Ak Parti ve Mersin -13-
Bir önceki yazım burada aynen duruyor.
Linki aşağıda:
https://www.haberanaliz.net/makale/ak-parti-ve-mersin-12-3609
Kongre güzel oldu diye yazınca, ismini zikretmediğimiz, yâda kendine paye çıkaran herkes, “benim de emeğim var” tiyatrosu sergilemeye başladı.
Biz kimin emeği, kimin yemeği olduğunu, PARTİYİ YILLAR YILI nasıl sömürdüklerini, içine dımdızlak bıraktıklarını, son yerel seçimde ellerindeki belediyeleri bile nasıl başkalarına pazarladıklarını çok çok iyi biliyoruz.
Milletvekillerinin lay lay lom çalışmalarını, gelip teşkilatlarda terör estirmelerini, ben vekilim saygı göstereceksin demelerini, ama mensubu oldukları partiden aday gösterilenlere (cumhur ittifakı) zerre katkı ve emek yapmadıklarını çok çok iyi biliyoruz.
Mesela Toroslar ilçesinde hangi vekilin niye çalışmadığını, meclis üyesi aday gösterilip de işleri nasıl sabote ettiklerini, il ilçe örgütlerinde nasıl ters çalıştıklarını yaşarak gördük.
Akdeniz ona keza.
Ak partinin vekilleri sahadayız diyor ya, sahada hangi adayın yanda kaç kez görünmüşler, hangi iş ve icraatı yada programı kendileri yapmışlar, o adaya ne gibi katkı sağlamışlar açıklasınlar!!!
O gün sahada hulus kalple çalışmayanlar önümüzdeki 2028 dede aynı akıbete kendileri uğrayacaklar bilsinler!
Bir defa bunların çoğu listelerde olmayacak.
MKYK da olan kişi yapılacak önümüzdeki seçimde MKYK’da olmayacak.
YDK olan kişi de olmayacak.
Yarın göreceğiz.
İl kongresinde büyük kongre delegesi yazılan Zafer Çağlayan’ı yeni görev bekliyor, yakında göreceksiniz.
Kürşat Tüzmen vekil sıralamasında yerini alır ise şaşmayın.
Ali Kıratlı, Sibel Söylemez’i bir dahi listede göremeyeceksiniz, partinin her hangi bir yerinde de olacaklarını sanmıyorum.
Nebati bey, sanırım farklı bir alan ve yerde Lütfi Elvan gibi değerlendirilecek.
2028’ kaybetmek istemeyen, 2003 ruhunu yaşatmak isteyen, partiyi 2050 yıllara taşımak isteyen reis ve ekibi çok radikal kararlara imza attılar.
Attılar diyorum, çünkü biliyorum.
Üfürmüyorum!!!
Mersin kilit isim.
Anahtar il.
Burayı alan İstanbul’u da, çok değişik illeri de alır.
Çünkü burası küçük İstanbul’dur.
Etnik kökeni, dini, dili, mezhebi değişik insanlardan oluşan bir nüfusa sahiptir.
2028 Milletvekilliği seçiminde Ak Partinin ülke geneli listelerinde yenileşim ve değişimi göreceksiniz.
Ancak Mersin ili için çok büyük sürprizlerle karşılaşacaksınız.
Ak parti yeni seçilen il yönetiminin, 2025 Şubat ayından sonra yapacağı çalışmalar, genel merkezden gelen uyacağı programlar, kendilerinin tespit ile yapılacak olan SAHA çalışmalarından göreceksiniz ki, vekil belirlemede çok farklı bir yöntemin uygulanacağını anlayacaksınız.
Bunu 2025 Şubat ayından sonra yapılacak olan icra-i faaliyetler gösterecek.
Masada otur, filanca kuruma emret, filancaya talimat ver ile bu işler yürümeyecek, bilfiil yöneticilerin tamamının her kademede sahada çalıştığına şahit olacaksınız.
Çalışmıyor ise, hemen ayıklanacak.
Bekleme, ona süre tanıma yapılmayacak.
Kademelerin toplantılarına, etkinliklerine, faaliyetlerine katılmayanlar, 2028 seçimlerine gelinmeden, 2025 ortası, sonu ve 2026 başı sonunda elenecekler.
Onlara hadi güle güle kardeş diyecekler, REİS’in hızına ve temposuna ayak uyduracak olanlar ile yol yürümeye devam edecekler.
Mevcut vekil olup, kademelerin faaliyet ve icraatlarına katılmayanlar da aynı akıbete uğrayacaklar.
Öncesinde Vekillik yapmış, Belediye Başkanlığı, Belediye Meclis üyeliği yapmış olanlarda aynı akıbete uğrayacaklar.
Geçmişte il ilçe başkanlıkları yapmış ve parti ile adını sanını duyurmuş olanlarda aynı akıbete uğrayacaklar.
Bu kez, hatır gönül işi yok, bunu herkes bilsin.
Herkes emeği kadar, çabası kadar, partiye kattığı değer kadar değer görecek.
Ben yazıyorum, saklayın bu yazımı.
Arın tersi olur ise, suratıma çarparsınız.
Ankara’da üç önemli toplantıya katıldım.
Ak parti 2028 için çok büyük gayret ve çaba içinde önemli çalışma palanları yapıyor.
Bu palanları, o yâda bu şekilde sabote edenlere, katkı sunmayanlara hiç acımayacaklar.
O tiplere, zaman geçirmeden, 2025 başı 2026 sonuna kadar yapılacak iş ve icraatlardaki ölçüleri karşılığında, YAR SAÇLARIN LÜLE LÜLE, HADİ SANA GÜLE GÜLE denilecek.
Mersin il Başkanı ve yeni yönetimi bu bilgiler ışığında, kendisine çeki düzen vererek, bir ACİL EYLEM PLANI (AEP) adı altında 2025 -2026- 2027 yılları için çalışma şekli, periyodu, faaliyetler, saha çalışmaları, ev ve iş yeri çalışmaları, halkın nabzını tutma çalışmaları gibi hizmetleri rapor haline getirmeli, yönetcilerine, kademelerdeki başkanlara bunu 2025 Mart ayı içinde eğitim semineri, panel, konferans olarak hizmet içi şeklinde sunmalıdır. Yani eğitimden geçirmelidir. Kademelerde görev alanlar disipline edilmeli ve tek amacın 2028 seçimlerini ezici çoğunlukla kazanmak için hedef belirlemek ve ona uygun çalışmak olduğunu kafalara kazımalıdır.
Aksi, partiyi Mersin’de daha kötü duruma düşürür ve sen ben kavgaları ile yürünecek yol, partiye çok zarar verir.
Benliklerden arınacağız, eteklerimizdeki taşları dökeceğiz, bir birimize kem söz söylemeyecek, Ankara’dan REİSİN uzattığı eli sımsıkı kavrayıp, onu bu bölgede hizmete ve başarıya dönüştüreceğiz.
Bunun başkaca yolu yok.
Yeni seçilen il MAZBATASINI aldı.
Önümüzdeki hafta yürütmeyi belirleyeceklerdir.
Mevcut il milletvekilleri listelere isimler sundular, şimdi o isimleri yürütmeye al dayatması yaparlar ise, çok büyük YANLIŞ yaparlar.
Bırakın il başkanı kiminle çalışacağını, yakın çalışmasına kimi alıp yürüyeceğini, yardımcısını kendi belirlesin.
Bu günkü yazımı konumuza uygun fakat affınıza sığınarak bir mizah ile bitireyim.
Hoca, bir ramazan günü tam iftar vakti, eve yetişememiş, karpuz tarlasından geçiyor imiş.
Demiş ki şurada bari iftarımı açayım.
Tarlaya girmiş, ezan sesini duyunca bir karpuz patlatıp o kıpkırmızı içini yemiş. Tattlı mı tatlı olan karpuz onu ferahlatmış, bir tane daha yemiş. Gözü doymamış, bir tane daha yemiş. Ve rahatlamış. Şükretmiş. Ama bakmış ki karpuz çok güzel, yahu birkaç tane de yanımda götüreyim sahurda yerim demiş. Şalvarının ipini açmış, küçük karpuzların birini sol ayağına birini sağ ayağına doğru koyarken, mal sahibi tüfeği ile bahçeye gelmesin mi?!!!
Hoca, hemen şalvarına istiflediği, koyduğu karpuzların birini sağa, birini sola atmış, şalvarı indirip o an orada DEFİ-İ HACET yapıyormuş gibi oturmuş.
Mal sahibi tüfeği hocaya doğrultmuş, “ne yapıyorsun buruda” diye sormuş.
Hoca, görmüyor musun, DEF-İ HACET yapıyorum.
Bizim oralarda öküz bokuna MAYIS derler.
Mal sahibi bakmış ki, hoca MAYIS’ın üzerine çömmüş, farkında değil.
Hoca demiş, o altındaki MAYIS MAYIS…
Hoca, kafasını altına eğip bakınca, o panik ile otururken, farkına varmadan Mayıs’a denk geldiğini anlamış.
Hazır cevap ya…
Bırakmıyorsunuz ki, adam gibi S….ÇAK demiş…
O yüzden bu karpuz hikâyesinde olduğu gibi, il başkanını yürütmesini belirlerken rahat bırakın.