KARTALKAYA acı gerçekler!!!
Bizim ülkemiz gerçekten tuhaflıklar ülkesidir.
Ahla vahla geçen ömrümüz, bu tuhaflıkların artmasına sebep olmuştur.
Deprem olur, ah vah..
Sel olur, ah vah…
Kasırga gelir, ah vah…
Orman yanar, ah, vah…
Gıdadan zehirleniriz, ah vah…
Yanlış teşhis ve tedaviden ölürüz, ah vah…
Yaşamımızın içinde bu ah vahların sonu bir türlü gelmez.
Bizde yetkili, ilgili yetkisini ve ilgisini esirger.
Görevini bir bahane ile yapmaz.
Kimse onu hesap sormaz.
Soramaz.
O benim, bu senin mantığı ile devleti idare edersen, yasayı, kanunu, tüzüğü, yönetmeliği yeri gelir işletir, yeri gelir işletmezsen, olacağı budur.
Ülkemizin en büyük sorunu, yasa, kanun, karşısında hiç kimsenin, hiçbir makam ve mevki sahibinin ayrıcalıklı olmaması, herkesin eşit ve hakça bir uygulamaya tabi tutulamamasıdır.
Her alanda torpil müessesesini yok edemezseniz,
Kanun ve yasaları herkese adil ve eşit uygulamazsanız,
Denetim görevinizi layığı ile hak ve hukuk çerçevesinde en adil şekilde yapmazsanız,
Ehliyet ve liyakate önem vermeden kamu kurum ve kuruluşlarına insanları idareci, yönetici, memur, işçi diye doldurursanız,
Devleti sağmal inek, yontulacak kaz, yenecek domuz, mitil atılıp yatılacak yer, dinlenilecek söğüt gölgesi görmeye alışmışların gözünde bu olmaktan çıkartamazsanız,
Biz bu faciaları, kötülükleri, ahlaksızlıkları, acıları daha çok yaşarız…
Devlet hepimizin devleti…
Devletin kaynakları çarçur edilmemeli, kamu malı hor kullanılmamalı, israf edilmemeli, devletin her kuruşuna sahip çıkılmalı.
Bunun için seferberlik ilan edilmeli.
Herkes bu konuda eğitilmeli.
Devlette görev alan en ufak bir memurun bile peygamber efendimizin hilatını giydiği anlatılmalı, adil, hakkaniyete uygun çalışması gerektiği öğretilmeli.
Yaşamın her alanında, her yerinde ve anında devlet DENETİMİ arttırmalı, toplumun her kesimini kanun ve nizama uymasını sağlamalı.
Kim görevini eksik yapmış ise, yâda kasıtlı yapmamış ise, rüşvet alarak, iltimas ederek işini yapmış ise, bu senden bu benden demeden, onun canına ot tıkamalıyız.
Adil, hak ve hukuk çerçevesi de, ALLAH RIZASI için doğru olanı yapmalıyız.
Acımamalıyız.
Yasaya, kanuna, ahlaka, vicdana uymayana ACIMAK olur mu?!
Allahtan korkun!!!
O zaman yasa, kanuna, vicdan ve ahlaka uygun yaşayanların suçu günahı ne?!
Sebepsiz yere, günahsız yere ölmek mi, aç kalmak mı, yoksul kalmak mı, işsiz kalmak mı, çaresiz kalmak mı, ahmak, aptal yerine konak mı, toplum dışına itilmek mi?!!!
Bolu da meydana gelen olay bütün bu saydıklarımın toplamıdır.
Kimse kimseye suç isnat etmesin, hepimiz suçluyuz!!!
Her olay yaşadığımızda ekranlarda, o şunu diyor, bu bunu diyor, lağa luga ile vakit öldürüyoruz.
Gerçekleri görün.
Gerçek yaşama bakın.
Söylediklerimiz ile yaptıklarımız çelişiyor.
Eylemle söylem bir değil.
Yasa, kanun, mevzuat herkese ayrı uygulanıyor.
Bunun önünü kesin.
Allah rızası için, bu milletin hayrı için, geleceği için bunu bir an evvel yapın, uygulamaya koyun.
Eksiklik burada.
Başka yerde değil.
Bizde, sizde, sende, onda, HEPİMİZDE…
İşimize geldiği gibi davranmaktan vazgeçelim artık.
Kamunun çıkarı, Devletin çıkarı, Milletin çıkarı, Ülkenin çıkarı, Doğanın çıkarı her şeyden önce gelmeli ve biz bunu millete eğiterek öğretmeliyiz.
Yoksa bu acıları daha çok yaşarız.
Kul hatadan münezzeh değil.
Ama bir hata da on kez yapılmaz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Kartalkaya da yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum.
Baki selam ve dua ile.