliz

DEHB tanısı neden bu kadar arttı? Erkekler ve kadınlar nasıl farklı etkileniyor?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
DEHB tanısı neden bu kadar arttı? Erkekler ve kadınlar nasıl farklı etkileniyor?
"İşinde başarılı, mükkemeliyetçi hatta aşırı kontrolcü kadınlar yardım almak için gelebiliyorlar.

"Hayat mücadelesi içinde tükenmiş ve depresif şikayetlerle başvuran kadınlarda aslında depresyonu tedavi ettikten sonra, şimdiye kadar gözden kaçmış DEHB tanısının olduğunu görebiliyoruz."

Psikiyatri Uzmanı Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici, kliniklerine farklı şikayetlerle başvuran birçok kadına DEHB teşhisi konabildiğini BBC Türkçe'ye bu şekilde anlatıyor.

Dünya genelinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanılarında önemli bir artış yaşanıyor.

İngiltere'de 2015'ten bu yana DEHB ilacı reçete edilen kişi sayısı üç katına çıkarken, bekleme listesindeki yetişkinlerin tümünün muayene edilmesinin sekiz yıl alacağı tahmin ediliyor.

Benzer şekilde ABD'de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 2016-2022 yıllarında 3-17 yaş aralığında bir milyon çocuğa daha DEHB teşhisi konduğunu açıkladı.

Merkez, bu gelişmelerle birlikte DEHB'yi "yayılan bir halk sağlığı sorunu" olarak tanımladı.

BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar Türkiye'de de DEHB görülme sıklığında son 30 yılda iki kata varan artışlar yaşandığını söylüyor.

Rahatsızlığın kızlarda fark edilme ihtimalinin erkeklere oranla daha düşük seyrettiğine de dikkat çekiyorlar.

DEHB tanılarındaki artışın sebebi ne?

DEHB tıp dünyası için de görece yeni bir rahatsızlık.

1990'larda uluslararası çapta tanınmaya başlayan bozukluğun, büyük çoğunlukla çocukları etkilediği düşünülüyordu.

Ancak 2000'lere gelindiğinde DEHB'nin etkilerinin yetişkinlikte de devam ettiğine yönelik yaygın bir kanı oluştu.

BBC Türkçe'ye konuşan Psikiyatri Uzmanı Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici'ye göre bu tarihlerden itibaren çocuklukta tanısı atlanan ancak yetişkinlikte semptomları devam eden kişilerin olduğuna dair farkındalık arttı.

BBC Türkçe'ye konuşan Psikiyatr Doç. Dr. Ali Kandeğer, hem Türkiye'de hem de ABD'de yapılan bazı çalışmaların çocuklarda rahatsızlığın görülme sıklığının 1990'larda yüzde 5'lerdeyken bugün yüzde 10'un üzerinde olduğunu gösterdiğini aktarıyor.

Kandeğer'e göre tıp dünyasında DEHB'ye yaklaşımın değişmesiyle birlikte sağlık hizmetlerine erişimdeki iyileşmeler ve hastalığa dair önyargıların azalması da tanıların artmasına katkı sağladı.

Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici, dikkat eksikliğinin toplumda "şımarıklık, tembellik, bahane" gibi görülebildiğini belirtiyor ve ekliyor:

"Ancak yapılan araştırmalar gösterdi ki DEHB nörogelişimsel yani beyin gelişimiyle ilgili bir bozukluk. Hasta olan çocukların yüzde 80'i ergenlikte ve yüzde 50 ila 70'i erişkinlikte mağdur olmaya devam ediyor. Hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri azalma eğilimi gösterirken, dikkat ile ilgili sorunlar devam edebiliyor."

'Kızların uyumlu olması beklentisi tanıyı zorlaştırıyor'

DEHB, dünya genelinde çocuklarda en sık tanısı konan durum.

Sağlık Bakanlığı'na göre Türkiye'de Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı bölümlerine başvuran hastalar arasında DEHB tanısı alma oranı hem dünyada hem de Türkiye'de birinci sırada yer alıyor.

Ancak tanılarda cinsiyetler arasında belirgin bir açık var.

Resmi verilere göre, okul çağındaki çocukların yüzde 3 ila 7'sinde DEHB yaygın olarak görülüyor.

Ama oğlanlarda görülme sıklığı kızlara oranla 3-5 kat daha fazla.

Doç. Dr. Ali Kandeğer'e göre erkekler için çocuklukta semptomların görünür olması ebeveynler ya da öğretmenlerin durumu fark etmelerini kolaylaştırıyor.

Buna karşın kızların rahatsızlığı "daha sessiz yaşaması tanının atlanmasına" neden oluyor.

Tanı oranlarının farklı olmasında toplumsal cinsiyet rollerinin de etkili olduğu düşünülüyor.

Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici, kızlardan "uyumlu olmaları ve söz dinlemeleri beklendiğini" ve "akademik başarılarının erkekler kadar önemsenmediğini" ifade ediyor, bunun da hastalığın erken yaşta gözden kaçmasına neden olduğunu söylüyor.

'Erkekler suça sürüklenmeye daha yatkın olabiliyor'

DEHB'nin semptomları yaş ilerledikçe gerileyebiliyor.

Türkiye Psikiyatri Derneği, toplumdaki DEHB yaygınlığının çocuklukta yaklaşık yüzde 8, ergenlikte yüzde 6 ve erişkinlikte yüzde 4 olarak bildirildiğini söylüyor.

Bu gerilemeyle birlikte cinsiyetler arasındaki makas da kapanıyor.

Doç Dr. Ali Kandeğer bunda kadınların "ruh sağlığıyla ilgili tedavi aramaya erkeklere göre daha yatkın olmalarının" etkili olduğunu söylüyor.

"Kadınlar, çocukluktan beri devam eden telafi çabalarının yetersiz kalmasıyla kliniklere geliyorlar ve tanı alma oranları da artıyor" diye ekliyor.

Dr. Dr. Didem Sücüllüoğlu Dikici de çocukluğunda tanı konmamış erkek ve kadınlarda belirli örüntülerin izlenebildiğini belirtiyor:

"İşinde başarılı, mükemmeliyetçi, hatta aşırı kontrolcü kadınlar yardım almak için gelebiliyorlar.

"Hayat mücadelesi içinde tükenmiş ve depresif şikayetlerle başvuran kadınlarda aslında depresyonu tedavi ettikten sonra, şimdiye kadar gözden kaçmış DEHB tanısının olduğunu görebiliyoruz."

Erkeklerdeyse, öfke kontrol problemleri, içsel huzursuzluk, aniden karar değiştirme ve bunları sürdürememe, akademik ve iş yaşamında sorunlar sık sık görülen belirtiler.

Doç Dr. Ali Kandeğer, DEHB'li erkeklerin alkol ve madde kullanımıyla birlikte suça sürüklenmeye daha yatkın olduklarını, bu nedenle sağlık sisteminden kopabildiklerini belirtiyor.

Bu durum yetişkin erkeklerde tanı oranının düşmesine neden olan faktörlerden biri olarak görülüyor.

'Beyin çürümesi' ve 'multi-tasking' etkisi

Günümüz teknoloji kullanım alışkanlıkları insanları muhtemelen hiç olmadığı kadar görsel ve işitsel içeriğe maruz bırakıyor.

Öyle ki, Oxford University Press'in 2024 yılının kelimesi için yaptığı halk oylamasında bu yıl 'beyin çürümesi' yani brain rot seçildi.

Beyin çürümesi, internette özellikle "önemsiz veya zorlayıcı olmayan içeriklerin aşırı tüketimi sonucunda, zihinsel veya entelektüel kapasitenin gerilemesi" olarak tarif ediliyor.

Peki bu durum dikkat bozukluklarını nasıl etkiliyor?

Doç Dr. Ali Kandeğer, "beynin ödül sistemini uyaran çeldiricilerin teknolojiyle arttığını" ve bunların "dikkat süremizi kısalttığını" şöyle açıklıyor:

"Sosyal medya, kısa sürede çok sayıda insana etki edebileceğimiz bir mecra. Bir paylaşımımız çok fazla beğeni alıp bize ödül ve bağımlılık yapıcı etki oluştururken, az etkileşim alan gönderilerimiz ceza etkisiyle yoksunluk da oluşturabiliyor.

"Kolay yoldan dopamine ulaşmanın dikkat süresini kısaltmasıyla ilgili kanaatler tutarlı."

Buna karşın ekran kullanımının DEHB tanısındaki artışla bağlantılı olduğunu gösteren bir veri yok.

Uzmanlar DEHB tanısının konulabilmesi için danışanların yaşam örüntülerinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini ve çocukluk dönemlerinden de işaretler aradıklarını belirtiyorlar.

DEHB ilaçla tedavi edilebiliyor. Buna ek olarak hastalara spor ve ana odaklanan mindfulness egzersizleri öneriliyor.

Ali Kandeğer, insanların birden fazla işi yürütmek zorunda kaldığı rekabetçi yaşam koşullarının da rolüne dikkat çekiyor:

"Dikkat eksikliklerinin tedavisinde, mümkünse tek bir işe odaklanmayı, dinlenirken de tek bir şey yapmayı öneriyoruz.

"Örneğin yemek yiyorsak belki bir şeyler izlememeyi, izliyorsak hızlandırmamayı deneyebiliriz. Sadece yürüyüş yaptığımız, sadece oturduğumuz ve zihnimizi akışa bıraktığımız anlar daha fazla olmalı."

haber ve kaynak: bbc.türkçe

https://www.bbc.com/turkce/articles/c24nv0zgmr5o


BAŞKAN SEÇER, KARDEŞİNİ SON YOLCULUĞUNA UĞURLADIÖnceki Haber

BAŞKAN SEÇER, KARDEŞİNİ SON YOLCULUĞUNA...

Türkiye'nin AB'den beklentileri ne kadar gerçekçi?Sonraki Haber

Türkiye'nin AB'den beklentileri ne kadar...

Başka haber bulunmuyor!